Paulie translate French
1,152 parallel translation
Paulie, dükkanında kimsenin ölmesini istemiyordu.
Paulie voulait pas qu'on meure dans l'immeuble.
Burası Paulie'ye aitti.
La chasse gardée de Paulie.
Paulie'nin sendikadaki adamları onları grevle korkutuyordu.
Paulie et ses syndicats les mataient avec une grève.
Bu hoş bir şey değil.
C'est pas réglo, Paulie.
Paulie, lütfen...
Paulie, un bon geste.
Artık ortağı Paulie.
Maintenant il a Paulie comme associé.
Bir sorun çıksa hemen Paulie'ye gidiyor.
Un problème? II va voir Paulie.
Hesapla ilgili sorun mu var?
Un type qui paie pas? Paulie!
Doğru Paulie'ye. Polisle, mallarla, Tommy'yle ilgili sorun mu var? Paulie'yi arıyor.
Les flics, les livraisons, Tommy, il appelle Paulie.
Ama artık her hafta Paulie'ye ödeme yapıyor.
Mais faut qu'il arrose Paulie chaque semaine.
Paulie her şeyi yapabilirdi.
Paulie pouvait tout faire.
Paulie'ye saygılarımızı sunduk.
On a donné son tribut à Paulie.
Paulie ve kardeşlerinin bir sürü çocukları ve yeğenleri vardı.
Paulie et ses frères avaient des tas de fils et de neveux.
Paulie'yle tanış, yeğenim.
Paulie junior, mon neveu.
Paulie, hiç gerek yoktu.
Paulie, il fallait pas.
Paulie amcaya da mı öpücük yok?
Tu fais pas la bise à tonton Paulie?
- Paulie de ondan bahsediyordu.
- Paulie vient de m'en parler.
Yemeği Paulie hazırlıyordu. Mahkemeye hakaretten bir yıl yemişti.
Paulie faisait un an pour outrage.
Çıktığından beri Paulie'yi görmedim.
Paulie, je l'ai pas vu depuis sa sortie.
Diğerlerini unut. Paulie'yi unut.
Laisse Paulie où il est.
Paulie bunu bir fark ederse...
J'ai peur que Paulie le sache.
Kim Paulie amcaya gitmek istiyor?
Qui vient chez tonton Paulie?
Malları Pittsburgh'tan aldığım sürece, Paulie'nin durumu çakması imkânsızdı.
Tant que je me fournissais à Pittsburgh, Paulie ne pouvait rien savoir.
Paulie seni patron mu yapacak?
Paulie va te faire nommer?
Paulie onaylamış.
Paulie a eu le feu vert.
Paulie'ye biraz para gönderdi, hepsi o.
Il en avait fait remonter une partie chez Paulie, mais c'était tout.
Paulie'yle aramı düzeltmeliyim, yoksa öldüm.
Faut que je m'arrange avec Paulie ou je suis mort!
Paulie'nin bana çok kızdığını ve asabi biri olduğunu biliyordum.
Paulie était remonté contre moi, et il s'emballe vite!
Çünkü Paulie, Jimmy'nin de benimle birlikte uyuşturucu işinde olduğunu öğrenirse... o benden de önce öldürülürdü.
Il savait que si Paulie apprenait qu'il était dans ma combine de dope... Paulie le ferait liquider en premier!
Paulie, gerçekten çok üzgünüm.
Paulie, je te demande pardon.
PAULIE :
Papa!
PAULIE :
C'est super, Papa.
PAULIE : Beni okula götürecek misin, baba?
Tu peux m'amener à l'école?
Paulie'nin salı akşamı bir oyunu var.
Paulie joue dans une pièce jeudi.
PAULIE : O benim zehirimdi. Ve sen onu benim hayatımı kurtarmak için içtin.
C'était empoisonné, et tu l'as bu pour me sauver la vie?
PAULIE : Sevgili Tink, yoksa ölüyor musun?
Chère Tink, es-tu en train de mourir?
PAULIE : Baba, oyunumu gördün mü?
Papa, tu m'as vu?
PAULIE : Baba, şunu izle!
Papa, regarde!
DAVID : Paulie'yi okula götürürüm diye düşünmüştüm.
J'emmène Paulie à l'école.
Bu işe Paulie ne diyecek?
Comment Paulie prend-il ça?
Merhaba, Paulie.
Salut, Paulie.
Paulie ne yapacak, bakıcı ile mi kalacak?
Que fait Paulie, il a une baby-sitter?
Bu insanların ne yaptığını bilmiyorum, Paulie.
Je ne sais pas ce qu'ils ont fait.
DAVID : Paulie nerede?
Où est Paulie?
RUTH : Paulie, babanın uyumasına izen ver.
Paulie, laisse papa dormir.
Paulie bir arkadaşında kalacak.
Paulie passera la nuit chez un copain.
Tanrı seni korusun Paulie.
Dieu te bénisse!
Yani Paulie.
Je veux dire Paulie.
Bugün değil, Paulie.
- Pas aujourd'hui.
Paulie, sorun ne?
Paulie, quel est le problème?
PAULIE :
- Je suis pressée.