English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Peachy

Peachy translate French

52 parallel translation
Peachy Taliaferro Carnehan.
Peachy Taliaferro Carnehan.
Camı indirip, Peachy bir haftalığına güneye gitti, deyin.
"Peachy est dans le sud."
- "Bir haftalığına güneye gitti."
- "Peachy est dans le sud."
Peachy'nin bir haftalığına güneye gittiğini söyleyecektim.
Peachy est dans le sud pour la semaine.
Madem Peachy'nin dostusunuz, söyleyeyim.
Vous êtes un copain de Peachy, donc...
Peachy ile ben kolay ölmeyiz.
Peachy et moi, on a la peau dure!
Peachy de benim kadar ayık.
Peachy est aussi sobre que moi.
Evet efendim size Kardeş Peachy Carnehan'ı, kendisi olur ve Kardeş Daniel Dravot'ı, kendimi takdim ediyorum.
Maintenant, monsieur... je vous présente le frère Peachy Carnehan. Lui. Et le frère Daniel Dravot.
Bunu Peachy düşündü.
L'idée nous a déjà servi.
Daha önce de yapmıştık.
Peachy parle le jargon.
Peachy, değerlerine boş verip onları keçiyle değiştirelim. Büyük oynuyoruz, dedi.
J'ai dit à Danny, ils ont coûté cher à Dahore, mais... échangeons les contre des chèvres, le jeu en vaut la chandelle!
- İnanma bu saçmalıklara.
Peachy, tu crois pas à ces sottises, j'espère!
Bu sonuncuydu, Peachy.
C'est le dernier, Peachy.
Peachy, sence hayatımızı boşa mı harcadık?
Peachy, à ton avis... on a mal vécu?
Peachy, bu bir Gurkha.
C'est un Gurka!
Göster, Peachy.
Montre-lui, Peachy.
Önyargılı olma, Peachy.
Pas de préjugés, Peachy.
Yapma Peachy, kendince konukseverlik gösteriyor.
Calme-toi! Il a le sens de l'hospitalité!
Eski günlerdeki gibi.
Comme aux temps héroïques, Peachy.
- Peachy.
- Peachy.
Sadece bakıyorum, Peachy.
Je fais que regarder, Peachy.
Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz.
Qu'il dise à Kafu Salim que Peachy et moi, on va nulle part sans l'armée.
Yabancı bir şehre yalnız başımıza gitmek delilik olur.
Peachy, c'est dingue d'aller dans une ville inconnue tout seuls.
Peachy, ordularının generaliydi, ama artık savaş kalmamıştı.
Moi Peachy, j'étais son général en chef. Mais il n'y avait plus de combats.
Bu iş, bahara kadar Peachy'yi oyaladı.
Pour m'occuper jusqu'au printemps.
- Ben gitmeyeceğim, Peachy.
Je ne pars pas.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tu me déçois, Peachy.
Beni kışkırtma, Peachy Carnehan!
Ne me provoque pas, Peachy Carnehan!
- Alametler çok kötü, Peachy.
- Augures très mauvais.
İyiliğimi istediğini biliyorum ama seçimimi yaptım.
Peachy, je sais que tu veux mon bien... mais le choix est fait.
Peachy, yüzük.
La bague.
Ve Peachy'ye ne yaptılar, biliyor musun?
Et qu'est-ce qu'ils ont fait à Peachy?
Peachy'nin elleri bunu gösteriyor.
Comme en témoignent ces mains.
Zavallı Peachy, onlara bir şey yapmamıştı.
Pauvre Peachy, il leur avait jamais fait de mal.
Ve Peachy bir yıl sonra memleketine döndü.
Peachy a mis un an pour rentrer.
Dağlar zavallı Peachy'nin üstüne yıkılmaya çalıştı ama o güvenlikteydi, çünkü Daniel önünde yürüyordu.
Les montagnes ont essayé de tomber sur lui... mais il craignait rien parce que Daniel marchait devant.
Daniel, Peachy'nin elini hiç bırakmadı. Ve Peachy, Daniel'in kafasını hiç bırakmadı.
Daniel n'a jamais lâché la main de Peachy... ni Peachy la tête de Daniel.
Hey Peachy.
Salut, Peachy.
Peachy. You brought a routine?
C'est le pompon T'as un enchaînement?
Peachy. Sadede gelir misin?
C'est le pompon T'as un enchaînement?
- Peachy.
- La forme.
* Çok hoş gelebilir bazılarına *
That's peachy for some people
Ben arabadayken pencereyi açarsam, her şey güzel kokar.
[Hey, if I roll down the windows in the car, everything s peachy.] Hé, si je baisse la fenêtre de la voiture, tout sera chouette.
Güzel de ne kelime, Avril Lavigne.
Peachy keen, Avril Lavigne.
Selam Peachy.
Salut, Peachy.
- Peachy, sen misin?
Super. Et vous?
Harika.
Peachy.
- Ben de seni özleyeceğim Peachy.
Tu vas me manquer aussi. Peachy.
Peachy'nin güle güle hediyesi.
Bien, a ton avis? Peachy. Un cadeau d'adieu.
Tam tıkırında.
Oh, il est juste Peachy.
Peachy, demek ki Kafiristan'a geldik.
Peachy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]