Orda translate French
6,350 parallel translation
- Orda dur!
- Arrêtez le!
şey, hava kararıyor yarına kadar orda olurum teşekkürler
Il se fait tard. On se voit demain. Je serais là.
Herkesin DNA'sı orda...
L'ADN de tout le monde est là-dedans...
McSweeten'ın orda dediklerini duydun mu?
Tu as entendu ce qu'a dit McSweeten tout à l'heure?
Eh, orda beni yakaladın.
Ouais, vous m'avez eu, là.
Peki neden o hala orda?
Alors pourquoi est-il encore là?
Ve sen orda sanki milyon yaşındaymış gibiydin.
Et tu avais l'air d'une centenaire.
Çünkü orda oturup tıbbi tavsiyelerini dinlerdik.
On serait juste assis là en écoutant ses conseils médicaux.
Orda Anderson Cooper'ı görüyorum.
Regarde, je vois, euh, Anderson Cooper par là-bas. Excusez-moi.
Dışarı çıktığımda, cebimde tek sent bile yoktu ve bu nasıldır bilmezsiniz, çanta tam orda yerde yatıyordu.
Je suis sorti de la boîte, pas un centime dans ma poche et sa vous le savez, il y a ce sac couché là, sur le sol.
Eğer orda kimse yaşamıyorsa, kim parti verdi?
Si personne n'y habite, qui a organisé la fête?
Orda kutunun içindeki tek şey benim gibi görünen vantrilok kukla.
La seule chose qu'il y a la dedans c'est le petit ventriloque factice qui en quelque sorte me ressemble.
- Zoe orda mısın?
Zoe, tu es là?
Tanrım, orda mısın?
Dieu, es-tu là?
Ahsoka, orda mısın?
Ahsoka, vous êtes là?
Bence seni orda biriyle birlikte görmek onun çok hoşuna gider. Brooke'a adını söyle.
Je pense que ça serait vraiment sympa pour lui de te voir là-bas avec quelqu'un.
seni orda bulurlar.
Ils te trouveront là-bas.
Hemen adalet mahkemesine gir, ve orda çalışanların isim listesini getir.
Amenez-moi une liste complète des noms des officiers du Bureau Royal des Enquêtes.
Eugumbi ile orda araştırma yapıyorduk.
L'affaire aurait dû relever du Ministère de la Justice.
Ben orda yokken, insanlar ne dusunur?
J'aimerais le savoir.
Jack, orda misin?
Vous m'entendez?
Alo? Jack, orda misin?
Allô, vous m'entendez?
orda bir kitap var ben görebiliyorum.
Il a noté un numéro. Je vais regarder.
işte orda tekrar hoşgeldiniz.
Il se réveille. Sois le bienvenu.
Espri yaptın orda değil mi?
Vous avez des chutes ici, non?
Birazdan orda olurum.
Je serai bientôt là.
Amına kodumun kapısının orda bekle!
Il y en a deux. Devant la porte!
- Tamam, o zaman orda olurum.
D'accord. J'arrive.
Görünüşe göre bir avuç iyi çocuk var orda.
C'est un groupe de gamins sympas que tu as là.
Orda bekleyin.
Restez ici.
- Yok ama bir kibrit kutusu bıraktım orda, ve burdaki bütün kızların bir tutam saç bırakmasını umut ediyorum aslında.
J'ai laissé une boîte où chaque nana doit déposer un poil pubien.
- Hayır ateş orda
- Non, le feu est là.
ve orda çok kötü zaman geçireceksin çünkü Chantry "frengili kadın" demek.
Ça va être l'enfer parce que là-bas, Chantry veut dire syphilis.
Orda garip saçmalıklar oluyor, adamım.
Il y a une merde bizarre qui se passe là-bas, mec.
Ne var orda?
Qu'est-ce qu'il y a là-dedans?
Malum, orda iyi insanlara ihtiyacımız var.
Vous savez, sur le mur il faut de bonnes personnes.
- Dur orda!
- Il suffit de cesser tout de suite!
Orda mısın?
Vous êtes là?
Çık orda!
Sors de là!
Dinle, orda senin önünde kardeşime, ne halin varsa gör dedim.
Je viens de dire à mon frère d'aller se faire voir.
Bunu yapabilirsin. Onu 1000 yıl orda tutabilirsin.
Tu peux faire ça, tu peux l'enfermer pendant mille ans.
lütfen orda dur kımıldama.. bişey yapma.. dur orda!
Ne bougez pas, c'est tout
İşte orda.. Benji
Le voici Là, Benji
Angie.. dinle bi yere gitme orda kal peşimde biri -
Angie, je veux que reste où tu es, ne bouge pas
Bak, orda kal geliyorum seni almaya
Ecoute, bouge pas je viens te chercher
Dur orda.. dur
Entre là
Bebeği ona zaten söyleyecektik, sen de orda olursan çok güzel olur.
C'est super.
eğer orda bir hedef yoksa neden ordan birşey geliyor onlar sadece bulmak istiyor. - sonra onu buluruz.
Pourquoi livrer un type qui a pas d'adresse?
Orda dur..
Restez dans votre siège Veuillez rester dans votre siège
Orda
Là
- Diplomat Telefonda.. bak işte - Bişey yok orda güvende
c'est dans le téléphone hé, ça va bien se passer, tant qu'elle reste à l'ambassade Oui, je veux les affaires diplomatiques s'il vous plaît