Oldun translate French
13,708 parallel translation
Anlaşılan ona gitmesini söylerken ikimize de iyilik etmiş oldun.
Tu nous as rendu service à tous les 2 en lui disant de quitter la ville.
Böyle mi vampir oldun kendini öldürerek mi?
C'est comme ça que tu es devenue vampire, tu t'es suicidée?
İşte bu yüzden, Mary Louise her zaman benim favorim oldun.
Voilà, Mary Louise, pourquoi tu as toujours été ma préférée.
Ve sen annemle ilgili her şeyde yanımda oldun yani kaçmak istersen anlarım seni.
Et tu m'as soutenue pour tout ce que j'ai vécu avec ma mère, donc je comprendrais parfaitement si tu voulais partir.
Ne zamandan beri mantıklı düşünür oldun?
Depuis quand toi tu penses logiquement?
Evet, çok yardımcı oldun Marcel.
Oui, vous avez prouvé très utile, Marcel.
Şimdi de veteriner psikiyatristi mi oldun?
Qu'es-tu? Un psy pour animaux aussi?
Mümkünse bizi her zamankinden daha çok öldürmek istemelerine sebep oldun.
Ils ont encore plus envie de nous tuer.
Her zamanki gibi, bir krize neden oldun ve bunu kendi çıkarına dönüştürdün.
Comme toujours, tu trouves le moyen d'exploiter une crise et la tourner en ta faveur.
Başına örtü takıp birkaç kez camiye gittin diye Müslüman mı oldun sandın?
Tu penses qu'en portant un voile et en allant plusieurs fois à la mosquée, tu es une musulmane?
Çok katı ve sığ bir adam oldun.
Tu deviens strict et autoritaire.
Sen hep bela oldun zaten.
Tu as toujours été un problème.
Şimdi tam bir Çeçen oldun işte.
Maintenant tu es Tchétchène.
Bir gün çok acımasız oldun birden.
Un jour tu es devenu très cruel.
İşte şimdi Çeçen oldun.
Maintenant tu es Tchétchène.
Sana ihtiyacım olduğunda hep yanımda oldun.
Tu arrives toujours quand j'ai besoin de toi, Dmitry.
- Kaç oldun--25?
- T'as quel âge... 25?
Gerçeği öğrenmeme engel oldun.
Tu essayais de m'empêcher de connaître la vérité.
Beni Excalibur'a bağladığında gözlerimi açmış oldun.
Quand tu m'as relié à Excalibur tu m'as ouvert les yeux.
Bu yüzden hep bir yetim oldun.
Et c'est pour ça que tu seras toujours une orpheline.
Her zaman hayalini kurduğum adam oldun.
Tu es... tu es l'homme que j'ai toujours espéré que tu sois.
Arkadaş bulmak için internete yönelmeme neden oldun Kevin.
Tu m'a fait aller sur Internet pour trouver un ami, Kevin.
Bize ihanet edenlerden taraf oldun.
Tiré au sort avec ce qui nous ont trahi.
Kim öldü de sen patron oldun?
Qui est mort et a fait de toi le chef?
Şimdi ona düşkün mü oldun?
Vous êtes friands de lui maintenant?
Daima olmanı umduğum kişi oldun.
Vous êtes l'homme que je toujours espéré vous deviendriez.
- Bu mahkûmun yanında olmamdan rahatsız mı oldun?
- Tu ne me fais pas confiance avec le prisonnier?
Çok iyi bir baba oldun.
Tu as été un père génial.
Geçtiğimiz birkaç ayda egomu dizginlemem konusunda çok yardımcı oldun.
Vous avez été tellement bonne pour mon ego ces derniers mois.
- Evet, kendi ayağına sıkmış oldun. Ayağını yorganına göre uzatırsın, ayak diretirsin.
Tu t'es tiré une balle sur ton pied, tu as mis les pieds dans le plat, tu as trouvé chaussure à ton pied.
Sen her zaman benim Supergirl'üm oldun.
Tu as toujours été ma Supergirl.
Pişman mı oldun yoksa?
Tu as des remords?
Yani geç kaldın, otobüse bindin ve grip mi oldun?
Tu es en retard, tu as pris le bus, mais tu as un rhume?
Liseden mezun oldun.
Qu'après avoir été diplômée.
Ve kız kardeşinden çaldığın parayı kazanmış oldun.
Et ta sœur a gagné celui que tu lui as volée.
En azından dövüş sanatında aralıksız çalışmanın hikmetini kanıtlamış oldun.
Au moins, ça aura prouvé la nécessité d'un entraînement continu en arts martiaux.
Bunun için gönüllü mü oldun?
Vous étiez volontaire pour ça?
Bir katille beraber oldun, Dash.
Tu as juste couché avec une tueuse, Dash.
Evet, ama bana kötü örnek oldun.
Oui, mais selon moi, tu as montré un mauvais exemple.
- Merhaba. - Artık koruma mı oldun?
- Tu es dans la Garde maintenant?
Sen anlatmış oldun şimdi.
Tu viens de le faire.
Beyaz koltukta âdet mi oldun?
T'as eu tes règles sur un canapé blanc?
Senin gördüklerini gören başka bir doktorla konuşma şansı yakalamış oldun.
Regarder ça comme une chance de parler à un autre médecin qui voit ce que vous faites.
İşi en iyisinden öğrendin ve en iyisi oldun.
Tu as appris des meilleurs, Et tu es devenu le meilleur.
Aslında bana yardımcı oldun.
En fait, tu m'as un peu aidée.
Alınma ama ne zaman sorunlu oldun?
Ne le prends pas mal, mais... qu'est-ce qui cloche chez toi?
Sekiz yaşındayken ailenin boşanmasına sen sebep oldun.
Tu es la raison pour laquelle tes parents ont divorcé quand tu avais 8 ans.
Panik oldun ve onu boğdun.
Vous avez paniqué et vous l'avez étranglé.
Memnun oldun mu?
Satisfait?
Ne zaman bu kadar paragöz oldun?
Quand avez-vous renoncé à vos principes?
Çok güzel oldun. Gözlerini öne çıkartıyor.
Vous êtes très jolie.