Pentagon translate French
1,144 parallel translation
Pentagon?
Le Pentagone?
- Pentagon biraz kızgın, Bçvş'um?
- Un ponte du Pentagone?
- Pentagon'dan olmalı.
- Ce doit être le Pentagone.
"Pentagon'a ve orduya haber vermek."
Appeler le Pentagone et le ministère.
Şimdiden bütçemin yarısını Pentagon'a verecekler.
Ils veulent déjà donner la moitié de mon budget au Pentagone.
Pentagon NMCC Ulusal Askeri Komuta Merkezi Kodoroff hakkında yolsuzluk soruşturması var.
On sait qu'il a été mis en examen pour corruption et sûrement inculpé.
- Beyaz At... - NATO alarma geçsin, Pentagon.
Alertez l'OTAN, le Pentagone.
Pentagon'la bağlantı kur bütün özel askeri programlardaki kişilerin listesini al.
Appelle le Pentagone et obtiens... une liste du personnel dans les programmes militaires spéciaux.
King, Pentagon.
King, le Pentagone.
Bana Ordu ve Pentagon'daki son durumu öğren.
Obtiens les dernières nouvelles sur l'armée, le Pentagone.
- Kadın Pentagon'dan geliyor.
- Elle est transférée du Pentagone.
Eminim Pentagon ve beş bin dolarlık çekiç olayını duydunuz...
Vous avez entendu parler du Pentagone et du marteau de 5 000 $...
Pentagon ve NRC'yi uyaracağım. En kötü ihtimalle, bombayı patlatacağını düşünüp onu durdurmalıyız.
J'ai alerté le Pentagone, le N.R.C. Nous travaillons sur une hypothèse, qu'elle va exploser si on ne l'en empêche pas.
Pekala. Onu İsa'ya gönder, Pentagon vasıtasıyla.
- D'accord, écris à Jésus.
Pentagon'un, bir uzaylının gelip erkekleri cinsel içgüdülerini arttıracak... şekilde etkileyebileceğini düşündüklerini mi...?
Tu crois que le Pentagone a prévu qu'une extraterrestre de 4 000 ans... viendrait dans une base droguer les hommes pour les rendre- -
Albay Kennedy diye biri şu an Pentagon'dan buraya geliyor.
Le Colonel Kennedy devrait arriver sous peu du Pentagone.
Michael Kritschgau, eski ordu mensubu, şu anda Pentagon'un Virginia'daki araştırma departmanında çalışıyor.
Michael Kritschgau, ancien militaire, rattaché à la division de la recherche au Pentagone, en Virginie.
Yeraltından bir geçitle Pentagon'a bağlanan büyük depolama tesisine girmeyi başardım.
J'avais accédé à un local d'archives par un couloir relié au sous-sol du Pentagone.
Pentagon'a girmek için yeraltı geçidini kullandı.
Il s'est infiltré dans le Pentagone par le sous-sol.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum ama şu anda Pentagon'a gidiyorum.
Je ne sais pas, mais je suis en route pour le Pentagone.
1941'de bir kongre kararıyla inşa edilen Pentagon başlı başına bir şehirdir.
Construit en 1941 sur décision du Congrès, le Pentagone est une ville en soi. - Mon général.
Pentagon öldürülen kişinin Thomas Lynch olduğunu iddia ediyor.
Le Pentagone affirme que l'homme tué était Thomas Lynch.
- PENTAGON - Çok sayıda nesne! Çok sayıda nesne!
Traces non-identifiées!
Pentagon'dan, NASA ile birlikte düzenlenecek doğrulanmamış bir mekik operasyonu bilgisi aldık.
Le Pentagone serait impliqué dans un projet de mission spatiale.
Pentagon yetkilileri, açıklama yapmaktan kaçındılar. Ancak, çok ciddi bir sorun olduğu açık.
Le Pentagone refuse de commenter ce qui pourrait être un problème grave.
Pentagon savunmada tasarruf önerilerinden memnun değil.
Le Pentagone n'apprécie pas ses coupes dans le budget.
Pentagon'dan direk bir emirdir bu.
C`est un ordre du Pentagone.
Bir Pentagon generali ile yumruk yumruğa kavgaya girdim ve kahrolası çenesini kırdım.
J`ai cogné le général du Pentagone. Je lui ai brisé la mâchoire.
Ve tabii ki Pentagon alçaklarının eline bırakmayacağım seni.
Et je ne te livrerai pas à ces salauds!
Pentagon'daki cahiller bunun kıymetini bilemedi.
Ces philistins du Pentagone n'ont, bien sûr, pas apprécié.
Bu Pentagon'a bağlı bir Cyborg birimidir.
C'est une unité de cyborgs sous les ordres du pentagone.
Pentagon'un umutsuzca sizi ele geçirmeye çalışmayı denemesi bu yüzden.
C'est pourquoi le pentagone a essayé désespérément de vous avoir.
Pentagon neden buna sahip olmak zorunda?
Pourquoi le pentagone devrait-il avoir ça?
Planlarımın Pentagon veya Mekanize Manga ile en ufak bir ilgisi bile yok.
Mes plans n'ont plus rien à voir avec le pentagone ou l'escadron des machines.
Pentagon'un çocukluklarından itibaren öldürmek için eğitilen özel deney birimi.
L'unité expérimentale spéciale du pentagone dans laquelle les tueurs d'élite sont entraînés dès l'enfance.
Yasasadışı maden arama. Pentagon'un yönetiminde.
C'est une exploitation minière illégale du Pentagone.
Pentagon'a atanmamış mıydınız?
Je croyais que vouS aviez transféré au Pentagone. Je l'étais.
Pentagon'un "52. Bölge" dediği yerde ne olduğunu bilmek istiyor.
On lui demande de découvrir... ce qu'est véritablement la clause que le Pentagone appelle l'aire 52.
Pentagon'da 2 yıl geçirdim, Yıldız Geçidi'ni hayata geçirmek için.
Deux ans au Pentagone à résoudre la clef du Stargate.
Pentagon yukarı vardığımda Tanrı'ya bir mesaj mı iletmemi istiyor?
Vous voulez que je livre un message à Dieu quand je monterai là-haut?
Bu sabah Pentagon'dan bir telefon aldım.
Ce matin, on m'a appelé du Pentagone pour que je vous réprimande.
İlk evimizi hatırlıyor musun, Pentagon'daki o pis apartman dairesini?
Tu te souviens de notre appartement minable au Pentagone?
Bunları elde etmek için Pentagon'dan birilerini bulmalısın.
On a besoin du Pentagone.
Sonra Pentagon'u bilgilendirin, 10 : 00'dan 12 : 15'e kadar Siyah Yıldız korumasına ihtiyacımız olacak.
Informez le Pentagone qu'il nous faut une couverture Black Star de 1 0 h à 1 2 h 1 5.
"Güvercinin Kanatları" nda kimseye, "Pentagon'u bilgilendirin Siyah Yıldız korumasına ihtiyacımız var." söyletemezsin.
Dans Les Ailes de la Colombe, personne ne dit : "Informez le Pentagone qu'il nous faut une Black Star."
Yani o günlerde, bizi referans alırsak IBM hemen hemen Pentagon gibiydi.
Car en ce temps-là, en ce qui nous concerne, IBM était pratiquement le Pentagone.
Pentagon bunu bize ve SETH'e nasıl yapar?
Comment Ie Pentagone peut-il faire ça? A nous, et à SETH?
Beni Pentagon'a bağlayın.
Passe-moi le ministre!
Pentagon çok uluslu şirketler ve polis!
Le Pentagone. les corporations multinationales. la police.
Ve işte Pentagon da böyle birşeydir.
Et le Pentagone est comme ça.
Pentagon, haber alma, onları anlarım... ama ya başkan?
Le Pentagone, les renseignements, ça se comprend.