Olsaydı translate French
32,319 parallel translation
Eğer ben bir şey kazanmış olsaydım, hiç kendimi beğenmiş olmazdım.
Si je gagnais, je ne serais pas aussi suffisant.
Oradaki Paige olsaydı, barakaya döner miydin?
Si Paige était dehors, tu ne voudrais pas retourner la chercher?
En başından hesapların doğru olsaydı az kalsın kendimiz öldürtmek zorunda kalmayacaktık.
Si tes calculs avaient été justes la première fois, nous ne serions pas passés à deux doigts de nous faire tuer.
Hayır, keşke rezil bir baba olmanın sebebi bu olsaydı.
Non, j'aimerais que ce soit la raison pour laquelle tu étais un père terrible.
Eğer olsaydı, baştan başa yüzlerce kez okurdum çünkü seni doğduğun andan beri çok sevdim.
Si il y en avait eu un, Je l'aurais lu cent fois, de la première à la dernière ligne, parce que je t'ai aimé à la minute où tu es né. Je ne savais pas...
Olsaydı, güvenlik elemanlarımıza söylerdim.
Si c'était le cas, j'aurais averti les agents de sécurité.
Bak, keşke seninle konuşacak zamanım olsaydı.
Ecoutez, j'aimerais avoir le temps de plaisanter avec vous... 60 secondes.
- Mesela Josh'a âşık olsaydım... - Hayır. Echo Park'tan sahte vejetaryen bir şefle takılır mıydım?
- Si Josh m'intéressait, est-ce que je l'aurais fait avec un faux chef végétarien de Echo Park?
10 dakikası daha olsaydı bunu kafana geçirirdi.
Encore 10 minutes, elle te plantait ça dans la tempe.
Adalet sistemiyle edinmiş olduğu tecrübeleri edinmiş olsaydım açıkcası ben de korkardım.
Si j'avais eu l'expérience qu'il a eu avec le système judiciaire, je serais vraiment morte de peur aussi.
Eğer bu doğru olsaydı Honduraslılara yaptığı saldırıyla konu kapanır ve kesinlikle Sombra Roja'nın o morgu bombalamak için bir nedeni kalmazdı.
Si c'était le cas, la mort des Honduriens aurait été réglée, Sombra Roja n'aurait eu aucune raison d'exploser une morgue.
... Kuzey Woodmere Park'ını ayırmamış olsaydı.
Idlewild Park de North Woodmere Park.
Birazcık daha zamanım olsaydı onu evine getirebilirdim.
Si j'avais eu un peu plus de temps, j'aurais pu la ramener à la maison.
Eğer burada olsaydı, haberimiz olurdu.
S'il était en ville, on le saurait.
Bir tahmin yürütecek olsaydım ışık kırmızı Kripton güneşini taklit ediyor derdim.
Si je devais deviner, Je dirais que la lumière imite le soleil rouge de Krypton.
Keşke başka bir yolu olsaydı.
J'aurais aimé qu'il y ait un autre moyen.
Eğer Tanrı diye bir şey olsaydı, General eminim ki bizi böyle bir durumun içine en başta sürüklemezdi.
Si il y avait un Dieu, je suis qu'elle ne nous aurait pas mis dans ce pétrin à la base.
Keşke ofisimin manzarası böyle olsaydı.
J'aimerais l'avoir depuis mon bureau.
Hayır senin olsaydı oturma derdin.
Non, vous ne m'auriez pas dit de m'asseoir ici ci c'était le cas.
Madiba gerekeni yapıp beyaz şeytanı yok etmiş olsaydı halkıma çok şey kalacaktı.
Si Madiba avait fait le nécessaire en exterminant le diable blanc, mon peuple serait à l'abri du besoin.
Sana para vermemiş olsaydım şimdiye kadar ya ölmüş ya da hapiste olurdun.
J'aurais parié de l'argent que tu étais morte ou en prison maintenant.
Ve eğer NSA kuklası olacağına gerçek bir polis olsaydın - bunu biliyor olurdun. - Whoa.
Si t'étais toujours un vrai flic au lieu d'une marionnette de la NSA, tu le saurais.
Eğer laptopum burada olsaydı notlarıma erişebilirdim.
Si j'avais mon ordinateur, je pourrais accéder à mes notes.
Hislerini O'na söylemiş olsaydın eğer, kapalı olan bir kaç kapı bulsaydın ve o kapıları harika bir şekilde açsaydın.
Si vous lui aviez dit ce que vous ressentez, vous auriez pu trouver une fin ou ouvrir la porte à quelque chose de merveilleux.
Diğer işçilerden olsaydım, şimdiye vurmuştun.
Si j'étais un autre terrassier tu m'aurais mis à terre.
Bir ismi olsaydı onu kullanırdım.
Je l'appellerais par son nom, s'il en avait un.
Bu bir işletme olsaydı yaptığı değişiklikler alkışlanırdı.
Et si ce n'était qu'un simple business, ça serait applaudi.
İyi bir örnek olsaydı karısıyla arasını düzeltir ve Margaret'i yalnız bırakırdı.
S'il c'était le cas, il se remettrait avec sa femme et laisserait Margaret tranquille.
Düzeltirdim, eğer olsaydı.
Je le ferais, si j'en avais.
Bu bebeklerin dili olsaydı...
[Halètements] Si ces poupées pouvaient parler...
En son şiirlerinden bazılarını keşke bana okumuş olsaydın.
C'est dommage que tu ne m'aies pas lu certains de tes poèmes récents.
Keşke dünyada daha iyi bir fizikçi olsaydı.
Le monde méritait un physicien plus compétent.
Fırtınalar bizi öldürmese bile, yağmacılar, silahlı milisler var... Ya başka bir yolu olsaydı?
On n'échappera pas aux anomalies, aux pillards.
Cole 1900 bilmem kaçtan geldiğinde olsaydı valla umurumda olmazdı.
Je me fous de savoir si Cole pourra fragmenter.
Sen olsaydın hangisini seçerdin?
Qu'as-tu choisi quand tu étais à ma place?
Ama belki de daha cesur olsaydım dünyayı kurtarabilirdim.
Mais si j'avais fait preuve de courage, j'aurais pu sauver le monde.
Açıkçası hazineyi onlara vermiş olsaydım, ikimiz de öldürülürdük.
Si je leur aurait rendu l'argent, ils nous auraient toute les deux tuée.
Paramız olsaydı...
Si seulement nous avions de l'argent.
Keşke benim de tarzım olsaydı.
Oh, j'aurais aimé avoir ma vibe.
Eğer olsaydım. Ki iğrenç. Değilim.
Si je l'étais, lequel beurk, je ne suis pas.
Normal bir hayat yaşıyor olsaydım bu bir sorun olmazdı.
Ç'aurait été très bien si j'avais dû vivre une vie normale.
- Kumarbaz biri olsaydım evet derdim.
- Si j'étais parieur, je dirais oui.
Hayır! Keşke başka bir yolu olsaydı...
J'espérais qu'il y aurait un autre moyen, vraiment,
Meraktan soruyorum, burada bir hayalet olsaydı, var diye demiyorum ama ondan nasıl kurtulabiliriz?
Juste par curiosité... S'il y avait un fantôme ici, je ne dis pas qu'il y en a. Comment le chasser?
Fena değil ama bir ortağım olsaydı daha iyiydi.
Pas mal, mais ça serait beaucoup mieux si j'avais un partenaire.
Doktor tek seferde 1000 insanı kurtarma şansın olsaydı inandığın ve işe yarayacağını bildiğin sihirli bir yöntemle onları uyutup sonra da uyandırabilecek olsaydın bunu yapardın, değil mi?
Eh bien, doc... si tu avais la possibilité de sauver 1000 personnes d'un seul coup... de les endormir et ensuite de les réveiller... par un procédé magique en lequel tu crois et que tu sais faire fonctionner... tu le ferais, pas vrai?
Seçme şansın olsaydı ne yapardın?
Que ferais-tu si tu pouvais choisir?
Onun yerinde olsaydın, hatırlamak ister miydin?
À sa place, voudrais-tu te souvenir?
Eğer hala bitişiğimizde yaşıyor olsaydı sigorta şirketi ile bir sorun yaşamayacaktı.
S'il vivait encore à côté, il n'aurait pas ce problème d'assurance.
Keşke beraber kamp yaparken hissettiklerimizi hatırlamasının bir yolu olsaydı.
Qu'il se souvienne de ce qu'il ressentait au camps.
- Keşke Kara da burada olsaydı.
J'aimerais que Kara soit là.