Pass translate French
741 parallel translation
Güneye gitmiyorlar. - Bridger's Geçidinden doğuya gidiyorlar.
Eh bien ils ont filé par Bridger's Pass...
- Yellow Rock Pass.
- Au col de Yellow Rock.
Kartal geçidinde aniden saldırdılar.
Ils nous attendaient à Eagle Pass.
Orası, Two Mile Geçidi.
Et voilà, Two Mile Pass.
Onun istediği de bu. Two Mile geçidinde bize saldıracaktır.
C'est ce qu'il espère, pour pouvoir nous piéger à Two Mile Pass.
Sabine Pass'ta Mary diye bir kız vardı. Hatırladın mı?
Souvenez-vous de Sabine Pass et d'une fille prénommée Mary.
- Sabine Pass'ı hiç duymadım.
- Je ne connais pas Sabine Pass.
ve Sabine Pass'ta neler olduğunu biliyor musun?
Et sais-tu ce qui s'est passé à Sabine Pass?
Öte yandan, merhemlerinin mucizeler yarattığını kabul etmelisin.
Pourtant, Mme de Pass, avouez que ses onguents font merveille.
Bayan DePass bile burada!
Même Mme de Pass est là.
- Bayan DePass mı?
- Mme de Pass?
Bayan DePass'i araması hoşuma gitmedi.
Cela m'ennuie qu'il cherche Mme de Pass.
Yarın Bayan DePass ile yemek yiyeceğim, bunu onunla konuşmalıyım. Daha önce bizden birinin başına gelip gelmediğini bilir.
Je dîne demain... avec Mme de Pass, elle me dira si c'est déjà arrivé.
Galiba dostumuz Redlitch, Bayan DePass'e hayran oldu.
Notre ami Redlitch s'intéresse bien à Mme de Pass.
Vadi Geçit'ine girdiğinde, onu tutuklamalısın.
Vous l'arrêterez quand il sera à Valley Pass.
Sonra portakalı arkanızdaki kişiye veriyorsunuz.... ama ellerinizi kullanmadan.
Vous passez l'orange à la personne derrière vous... You pass the orange to the person behind you, mais sans vous servir des mains.
Birkaç ay önce Porsuk Geçidi civarında ne olduğunu duydunuz mu?
Vous avez su ce qui s'est passé il y a quelques mois, près de Badger Pass?
Pasa....
Pass...
Sizi haklamak için arkadaşlarını çağırdı. Redstone geçidine gidiyor.
Il allait à Redstone Pass pour retrouver des amis qui l'aideraient à se débarrasser de vous.
Redstone Geçidi, buradan 20 mil ileride.
Redstone Pass est à 30 km d'ici.
Belki bir alt uzay by pass devresini kurabilirim.
Je peux peut-être créer un circuit subspatial secondaire.
Düz Geçiş'ten Sahil Güvenlik'e. Tamam.
Ici Straight Pass au Garde-côte.
- Düz Geçiş, burası Sahil Güvenlik.
A vous. - Straight Pass, ici Garde-côte.
- Burası Düz Geçiş.
- Ici Straight Pass.
- Anlaşıldı, Düz Geçiş.
- Bien reçu, Straight Pass.
Acaba devreyi by-pass etmiş olabilir mi?
Pourrait-il avoir détourné un circuit?
Ve, aa... Orada olanları unutuyorum, anlıyor musun?
Et j'oublie ce qui s'est pass l-bas.
Basit... At arabasına Sacramento'dan binmeleri gerekiyor,... ve Starbottle Geçidi'nde at değiştirmeliler.
Elles vont prendre la diligence depuis Sacramento, et changer de chevaux à Starbottle's Pass.
Şunları kontrol et ve nereye gittiklerine bak.
Va voir s'ils ont leurs pass et où ils vont.
- biraz daha batıda ikiz Rock Pass Julesberg de - emin misin?
De l'autre côté du défilé de Twin Rock. Tu en es sûr?
Lanetli geçmişinizi unutabilirsiniz.
Oublier votre damn pass .
Oraya hiç gitmedim.
Jamais pass par l .
Bir servete mal olmuş olsa da biraz un satın aldım.
Je peux avoir pass une fortune, mais je suis tout juste arriv un peu de farine.
Bir de Kazandaki panayırda o bölük yüzbaşısına ağzının payını nasıl vermiştin?
Et quel savon tu avais pass ce chef de personnel... la foire de Kazan?
Kaçıranlar beş saat önce Coyome geçidinin 30 km ötesindeydi.
Les kidnappeurs étaient à 40 km de Coyame Pass, il y a cinq heures.
Özel olduğunu düşündüm. O kadar yüksektir ki güneşli bir günde bütün vadiyi görebilirsin. Burası bana bütün geçmişimi hatırlatır.
D'ici, quand le temps est clair, on voit toute la vallée, des Sierras jusqu'à White Wolf Pass.
Karanlık basmadan bütün işlerin bitmesini istiyorum.
Ce bétail doit être à Wolf Pass demain soir.
Yeşil Geçit'te buluşuruz.
On se retrouve à Green Pass.
Sanırım bu hava koşullarında, Breakheart Geçidi'ne yaklaşık 20 saat sonra varırız.
Avec ce temps, nous serons à Breakheart Pass dans 20 heures, environ.
Hawkins, sor bakalım, Breakheart Geçidi'ne ne zaman gelecekler.
Demande-lui quand il arrivera à Breakheart Pass.
Breakheart Geçidi'ne geliyoruz.
Breakheart Pass est devant.
Pass! Pass!
Passe!
Pass! Top!
Passe!
Pass!
Passe!
Burada Lamar Crawford, key pass'ı yakalayan kişi.
Voici Lamar Crawford, celui qui a réussi la passe...
Bran Pass'a gidiyoruz.
Nous passerons par le col de Bran.
Son taramayı yapıp...
On fait un dernier pass...
Neredeyiz biz, Donner Pass'te mi?
Où est-ce qu'on est? C'est quoi, ces montagnes paumées?
"I won't get Kello. Not for a lifetime pass to the polo grounds. " Cleopatra'yı bir tepside bana sunmadıkça.
Je ne voudrais pas de Kello, même si... vous m'ameniez Cléopâtre sur un plateau.
Hadi pass!
Cours un peu!
Isterseniz, Oak Pass veya Stone Canyon Rezervuarlarna bir ugrayn.
Essayez Oak Pass ou Stone Canyon.