Oskar translate French
388 parallel translation
Hmm. Bu gelişmeler bizi Meksika'ya götürdü. Sophie'ye, Oskar'a ve akordiyonuna.
Nous voilà à Mexico, Sophie, Oskar et son accordéon.
- Oskar'la Sophie evlenmiştiler.
- Oskar et Sophie étaient marriés.
- Oh. - Oskar Sophie'nin restoranında... - bahşiş için akordiyon çalıyor.
Oskar jouant de l'accordéon... dans le bar de Sophie.
- Ah, Oskar. Uyuşturucu bağımlısı o.
- C'est un drogué.
O kiralık balık teknesinde... onu ne kadar tuttum bilemiyorum, fakat sonunda herşeyi yumurtladı.
Je dû le garder longtemps... dans ce bateau de pêche... Enfin, Oskar mangea le morceau.
- Sophie. Aslında parayla evli ama resmiyette gerçek kocası Oskar diye bir şaklaban gözüküyor. - Kadına şantaj yapıyor.
Elle est richement mariée Son vrai mari, Oscar... la fait chanter.
- Oskar. Tabi Sophie de. Söylemeye çalıştığın hakikat... bu çeteye dahil olduğum mu?
Vous pensez vraiment que j'appartenais à ce gang?
Burası kocamın. Oskar sana bahsetmiş olmalı general kocamdan.
Oskar vous a dit que j'ai épousé le général.
Sırrınla gitmene izin vereceğim. Oskar'la hiç evlenmedim.
Je ne suis pas mariée à Oscar.
Oskar.
Oscar.
Oskar'sa uyuşturucu bağımlısı.
Oscar, lui, se drogue.
- Sen hariç tabii ki. - Tek kişi ben değilim. Sophie'yle Oskar ne olacak?
Je ne suis pas le seul, il y a Sophie et Oscar.
Peki Oskar?
Et Oscar?
Sophie'yle Oskar.
Sophie et Oscar...
Evet. Oskar'la Sophie Meksika'da bir çukurda boğazları kesilmiş olarak bulundular.
Quand on s'attaque à un type important faut des preuves solides.
Meksika'da Sophie ve Oskar'laydın.
Et puis, Sophie et Oscar.
Ben, Oskar Binding, bir sanat koleksiyoncusu olacağım kimin aklına gelirdi.
Qui aurait imaginé que moi, Oscar Binding, je deviendrais amateur d'art?
Belki de bana yardımcı olabilirsin Oskar.
Tu peux peut-être m'aider. Mes parents ont disparu.
Çok sağ olasın Oskar.
C'est très gentil.
Gerçekten toplama kampından birini çıkartabilir misin Oskar?
Tu peux vraiment faire sortir quelqu'un d'un camp?
Hoşça kal Oskar.
Adieu, Oscar.
Yüzbaşı Oskar Wessels.
Capitaine Oscar Wessels.
Bir Enterprise Vineyard Yapımı. Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.
Oskar Werner, Julie Christie dans FAHRENHEIT 451.
Oskar hakkında.. restoran hakkında gelişmeler var... işleri kötü ve bunun gibi şeyler
Pour Oscar... je crois que c'est de la blague, que sa boîte marche mal.
Bu gördüğüm, oskar ödülleri olan mı?
C'est elle que j'ai vue aux Oscars?
Sizler sadece hayatlarınızı tehlikeye atarken... ben, En İyi Yardımcı Aktör dalında... Oskar adaylığını riske atıyorum.
Vous ne risquerez que votre vie tandis que je risque d'être proposé pour un Oscar comme meilleur acteur de second plan.
Bu iki adam, ikisi farklı tipler, ama anneme besledikleri duyguyla, arkadaş oldular ve bu üçlemeden Oskar, yani ben dünyaya geldim.
Les deux messieurs si différents, mais unanimes dans leur goût pour maman, se plurent, et c'est cette trinité qui m'a mis au monde, moi, Oscar.
Neptün onuncu evdeydi ve Oskar'ı merak ve hayal kırıklığı arasında bir yere sürüklüyordu.
Neptune, qui entrait dans la dixième maison, ancra Oscar entre le prodige et le simulacre.
Küçük Oskar üç yaşına geldiğinde, teneke bir trampeti olacak.
Quand le petit Oscar aura trois ans, on lui donnera un tambour en tôle.
Sen miydin, Oskar?
C'est toi, Oscar!
Oskar, büyükanne eteğinin altına birini kabul etmeyeli uzun zaman oldu. Hadi birkaç el oynayalım.
C'est fini, le temps où ta grand-mère invitait quelqu'un sous ses jupes.
Oskar'ım benim.
Oscar, mon petit Oscar.
Bir kaç hafta dinlendikten sonra, Oskar yeniden ayağa kalkabilecek.
Une ou deux semaines de lit, et il pourra se lever.
Bundan böyle senaryo, " Üçüncü yaş gününde küçük Oskar, merdivenlerden düştü.
La version officielle fut désormais : Le jour de ses trois ans, notre petit Oscar est tombé dans l'escalier de la cave.
İşte, Oskar, eskisi gibi sağlam.
Eh bien, Oscar, te voilà remis.
- Hayır, Oskar istemiyor!
Non, Oscar veut pas!
- Oskar yazmayı öğreniyor.
Oscar apprend à écrire!
Unut gitsin, Oskar. Klasikleri okuyup yazmayı asla öğrenmeyeceksin.
Arrête, tu n'apprendras jamais à écrire et à lire...
Al, Oskar, kalpli senin için, okuldaki ilk günün için.
Tiens, pour ton premier jour d'école!
Sen Oskar'sın.
Tu dois être le petit Oscar.
Doğru mu? Bizim Oskar iyi bir trampetçi.
N'est-ce pas qu'Oscar est un bon tambour?
Sen yaramaz bir çocuksun Oskar.
Tu es un vilain, Oscar.
Oskar, kes şunu!
Veux-tu t'arrêter, Oscar!
Inge, Oskar'ın giysilerini çıkar.
Déshabillez Oscar.
Oskar, trampetini ben tutarım.
Oscar, je vais te le tenir.
Oskar, uslu durmazsan, doktor seni iyileştiremez.
Si tu n'es pas gentil, le docteur ne te guérira pas!
- Oskar'da öyle demişti.
- Comme Oscar.
Yani bunlar sorun çıkaramaz. Oskar burada.
Oscar est là.
- Zavallı Oskar.
- ce pauvre Oskar?
Oskar'dan herşeyi öğrenmiş olmalısın.
Oscar vous a dit ça?
Oskar Binding, tanıdım.
Qui d'autre?