Opinions translate French
943 parallel translation
Herkesin birçok fikri var.
Tout le monde a beaucoup d'opinions.
"... ve başkaları ne düşünürse düşünsün... kendine güvenin olsun, o zaman kaybedemezsin ".
.. et peu importe les opinions, il faut avoir la confiance en vous.
Bu görüşleri halkın önünde belirttim, özel hayatımda ihlal edemem.
Je respecte dans le privé les opinions que je soutiens en public.
Zevklerimiz hiç uyuşmuyor.
Un conflit d'opinions.
Bir kadının politik düşünceleri yoktur.
Une femme n'a pas d'opinions politiques!
Siyasi görüş olarak farklı kulvarlarda koşuyoruz da.
Nos opinions politiques divergent.
Söz veriyorum madam çocuklarınızın eğitiminde politik inançlarımın etkili olmasına izin vermem.
Je vous donne ma parole, madame, que je mes opinions politiques n'affecteront pas mon enseignement.
Dinleyin. Bay Kane bir haftaya kalmaz onları kendi istediği kalıba sokar.
Mais M. Kane les fera vite changer d'opinions!
Onun kadar çok fikri olan başka birisi yoktur.
Personne n'a jamais eu plus d'opinions que lui.
Size ve sahip olduğunuz bu hiçliğe.
Vous et vos opinions à deux sous!
Ne düşünüp, söylediğin değil ; kime, nerede, ne zaman söylediğin önemlidir.
Ce qui compte c'est le moment et lieu où un homme peut exprimer ses opinions.
Belli ki, ikimizin anlayışı çok farklı.
A l'évidence, nos opinions diffèrent.
Hakim Bey, New York eyaleti... Noel Babanın varlığını kabul ediyor. Ama biz de Bay Gailey'den kişisel fikirlerini... kanıt olarak göstermeyi bırakmasını istiyoruz.
L'Etat de New York reconnaît l'existence du père Noël... mais exige d'autres preuves que de simples opinions personnelles.
Karşı fikirde olan yüzlerce tanık getirebiliriz... fakat biz bu oturumun uzayıp gitmesini... önlemek arzusundayız.
Nous pourrions entendre d'autres opinions... mais nous voulons raccourcir l'audience.
Rademacher'lar yer kapladığım için benden nefret ediyorlar.
Non, à cause de vos opinions. Idiot!
Peki ya kocası arada bir kendi fikrini dile getirmek isterse?
C'est ce qui qui arrive quand son mari exprime ses propres opinions.
Fikirlerin umurumda değil. Olsunlar.
Je me soucie pas de tes opinions.
- Baylar, doğru dürüst görüşler olmalı
Messieurs. Il semble que vos opinions divergent.
Halkın farklı fikirleri, haberleri alabilme hakkından. Sadece bir liderin fikirlerini değil, hatta bir hükümetin bile değil.
Les citoyens ont droit à une palette d'idées et d'opinions, non à celles d'un seul homme ou d'un seul gouvernement.
Ben her zaman evlenmek isteyen bir adamın ya her şeyi bilmesi gerektiği ya da hiçbir şeyi bilmemesi gerektiği düşüncesinde olmuşumdur.
De nos jours, ce n'est pas une garantie de respectabilité. Vos opinions politiques?
Nana, dadı olan köpek fikirlerini kendine saklar tüm olaylara belli bir hoşgörüyle bakardı.
Nana, la nourrice, était un chien... et gardait ses opinions pour elle. Elle voyait tout cela avec une certaine tolérance.
Her konudaki görüşlerinden bahsediyorum.
Et ses opinions sur tout?
Hepsi çok güzel. - Teşekkür ederiz. - Baba, bizi tanıştırmayacak mısın?
Il est plein d'opinions, dont l'une est qu'il peut écrire de la bonne musique en temps planifié.
Fikriniz nedir, doktorlar?
Quel sont vos opinions?
Yada doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapacak kadar cesaretin yok mu senin?
Avez-vous peur de suivre vos opinions?
Yani, fikrini beyan eden birini tutuklayamazsınız öyle mi, Şerif?
On ne peut pas arrêter un homme pour ses opinions. Pas vrai, shérif?
Dur bir dakika. Bu makine değerlendirme yapamaz demiştin. Hayır, yapamaz.
Je croyais que cette machine n'émettait jamais d'opinions.
Ama'Yalnız'Rhodes ; etki gücü olan biri, bir fikir denetleyicisi haline getirilebilir.
Mais il pourrait devenir très influent. Un brasseur d'opinions.
En azından, televizyonda yaymak istediği bazı çılgınca fikirlerin dozajını azaltabiliyorum.
Au moins, j'ai atténué certaines des opinions stupides qu'il voulait lancer.
Dr. Bradley'i bulgularımı kontrol etmesi için ve kabulü için aradım.
J'ai consulté le Dr Bradley par téléphone, et nos opinions concordent.
"Başkalarıyla aynı fikirde olmadığınız için öldürülmemek" diyebilirdim.
J ´ aurais pu répondre : "ne pas être assassiné pour ses opinions".
Senin kafandakilerde buna dahil...
Et gardez vos opinions pour vous.
Ama Mr. Bledsoe öyle olduğumu düşünüyor ve herşeye rağmen düşüncelerine saygım var.
- Pardon? M. Bledsoe semble le croire, et je respecte énormément ses opinions.
Sana söylemiştim, fikirlerini kendine sakla!
Je vous avais déjà dit de garder vos opinions pour vous!
Bir düşüncem yok, efendim. Düşünceler ticarette iyi değildir.
Aucune opinion. les opinions, c'est mauvais pour le commerce.
Şimdi, tatlım jüriye Bay Cates'in din konusundaki fikirlerinden bahseder misin?
Pourriez-vous exposer au jury d'autres opinions de M. Cates en matière de religion?
İyi dostum Sotero'nun fikirlerini dinlemek her zaman bir zevktir.
Écouter les opinions de mon ami Sotero est toujours un plaisir.
Başarılı olmamı, düşüncelerimin saygı görmesini kastediyorsan...
Je voulais que mes opinions soient écoutées!
Bu kasabadaki herkes bize bakar güzel bir örnek görmek için, biz de bu yolda davranışlarımızda, görevlerimizde ve tavırlarımızda, düşündüklerimizde ve hatta söylediklerimizde bile, yaptığımız herşeyde herkes için, iyi örnek olmalıyız.
A travers notre comportement, nos responsabilités, nos opinions et même nos paroles, nous devons donner l'exemple aux autres. - Tu comprends?
Adamlarım, kadınlar... Her kafadan bir ses çıkıyor.
J'ai entendu des opinions diverses venant de mes hommes et des femmes.
Kanunda farklı görüşler vardır ancak..
En ces matières les opinions divergent, aussi la confusion... est-elle totale.
Şahsi görüşlerimizi kendimize saklayalım.
Gardons pour nous nos opinions personnelles.
Eleştirmenliği bırakın.
Gardez vos opinions.
Bakın, eminim çok iyi bir taksi şoförüsünüzdür benim de mesleğinizi aşağılamak gibi bir niyetim yok ama sizin sanat konusundaki fikrinizi neden dinleyeyim?
Vous êtes un chauffeur de taxi qualifié, sans doute, mais pourquoi devrais-je écouter vos opinions sur l'art?
Cinayet manyağı. Tavsiyenizi kendinize saklarsanız memnun olurum.
Merci de garder vos opinions pour vous même.
Sen ise Berlin'de çalışmış olmanın verdiği tecrübeyle verileri, fikirleri toplayacaksın.
Et vous, avec votre expérience commerciale à Berlin, vous pouvez nous fournir des faits, des opinions.
Bunu binlerce kez tartıştık ve bu konudaki fikirlerimi biliyorsun.
On en a parlé mille fois et tu connais mes opinions. Je suis un fasciste.
Düşüncelerinizi... bekliyorum, beyler.
J'écoute vos opinions.
ama üçüne?
Tu peux peut-être te fier à une femme- - les opinions varient- - mais trois? .
Günler ile yıllar arasında değişiklik gösteriyor.
Les opinions divergent sur la durée en état de vie inanimé que la thérapie par le froid permet :
Saçma bir fikir.
Ils partagent mes opinions.