Pablo translate French
1,779 parallel translation
Ne dersin Pablo, mantıklı bir şekilde konuşabilir miyiz? Yani, sonuçta benim.
Pablo, on peut en parler de manière rationnelle?
Ona sürekli, " Odaklan Pablo, yüzünün iki...
Je n'arrêtais pas de lui dire : "Concentre-toi, Pablo, " c'est un oeil,
San Pablo'daki Casa Villa'ya götür.
Emmène-les à Casa Villa sur San Pablo.
Pablo Escobar şu 1980'lerdeki büyük uyuşturucu patronu.
Pablo Escobar, baron de la drogue dans les années 80.
Hank amca onların bilinmeye değer insanlar olduklarını söyledi herkes Pablo Escobar'ın kim olduğunu biliyor ama onu yakalayanları kimse tanımıyor.
D'après Hank, ça valait la peine de les connaître. Tout le monde connaît Pablo Escobar, mais pas ceux qui l'ont arrêté.
Hâlâ sırtında Pablo Escobar dövmesi var mı?
T'as toujours Pablo Escobar dans ton dos?
William Carlos Williams, Pablo Neruda.
William Carlos Williams, Pablo Neruda.
Niye Tahta Bacak Pablo gibi eğlenceli bir yere gitmiyoruz?
Et si on allait chez Pablo?
Benimle gel, Pablo.
Suis-moi, Pablo.
Kumandan Juan Pablo Turrini.
Comandante Juan Pablo Turrini.
Ben Kumandan Juan Pablo Turrini.
Je suis le Comandante Juan Pablo Turrini.
- Onu mıhladın, Pablo.
- Tu l'as eu. - Pourquoi?
Bu sene Pablo Torres'e karşı kaybettiğimiz üçüncü tanık.
C'est le 3e témoin contre Pablo Torres qu'on a perdu.
İnsanlar bizden daha fazla, Pablo'dan korktukları sürece...
Si les gens ont plus peur de Pablo que de nous...
Pablo Torres'i para aklamadan yakalamaya çalışıyorsun, demek?
Vous vous en prenez à Pablo Torres pour blanchiment d'argent?
Orası Pablo'nun kirli parasını satın alan, iyi niyetli bir merkezdi.
Ce centre charitable a été payé avec l'argent sale de Pablo.
Pablo tarafından öğrenme merkezi için yatırılan nakit paralar elimizde ve öğrenme merkezinden, Pablo'nun oto kuaförü dükkanına yapılan kesinti kontrol ediliyor.
Des versements en liquide par Pablo au centre scolaire. Et des chèques de ce centre au Iavage-auto de Pablo.
Ve sen de okul hocası olan kardeşi sıkıştığı için Pablo'nun pes edeceğini mi düşünüyorsun?
Vous croyez que Pablo s'effondrera si son frère est coincé?
Öncelikle Pablo'nun peşinde gitmiyoruz, Esteban'ı hedef alıyoruz.
On ne s'en prend pas à Pablo. On vise d'abord Esteban.
Aynı sokakta taksisini kullanmakla Pablo'ya saygısızlık etmiş bu Pablo'yu rahatlatmış.
Il a manqué de respect à Pablo en passant dans la rue où Pablo se soulageait.
Pablo'yu bu şekilde sırtından bıçaklayamam.
Je ne peux pas poignarder Pablo dans le dos.
Pablo, Webster Bulvarı'na 11 yaşında katıldı.
Pablo est rentré dans le gang de Webster Avenue à 1 1 ans.
Benim de katılmamı istediler ama Pablo onları vazgeçirdi.
Je devais y passer, mais Pablo l'a empêché.
Pablo, tehlikeli bir adam.
C'est un homme dangereux.
Ya Pablo çekip giderse?
Et si Pablo s'emporte?
O bebek serserilerden hiçbiri Pablo'yu imha etmek istemez.
Ces bébé-gangsters ne vont pas se mesurer à Pablo.
Pablo Torres için geçmişte açılmış bu davalara davranmanın doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
Il est temps de reprendre ces dossiers en cours sur Pablo Torres.
Pablo'ya ve onun zarar veren tayfasına karşı üç güçlü dava dosyası.
Les trois gros dossiers contre Pablo et sa bande.
Louie Suarez. Benim en iyi görgü tanığımdı, ta ki Pablo onu haklayana kadar.
Louie Suarez, mon meilleur témoin, mais Pablo l'a retrouvé.
Louie rüzgarda kayboldu ama eğer Pablo'yu para aklama ve tanık tehdit etmeden suçlayabilirsek ona birinci derece ağır suç işlemekten dava açabiliriz.
Louie est en fuite, mais si j'accuse Pablo de blanchiment d'argent, d'intimidation de témoins, on peut l'inculper de crime majeur.
Pablo Torres'den mi?
Pablo Torres?
Herkes Pablo'yu tanır.
Tout le monde sait pour Pablo.
Pablo değildi.
Ce n'était pas Pablo.
Pablo'nun kardeşi üzerinde nasıl bir izlenim bıraktığı umurumda değil.
Peu importe comment Pablo a aidé son frère.
Pablo'yu kim öldürdüyse, muhtemelen sıradaki o olacak.
Celui qui a tué Pablo s'en prendra sans doute à lui.
Pablo onun için geleceğimizi biliyordu.
Pablo savait qu'on venait l'arrêter.
Pablo uğraşmak için buraya oturur, serserilerinden birine kendisine kahve getirmesini söyler, onun yerine kurşunu yer.
Pablo a tiré les cartes, demandé à un de ses voyous un cafecito. Mais reçoit du plomb au lieu de ça.
Pablo, kendininkini parçalamışa benziyor.
Comme si Pablo était le mouchard.
Bu kamera Pablo'nun öldürüldüğü yerdeki kulübü kapsıyor.
Cette caméra couvre le club où Pablo a été assassiné.
Balistik kankan Pablo'yu silaha az önce bağladı.
La balistique vient de lier l'arme à ton meilleur copain Pablo.
Arkamı kollamak için Pablo burada değil.
Pablo ne me protège plus.
Pablo, intikam alan birisiydi.
Pablo était le vengeur.
Pablo Torres'di kardeşim.
C'était Pablo Torres, mon frère.
Pablo'nun ayrıca Webster Bulvarı çetesinin üst düzey bir üyesi olduğu doğru mu?
Pablo était-il aussi un des chefs de rang du gang de Webster Avenue?
Pablo bazı kötü şeyler yaptı, benim savunamayacağım şeyler ama benim kardeşimdi ve aramızda, bu önce gelirdi.
Pablo a fait de mauvaises choses. Des choses que je ne puis défendre. Mais c'était mon frère.
Pablo ile olan ilişkim dijital çağ ile uyumluydu.
Ma relation avec Pablo coïncide avec l'explosion du numérique.
Tam da şimdi Pablo'ya bu tablonun Adriana'ya benzemediğini söylüyordum.
Je disais à Pablo que ce portrait ne représente pas Adriana.
Onu mıhladın, Pablo.
- Alors!
Gidelim haydi.
Laisse-moi faire, Pablo!
İzin ver onu öldüreyim, Pablo, izin ver, izin ver.
- Regarde-toi, mec!
Pablo'nun kardeşi.
Le frère de Pablo.