Options translate French
2,701 parallel translation
Başka opsiyonumuz yoktu.
Nous n'avions pas d'autres options.
Böylece başka seçenekler oldu.
Donc il y avait d'autres options.
Başka seçenekler de var.
Il y a d'autres options....
Başka seçeneklerin var.
Vous avez d'autres options.
Ben tükenmiş arama yaptığımda tüm seçenekleri.
J'ai épuisé toutes les options de ma recherche
Fikrin sahibi şirket ama epey büyük hisse satın alma fırsatları doğuyor.
Je veux dire, la compagnie détient la propriété intellectuelle, mais ils ont pris pas mal de stock options en plus.
Artık başka seçenekleri de var.
Maintenant, elles ont des options.
Seçeneklerim neler?
Quelles sont mes options?
Yani farklı seçeneklerimiz var.
Donc, nous avons plusieurs options.
Seçeneklerimize bakacak olursak, en azından bizi bir şekilde koruması gerektiğine onu ikna etmelisin.
Écoute, étant donné nos options, Je pense que tu as au moins essayer et la convaincre que elle a besoin de nous protéger d'une certaine façon.
Yani bir dahaki sefere, ne yapacağımız konusunda seçeneklerimizi gözden geçirirken benden kaçmak bunlardan biri olmasın.
Donc la prochaine fois, quand nous serons à cours d'options de ce que nous pouvons faire.. s'enfuir loin de moi n'en ai pas une.
Erişim eksikliği seçeneklerimizi azaltıyor,
Bien, le manque d'accès limite nos options.
Bu sayede hücresel metabolizman yavaşlayacak ve bize başka tedavi yöntemlerini bulmamız için biraz daha fazla zaman kazandıracak.
Ca réduira le métabolisme cellulaire, et ça nous donnera un peu plus de temps pour trouver quelles sont nos autres options de traitement.
Bir kısmına mı?
Non à certaines de ces options?
... ki bu durum "seçeneklerini korumak" olarak da bilinir.
Que l'on connaît comme la préservation de leurs options.
İki seçeneğin var şimdi :
Tu as deux options :
Telefonda da söylediğim gibi başka şansım kalmadı.
Comme je te l'ai dit au téléphone, j'ai pas d'autres options.
Anne, şimdi duvarındaki fotoğrafa tıkla ve menünün içindeki "seçeneklere" bas.
Écoute, Maman... Cliques sur la photo sur ton mur, et ensuite sous "menu", cliques sur "options"
"Seçenekler" e tıkla sen.
Clique juste sur "options"
Seçeneklere tıklasana!
Clique juste sur "options"!
- Deniyorum! Seçeneklere tıkla!
Appuie juste sur "options"!
- Seçeneklere tıkla!
Clique juste sur "options"
- Seçeneklere tıkla!
Clique sur "options"
"Seçenekler" i göremiyorum.
Je vois pas "options".
Seçeneklere bas.
Clique sur "options"! Mais où est-il?
- Ama nerede ki? - Seçeneklere bas işte.
Clique sur "options"!
Araç çubuğunda mı acaba?
Est-ce que c'est dans la barre d'outils? Clique sur "options"!
- Yok ki! Seçeneklere bas!
Clique sur "options"!
- Hayır, "hesap ayarları" na bas!
Clique juste sur "options"
Belki de diğer seçeneklerimizi düşünmenin zamanı gelmiştir.
Il serait temps que l'on envisage les options qui s'offrent à nous.
Sadece iki seçeneğim mi var?
Ce sont mes deux seules options?
İşte seçenekleriniz.
Ok, voici vos options.
Bu senin tek seçeneğin.
Ce sont vos deux seules options.
Umarım olmaz ama olumsuz yanıt alırsak başka seçeneklerimiz de var.
Bien, j'espère que non, mais si sa réponse est négative, nous avons encore d'autres options.
Bize pek bir şans tanımadı.
Elle ne nous a pas laissé beaucoup d'options.
İki seçeneğim olduğunu söylemek için çağırdım seni.
Je vous ai demandé de me retrouver pour vous proposez deux options qui s'offrent à vous.
Henüz kimse geçemedi. Başka seçeneklere ihtiyacımız var demek.
Ils n'ont jamais été violés, alors on pourrait avoir besoin d'autres options.
Savaşmaktan başka şansın yok.
Vous n'avez pas d'autres options que de vous battre.
Bir casus gizli kimlikle operasyondayken güvenlik seçenekleri sınırlıdır.
Pour un espion travaillant sous couverture, les options sont limitées.
Elimizdeki seçeneklere bakalım.
Regardons les options.
Gördüğüm kadarıyla iki seçeneğimiz var.
Comme je le vois, on a deux options.
Bunun da fabrika çıkışında olduğunu sanmam.
Et je ne crois pas que ceci... fait partie des options.
- Seçeneklerim var.
Plusieurs options.
Bu seçenekleri biraz azaltır. Pekâlâ.
Donc, ça devrait aider à limiter les options.
Yapacak bir şeyimiz kalmadı.
Nous sommes à court d'options.
Ted buradaki tek uygun adam, ve biz üreme için onun en iyi iki seçeneğiyiz.
Ted est le seul bon parti ici, et on est ses deux meilleures options pour procréer.
Seçeneklerimiz değişti, o yüzden lütfen dikkatlice dinleyin.
Nos options ont changées, merci d'écouter attentivement.
Tüm derslerimi geçtim şimdi de hocalar bilgeliğimi kâğıda dökerken yoga yapıyorum.
J'ai validé toutes mes options, donc maintenant je fais du yoga pendant que les enseignants prennent note de ma sagesse.
Çünkü ben seçeneklerimi tükettim.
Parce que j'ai épuisé toutes mes options.
"Seçenekler" e tıkla!
Clique juste sur "options"!
Seçeneklere tıkla.
Appuie juste sur "options"