Olabilir translate French
114,590 parallel translation
Bu beklediğim son anlar olabilir.
C'est peut-être la dernière fois que j'attends.
Cezam olabilir.
Mon châtiment, j'imagine.
- O halde Pazar, Pazartesi senin olabilir.
- Alors... Tu auras le lundi et le dimanche.
Başka bir nedenim olabilir mi?
Quelle autre raison pourrais-je avoir?
Yani? Gönderilmek daha kötü olabilir.
L'affectation sera peut-être pire.
Senin için tek yol bu olabilir.
Ce pourrait être le seul moyen.
Bunun mutfakta bulduğum çiçeklerle bir alakası olabilir mi?
Est-ce que ça a à voir avec les fleurs que j'ai trouvées dans la cuisine?
Gün ortasında iş yerime gelmen yakalanmamıza neden olabilir.
Et venir à mon boulot va tous nous faire repérer.
Bayan Gibbs suçumun cinayete teşebbüsten çok daha kötü olduğunu düşünüyor olabilir ancak kendimi savunmama izin vermeyerek 140 yıllık bir emsali görmezden gelmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Mme Gibbs peut penser que mon crime est pire que celui-ci, mais je ne crois pas d'abandonner 140 années de jurisprudence en ne me permettant pas de défendre mon cas.
Değiştirmek için bir şansım olabilir ama önce ortağıma danışmam gerek çünkü biraz çalışmamam gerekebilir.
Je peux changer ça, mais je voulais en parler à mon associé d'abord parce que ça voudrait dire que j'aurai besoin d'une pause.
Aklından geçenleri biliyorum. Bir sekreter nasıl ortak olabilir?
Et je sais à quoi tu penses... comment une secrétaire peut être nommée associée?
Söylemek hoşuma gitmiyor ama haklı olabilir.
Je déteste le reconnaître, mais il a raison sur ce point.
- Fakat bu şekilde düşünen bir şirketin... - haklarını hiç ödememeye çalışma gibi bir politikası olabilir.
Mais une compagnie qui pense comme ça... devrait avoir une stratégie pour ne pas payer les réclamations du tout.
- Yeni ofisin olabilir diye düşünmüştüm.
Je pensais peut-être dans votre nouveau bureau.
Waterford kısır olabilir.
Waterford doit être stérile.
Eğlenceli olabilir. Titreyen yatakları var.
Ce serait marrant, il y aurait un lit vibrant.
Doğru olabilir.
Ça, c'est pas faux.
Söylenti olabilir, bilemiyorum.
Peut-être juste des rumeurs.
Yardımcı olabilir miyim?
Je peux vous aider?
- Sadece bir paket. - Her şey olabilir.
- C'est qu'un colis.
Homolar aynı zamanda şerefsiz olabilir.
Les homos aussi peuvent être des connards.
Kokain olabilir.
De la cocaïne?
Olabilir.
Peut-être.
Bir annenin kızını bulmasından daha önemli ne olabilir?
Qu'est-ce qui est plus important qu'une mère qui cherche sa fille?
Çünkü dünyalarımız yok olmuş olabilir, fakat bir neden için kurtarıldık.
Car nos planètes ont été détruites, mais on a été épargnés pour une raison.
O farede veba olabilir.
Ce rat pourrait avoir la peste bubonique.
Acaba eski takım arkadaşlarımdan hangisi karşı koyuyor olabilir? Bayan Lance'in öldüğünü düşünüyorum.
Lequel de mes anciens alliés pourrait se battre?
Sanırım tüm yaşadıklarımızdan sonra bir öpücük cazip olabilir.
Je suppose qu'après ce que tu as traversé, un bisou semblerait vieillot.
İngilizler onursuz olabilir ama ben değilim.
Les Britanniques ne sont pas honorables, mais moi oui.
- Ne kadar uyuduk? - Bir saat olabilir?
Combien de temps a-t-on dormi?
Bu Noel yemeği, aklına gelen en güzel fikir olabilir.
Ce repas de noël? Peut-être ta meilleure idée.
- Bu uzun bir liste olabilir.
La liste pourrait être longue.
O süre sandığından biraz daha kısa olabilir.
Ce ne sera plus très long.
Duygusal davranıyor olabilir ama takım, taktikten önce gelmeli.
C'est peut-être sentimental, mais l'équipe devrait passer avant les tactiques.
Sanırım demek istediği şey, buna engel olabilir misin?
Tu peux régler ça?
Kokumu almış olabilir.
Elle a repéré mon odeur!
Bir şey onun zihnine saldırıyor olabilir mi?
Quelque chose pourrait-il attaquer son esprit?
Hala burada olabilir.
Elle pourrait toujours être ici.
İçimizden herhangi biri olabilir.
Ça pourrait être n'importe qui d'entre nous.
Fakat o olabilir.
Mais ça pourrait être elle.
İçinizden herhangi biri de olabilir.
Ça pourrait être n'importe lequel d'entre vous.
Bir arkadaşa ihtiyacı olabilir.
Elle a sûrement besoin d'une amie.
Sence ne istiyor olabilir?
Qu'est-ce que tu penses qu'elle te veuille?
Ama çok geç olabilir.
Mais ce sera trop tard.
Sentetik olabilir.
Ça pourrait être synthétique.
Supergirl beni kurtarmış olabilir, ama Kara Danvers sen benim kahramanımsın.
Supergirl m'a peut être sauvé, mais, Kara Danvers, tu es mon héro.
Konuklarımızın bazı soruları olabilir.
Nos hôtes auront des questions.
Çok ilginç bir fikir ve ikinci kitabın konusu olabilir.
Ça ferait un second livre génial.
Ya da ölüyor olabilir.
- ou il se meurt, ou...
Yatmamış da olabilir.
Ou pas.
- Olabilir.
Possible.