English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Oren

Oren translate French

264 parallel translation
Oren, sen onun metresinden başka bir şey değilsin.
Écoute. Tu n'es que sa maîtresse.
Evi aradığımız sırada bulduğum Oren'in kaleme aldığı günlük.
Voici le journal de sa maîtresse, trouvé en inspectant chez lui.
Oren'in günlüğü ilginizi çekmiyor mu?
- Et le journal?
Bundan böyle ismin Oren olsun.
Voyons... Tu es belle et pure. Ton nom sera Oren.
Evet, Oren.
( Lotus )
Bayan Oren, yeni bir çağa giriyoruz!
Oren! Le monde va changer. Il sera meilleur.
Oren, ilk defa bir adam öldürdüm.
Oren... C'est la première fois.
Oren, yanımdan hiç ayrılma. Yanımdan hiç ayrılma, tamam mı?
Ne m'abandonne pas, Oren!
Zavallı Oren bu uğurda öldü.
D'ailleurs, Oren s'est sacrifiée.
Oren sama'nın öldüğünü biliyor muydun?
Avez-vous appris la mort de Oren?
Oren mi?
Oren?
Oren...
Oren est morte...
Oren'e gelince...
" En ce qui concerne Oren...
Bu sebepten bir kere daha rica ediyorum ona eşimmiş gibi muamele et.
" Oren fait partie de notre famille.
- Ben Oren değilim, Okei'yim.
Oren! Ce n'est pas moi.
Bu kadının ismi Oren.Lakabı diken.
Cette femme s'appelle Oren le Chardon.
Kihachi ve Oren'e iyi bak.
Occupe-toi bien de Kihachi et Oren.
Oren...
Oren...
Oren!
Oren!
Oren, sen iyi bir kadınsın.
Oren, tu es une femme bien.
Oren
Oren le Chardon.
Dinle, Oren.
Écoute, Oren.
Gözlerinin önünde, Oren.
Devant tes yeux, Oren.
Ben Oren.Boşuna bana diken demiyorlar.
Je m'appelle Oren le Chardon.
Oren Trask'ın kızı yarın evleniyor.
La fille de Trask se marie.
Gelebildiğinize sevindik. Oren ve Barbara Trask.
Heureux que vous ayez pu venir.
Oren ile dans eden kadının adı ne?
La femme qui danse avec Oren. Quel est son nom?
Oren Trask'mı? "Ekmeği satmadan önce dilimlersek ne olur?" diyen adam mı?
Trask? Celui qui a dit : "Tranchons le pain avant de le vendre"?
Oren, bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm ama bunun bizimle ilgisi yok.
Navrée de vous imposer ça, mais ce n'est rien.
Oren, ben bunu hallederim.
Je m'en occupe déjà.
Oren, peri masallarına ayıracak daha fazla vaktimiz yok gerçekten.
Nous n'avons plus de temps à perdre en contes de fées!
Oren, affedersin ama bir şey ima ediyorsan.
Pardon, mais si vous insinuez que...
Oren, bu basit bir yanlış anlama ve ben...
Ce n'est qu'un malentendu.
İlk olarak, Misyon Komutanı Oren Monash.
D'abord, le commandant Oren Monash.
Ancak bu görevde uçuşun büyük kısmını Oren yönetecek.
Oren fera le plus gros.
- Oren, olmaz.
- Oren, non!
Oren, giysi basıncı, 3,5.
Oren, pression 3,5.
Sana yardıma geliyoruz, Oren.
On arrive, Oren.
- Örgü ören kim?
- Qui tricote?
- Takan için mi ören için mi?
Pour celui qui la porte ou pour celle qui l'a tressée?
Ay ışığında gezilecek ören yerleri. Mükemmel sahil şeridi.
Ruines à visiter au clair de lune, Longues plages...
Oren, kimseyi içeriye alma.
Ne laisse entrer personne.
Kan püskürdü, Oren.
Du sang!
Ağını benim gibi zavallı bir kozanın etrafına ören bir örümcek gibi.
Une araignée qui tisse sa toile autour du pauvre cocon que je suis.
Tüm kenti ağ gibi ören bir casusluk şebekesi kurdu.
Il a forgé un réseau d'espions qui infestent toute la ville.
Çık çık güzel oğlum, kaderini ören kişi... o esrarengiz kadındır.
Monte, mon bel enfant. C'est la femme si souvent rêvée qui tisse ton destin.
Ama huni ağ ören örümcek sekiz saniyede öldürebilir, sadece size bakarak.
Mais notre trompe potence te tue un mec en 8 secondes, rien qu'en le regardant.
Ming, sürekli başıma çorap ören sendin, ama şu an hayatta olan benim.
Ming, tu m'as causé beaucoup de problèmes, mais je suis encore en vie.
Senin gençlerden saçını ören var mı? Hani zenciler gibi.
Un de vos grouillots se coiffe Afro?
Buraya ait değil Oren.
Pas ici!
Örgü ören yaşIı kadın.
La vieille dame avec son tricot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]