Pascal translate French
451 parallel translation
Pascal usta bir matematikçi olduğunda 12 yaşımdaydı.
Pascal a été un maître à 12 ans.
Pascal değil.
Pas Pascal.
Pascal ödevinle ilgili tüm bu tartışmalar ve Spinoza'nın senin için ne kadar zor olduğuyla...
Toutes ces discussions au sujet de Pascal... des complications de Spinoza...
Çok çalışma Bayan Pascal Spinoza.
Ne travaillez pas trop, Madame Pascal Spinoza!
Yani bizim iyi, ayık, güvenilir... nazik, altın kalpli, herkesin dostu Barney gibi mi demek istediniz?
Vous voulez dire le doux, le sobre, l'agneau pascal, le saint, le sel de la terre, l'ami de l'homme dans le malheur?
Pascal'ın dediği gibi : "Kalbin, kendilerinin dahi bilmediği kutsal sebepleri vardır."
Comme disait Pascal : le cœur a ses raisons que la raison ignore.
Delirdin mi?
Tu deviens fou, Pascal!
Birkaç saat önce Pascal'ın bu sözünü anımsamasaydım, karşınızda olamazdım. Açıkçası,
Si j'avais médité cette pensée de Pascal il y a quelques heures, je ne me trouverais pas devant vous à présent, carje dois vous avouer que je suis envahi par le trac.
Pascal Lastaldi...
Pascal Lastaldi?
Pascal'ın aritmetik üçgeni kumarıyla ilgili.
Le triangle arithmétique de Pascal est lié à l'histoire du "Pari".
İşte Pascal'ı bu kadar modern kılan şey de bu.
C'est même par là que Pascal est moderne.
- Ah şu Pascal.
- Ah tiens, Pascal...
Kesinlikle. Bir Komünist için Pascal'ın kumarı günümüzde gayet amaca uyuyor.
- Pour un communiste, ce texte du "Pari" est extrêmement actuel.
Senin için, hayatın bir anlamı. Pascal için, ebedi kurtuluş.
c'est pour toi le sens de ta vie, et pour Pascal, le salut éternel.
- En azından Pascal'ı okumuş olmalısın.
- Tu as bien lu Pascal?
Sen hiç Pascal okumadın mı? Okudum.
- Vous n'avez pas lu Pascal?
Pascal'dan nefret eder. Çünkü Pascal, bunun gibi Hıristiyanlara çok sert sözler sarf etmiştir. Doğru mu?
- Il hait Pascal, parce que Pascal est sa mauvaise conscience et le vise, lui, faux chrétien!
Pascal'sevmem, çünkü kendisine özgü Hıristiyanlık kavramı kilise tarafından kınanmıştır.
- Je n'aime pas Pascal, parce qu'il a une conception du christianisme très particulière, qui a été condamnée par L'Eglise.
Ayrıca Pascal'ın kendisi kutsanmamıştı. Güzel bir noktaya değindin.
Et puis Pascal n'est pas un saint.
Bir bilim adamı olduğu için Pascal'a saygı duyuyorum ama bilimi kınamış olması beni dehşete düşürüyor. - Bilimi kınamadı ki.
En tant que scientifique, je respecte Pascal, mais cela me choque qu'il condamne la science.
Pascal da Clermont doğumlu olduğuna göre muhtemelen Chanturgue içiyordur.
- Pascal en avait bu, sans doute, étant Clermontois.
Pascal içtiği şeylere dikkat etmiyordu diyorum.
Non, c'est, lorsqu'il en buvait, de ne pas y faire attention.
Kız kardeşi Gilberte bir yazısında Pascal'ın yemekler için hiç "İyi olmuş." demediğini yazar.
- Sa soeur raconte que jamais il n'a dit : "Voilà qui est bon."
Pascal'la ilgili beni acayip şaşırtan başka bir şeyse Hıristiyanlıkta evliliğin bayağı bir şey olduğunu söylemesidir.
Autre chose m'a choqué, chez Pascal : il dit que le mariage est la condition la plus basse de la chrétienté.
Ama Pascal nedenlerinde haklıydı.
- Mais Pascal a raison.
Burada bir yerde Pascal'ın kitapları olmalı.
- Il doit bien y avoir un Pascal, ici.
Pascal'a göre hep sonsuzdur. "Sonsuz çarpı sıfır eşittir sıfır olduğu sürece, kurtulma olasılığı sıfırdır."
Dans le cas de Pascal, elle est toujours infinie, à moins que la probabilité de salut ne soit nulle, puisque l'infini multiplié par zéro égale zéro.
Pascal'ın kumarında hoşuma gitmeyen şey, olasılığın piyango bileti alınıyor gibi hesaplanıyor oluşu.
Ce que je n'aime pas, dans le pari, c'est l'idée de donner en échange, d'acheter un billet de loterie.
Pascal'ı okuyabilirsin.
Voir Pascal.
Pascal'a tekrar dönecek olursak, sadece güzel yemeklerden değil ömrünün sonunda matematikten bile mahrum kaldı.
- Non, Pascal, pour en revenir à lui, condamnait non seulement le bien manger, mais aussi, à la fin de sa vie, les mathématiques.
Pascal ve kadınlar hakkında bir şeyler yazmak isterdim.
J'ai envie d'écrire un article sur Pascal et les femmes.
Kadınlarla çok içli dışlıydı. Ancak "Aşk Üzerine Söylev" çalışmasının doğruluğu meçhul.
Pascal s'est beaucoup intéressé aux femmes, bien qu'on ignore si le "Discours sur les passions de l'amour"...
Gerçi kadınları anladığını da bilmiyoruz.
Et même si Pascal a connu des femmes,
- Haklarını ver. Pascal.
- Reconnaissons-le, Pascal.
- Blaise Pascal.
- Blaise Pascal.
Saint Thomas, Pascal...
" Saint Thomas, Pascal,
Pascal, sen de banliyöleriyle birlikte Paris'teki otellerin kayıtlarını al.
Même chose pour vous, Pascal, les formulaires de la région parisienne.
Vereceğin 3 bin Frank avansı, olduğu gibi her şeyi organize eden Pascal'a vereceğim.
Trois mille francs d'avance. Tu me les payes et je les remets à Pascal qui s'occupe de tout.
Diğer 3000'i de tekneyi teslim edeceği sırada elden Pascal'a vermen gerekiyor.
Puis 3000 à Pascal directement quand il te livrera le bateau.
Sandalı her satışlarında eskisinden daha kötü bir hal alıyor.
Il l'a vendu plus d'une fois son bateau, Pascal.
Unutmayın ben Lou Paschall bir ihtiyacınız olursa.
Lou Pascal. Si vous avez besoin de quoi que ce soit...
Harlem Kulüpten Fred'i ara. Lou Pascal'la iş yaptığını söyle.O benim. Söyle o kabadayılar kadını rahat bıraksın.
Appelle Fred au Club Harlem, dis-lui que tu traites avec Lou Pascal, et qu'il dise à ces tueurs de lâcher les filles.
Pascal'ın canı cehenneme!
Je me fous de Pascal!
Yıldız Filosu bu gezegenle çok iyi ilişkiler kurmamız konusunda çok katı.
- Un imprévu à Omicron Pascal. - Détail spécifique à rapporter?
Geç kaldınız. Sizi bir hafta önce bekliyorduk. - Omicron Pascal'da geciktik.
Les terroristes vous donnent 6 jours terrestres pour amener cet homme, sinon les otages seront exécutés.
Bu Pascal, güvenlik şefi.
Pascal, notre chef de la sécurité.
- Harika!
- Et ce pauvre Pascal!
Pasquale, gel buraya, başka birinden olacağına senden olsun.
Pascal, autant toi qu'un autre!
- Haydi yapalım şunu. - Adelina!
Décide-toi, Pascal!
Turkish
Jean-Pascal Thuillet FR
Tanrı Pascal'a şöyle demiş :
Dieu a dit à Pascal :