English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Paparazzi

Paparazzi translate French

349 parallel translation
BROADWAY PAPARAZZİ FLAŞ HABER! Şehri sarsan sıcak dalga!
LA COMMERE DE BROADWAY Vague de chaleur sur la ville!
Kahretsin, yakalandım. Paparazziler için dişlerimi göstermem lazım.
Il faut que j'aille éblouir les paparazzi.
- Saçın! Bu gece ünlüler orada Joey. Paparazzi de orada olacak.
Il y aura des vedettes ce soir, des paparazzi.
Akşam yemeği, dans, objektiflerine gülümseyeceğim paparazziler.
Dîner, boîte et plein de paparazzi pour mitrailler mon sourire.
Kaptan fotoğrafçıların üssünüz etrafında istedikleri gibi dolaşmalarına izin mi veriyorsunuz?
Capitaine Salem. Laissez-vous souvent des paparazzi rôder dans votre camp?
- Ama paparazzi programına koymayın.
- Qu'on ne voie pas mon visage.
- Bu doğru. Oturanlar etrafta hayranlarını görmek istemiyordu.
Les colocataires redoutaient les paparazzi et les groupies.
- Ama neden? ! - Av izi süren paparazilik güzel bir meslek değildir, Dawson.
Paparazzi n'est pas un métier flatteur, Dawson.
Birkaç film yıldızını gazetecilerden koruruz.
On protège des chanteurs... détourne les paparazzi.
- Arazi gezisi yok,... aileler yok, paparazziler yok?
- Pas d'excursion, pas de parents, pas de paparazzi?
- O bir paparazzi. Atlatamıyorum.
- Ce paparazzi ne me lâche pas.
- Evet. Paparazzi olmadığını vurgulamak isterim.
Et vous remarquerez, zéro paparazzi!
Bu paparazzi bozuntusunda mikrofon var.
Ce paparazzi de merde à un micro.
Ben paparazzi değilim.
Je ne suis pas un paparazzi.
Eski bir paparazzi. 7 yıIdır işsizsin.
Un ex-paparazzi, au chômage depuis sept ans.
Üç yıl içinde ev satın alıp, tüm düğün masraflarımı karşılayabilecek kadar para kazandım. Mullberry caddesi.
Elle avait tous ces paparazzi qui la suivaient partout.
Tüm hesapları gör! Senin için var, Ali.
Regardes tous les paparazzi!
Televizyondan da paparazzilerden de kimse gelmedi.
La télé est même pas venue ici, ni les paparazzi.
Paparazzi, uzaktan çekmiş.
Une photo de paparazzi. Longue focale.
Şey, o zaman hap almayı kessem iyi olacak.
Vaut mieux que j'annule les paparazzi.
Paparazzilere dikkat edin Dr. Kerry.
Faites gaffe aux paparazzi Dr K.
O lanet olası paparazziler.
Encore un de ces paparazzi.
Zaten paparazziler yıllardır peşimden koşup duruyor.
Ça fait des années que les paparazzi me courent après.
- Paparazzilere mi?
- C'est des paparazzi?
Gerçekten. Bir tarafta imza isteyenler, diğer tarafta paparazzi...
Entre la traque aux autographes et les paparazzi.
Sadece bir reklam ve paparazzi...
Une seule pub... et les paparazzi?
Dışarıda basın ve Paparazziler var, o nedenledir.
Y a des photographes, des paparazzi, qui traînent dehors.
Paparazzi'lerden söz etmişken Geçen gün bulvar gazetelerinde resimlerini gördüm.
À propos de paparazzi, j'ai vu des photos de toi, dans les tabloïds.
Sizinde bildiğiniz gibi... Vegas'a hergün gelen ünlülerimiz var. Ve Strip'teki her otelde paparazzi var.
Nous avons des célébrités... qui traversent Las Vegas chaque jour... et il y a des paparazzi dans chaque hôtel du centre-ville.
Clark, hiç kendi paparazzilerinin olacağını düşünmemiştim.
Grâce à Perry White, t'as tes paparazzi!
Bu paparazzinin çektiği fotoğraf.
Voici la photo prise par les paparazzi.
Paparazzi fotoğraflarıyla şöhret mi olacaklar? Saçmalık bu!
Des stars qui donnent leur accord pour des photos de paparazzis?
4 tane paparazzi neredeyse ailemi öldürecekti.
J'ai du mal à oublier que 4 paparazzis ont presque tué ma famille.
Şimdi elimizde kazana karışmış 2 ölü paparazzi var.
Je me retrouve avec deux paparazzis morts après avoir été impliqués dans votre accident.
Basından, paparazzilerden kaçmam gerekti...
Je fuyais la presse, les paparazzi...
Hayranlarım yok, paparazziler yok, takipçiler yok.
Aucun fan ne m'écrit, aucun paparazzi ne me poursuit.
- Aptal paparazziler.
Paparazzi de merde! Vous êtes née quand?
Pis paparazzi.
Paparazzi de merde.
Fotoğraflarımı çekmeye çalışan paparazzilerden biri.
C'est un paparazzi qui essayait de me prendre en photo dans des positions compromettantes.
- Ve basın canımıza düşecek.
- Et la presse, les paparazzi.
Sonra içi paparazzi dolu bir bot yaklaşıyor,...
Et arrive un bateau chargé de paparitzy.
Kene paparazzi.
Un paparazzi.
Ne diye kene paparazzilik yapıyor acaba?
On se demande pourquoi il fait le paparazzi.
Yani elimizde filmi ve fotoğraf makinesi olmayan bir paparazzi var.
On a un paparazzi sans film et sans appareil.
Paparazzilerin burayı doldurmasını istemeyiz.
Je ne veux pas de paparazzi ici.
- Onun ve diğer sekiz paparazzinin.
- Lui et huit autres paparazzi.
Karşı şehrin trafiğiyle kayıp bir paparazzi için mi mücadele ettim?
J'affronte le trafic pour un paparazzi?
- İşte bu yüzden paparazziler buradaydı.
- D'où les paparazzi. - Génial.
Bir paparazzi daha.
Plus de paparazzi.
Paparazzilerden bile kötüsünüz.
Vous êtes pires que les paparazzi.
Otelde paparazzi bekliyor.
Des paparazzi m'attendent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]