Oil translate French
294 parallel translation
Babama göre en iyi damat ancak Standart Petrol'ün sahibi falandır. Keşke anlayabilse.
Papa croit que personne ne me mérite, à part le PDG de la Standard Oil.
Atlantic Sigorta Şirketi için çalışıyorum. Tri-States Oil firması çalışanlarını bize sigortalatıyor.
La Cie qui employait Lunn assure son personnel chez nous.
Gözün üstünde olsun.
Tenez-le à l'oil.
Hep beni etkilediler. Bir tanesi Sandart Petrol pompasına bakıyordu.
Celui-là travaillait pour la Standard Oil.
Hayır. Sandart Petrol, Rockefeller adlı bir adamın şirketi.
Non... la Standard Oil appartient, je crois, à un nommé RockefeIler.
"Olive oil", Fransızlar'ın dediği gibi!
A la revoyure!
Hadley Petrol Şirketi için neler yapıyorsunuz?
Qu'est-ce que vous faites pour la Hadley Oil Company?
Trans American Petrol Şirketi.
Trans American Oil.
Trans Amerikan Petrol.
Trans American Oil.
Shell Oil, Imperial Tobacco,
Imperial Tobacco! Le thé Lipton!
Stamper Petrol'ün hisseleri bugün on dört puan yükseldi.
Les actions de la Stamper Oil ont pris 14 points, aujourd'hui.
- Benzin parası, efendim.
– Pour le gas-oil.
Bu Elektrikli Göz Tespit Alarm Sistemi. Biz buna kısaca E.G.T.A. diyoruz.
Systeme de detection et d'alarme oil electrique ou S.D.A.O.E., tel en est le nom.
Aklımdan hiç çıkmadı.Bütün gece gözüme uyku girmedi.
Je ne pense rien d'autre. Je n'ai pas ferme l'oil de la nuit.
Ama onu koruyan 1,000,000 tane de polis vardır.
Mais elle est sous l'oil vigilant d'un million de policiers.
Elektrik Göz, korumalar....
L'oil electrique, les gardiens...
- Sakın ağlamaya kalkma!
- J'ai quelque chose dans l'oil.
Yüzbaşı, benim gözümde, bir asker kaçağı.
Capitaine, mon oil! C'est des déserteurs!
Şişko, hockey sopam nerede?
Oil, où est ma crosse de hockey?
20,312 ; artış 1,12 puan...
Azimir Oil, 2078, en hausse d'un point et cinq huitièmes.
PAUL FRANKER'IN PETROL VE GÜÇ İSİMLİ KİTABINDAN.
Dans le livre de Paul H. Frankel : "Oil and Power Policy"
Banka müdürünün kardeşi Beacon City'deki Con-Sol Petrol'ün yönetim kurulunda.
Le frère du directeur est administrateur de la Con-Sol Oil.
Hem de tek gözle.
En plus, avec un seul oil!
PRENSES SARAI ( BERUNERA OIL )
Princesse Sarai Société Pétrolière Vernera
Gözlerim kapalıymış meğer görememişim.
L'étincelle était dans mon oil. J'étais aveugle.
Aramco'nun kontrolü onlarda. Exxon, Texaco ve Mobil Oil de onların.
Ils contrôlent Aramco, c'est-à-dire Exxon, Texaco et Mobil Oil!
Atko Petrol'den duymuş olmalısınız. Ve bu da George Bascomb, kendisi jeolog.
Vous connaissez sûrement la société Atko Oil et voilà George Bascomb, son géologue.
Ve şey... en iyi iş yapanları emekli ederek işe başladı. Sonrada New York'taki petrolcülerle yakınlık kurdu.
'Rockefeller, qui avait pris sa retraite en tant que Gouverneur de New York,'était également président de la Standard Oil.
Texaco Petrolleri'nin başkanı olmak ister misin?
Tu veux être le Président de Texaco Oil?
Bu olaydan beri uyumadi.
Elle n'a pas fermé l'oil depuis ça.
- Gözüme kum kaçmiºti.
- J'ai du sable dans l'oil.
Ve burada pazarlık yaptıklarımız, Birleşik Devletler'in yakın ve kalıcı müttefikleri. İskoçyalılar İskoçya ile Knox Petrolleri arasındaki diğer bağlantılardan söz etmiyoruz bile.
Nous traiterons avec des alliés proches et stables des Etats-Unis sans parler des liens historiques entre Knox Oil et l'Ecosse.
Afedersiniz, ben Macintyre. Houston Knox Petrolleri'nden.
Macintyre, de Knox Oil and Gas, Houston.
Evet, Knox Petrolleri, Aberdeen.
Knox Oil and Gas, Aberdeen.
Ben, Knox Petrol Şirketi'ni temsil ediyorum Bay Urquhart. Gordon.
Je représente Knox Oil, M. Urquhart.
Knox Petrol'ü aradığınız için teşekkür ederiz.
Merci de votre appel. Ici, Knox Oil.
Knox Petrol'ü aradığınız için teşekkür ederiz.
... appel. Ici, Knox Oil.
Macintyre, Knox Petrol Şirketi. Houston'dan.
Macintyre, Knox Oil, Houston.
Seni birkaç hafta izlerler, casus olmadığından emin olmak için.
Il t'a a l'oil. Pour savoir si tu es un espion.
Bu tam Madison Avenue züppelerine göre bir şey.
C'est du tape-a-l'oil de Madison Avenue.
Çok gençtiler, gözleri hayvanlar gibi soğuktu.
Jeunes, avec l'oil froid d'un fauve.
Sutton Petrolü babama bıraktı - babam benim devralmamı beklerdi.
Il a légué Sutton Oil à papa, qui voulait que moi, sa fille unique, le reprenne.
Sutton Petrolü hileli bir vekaletnameyle devraldı.
Il a pris le contrôle de Sutton Oil dans une bataille de procédures truquée.
- Gözünü ayırma...
- Gardez l'oil sur- -
Kadını yoklamak için onu tekrar göndereyim mi?
Tu veux que je le renvoie jeter un autre coup d'oil?
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar, Geodynamics!
Fulham Oil, Brant Resources, Geodynamics...
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar...
Fulham Oil, Brant Resources...
"Yağ Tenekesi," "Kedibalığı." gibi.
Comme "Oil Can", "Catfish".
Şimdi, gerçekleri tarafsızca değerlendirmek lazım.
Voyons les choses d'un oil impartial.
- Gözüme birşey kaçtı.
Votre oil va tres bien.
- Gerçeklik anı!
- Le coup d'oil fatal! Oui.