Perdeler translate French
390 parallel translation
20 yıl önceki sahneleri kullanıyorsun. Ahşap perdeler, tabanlar.
Les "Ziegfeld Follies".
Ben ipek perdeler, danteller ve güzel kızlarla bir gösteri yapmak istiyorum.
Le mot qui convient. C'est un excellent titre.
- Yeni perdeler almışsınız.
Tiens, on a changé les rideaux.
- Bu perdeler çalışma odan için.
- Ces rideaux sont pour ton antre.
Yerinde olsam daha açık renk perdeler takar ve bu kanepeyi de buradan kaldırırdım.
A ta place, je mettrais des rideaux plus légers et le sofa, là-bas.
Eski bir duvar kâğıdı ve başka perdeler vardı.
Un vieux papier peint...
Etrafta çiçekler ve mutfakta yeni perdeler isterdim.
Je voulais des fleurs partout et de nouveaux rideaux à la cuisine.
Perdeler ateş almış. Niye sordun?
Pourquoi cette question?
Perdeler indiğinde, seyirciler benim aşkımla birlikte ayrılır.
- Oh! - Belle pièce. Deux actes, mais solides.
- Dotted Swiss perdeler için ideal.
- Les pois font de jolis rideaux.
Yeni perdeler beni mutlu eder sanıyorsun.
Tu penses que des rideaux neufs me suffisent?
Ama duvarlar yoktu, sadece üzerinde göz resimleri olan perdeler vardı bir adam elinde makasla dolaşarak bu perdeleri kesiyordu sonra çok açık giyinmiş bir kız geldi ve herkesi öpmeye başladı.
Mais il n'y avait pas de murs, juste des rideaux, avec des yeux peints dessus. Un homme marchait avec une énorme paire de ciseaux, coupant les tentures en deux. Puis une fille est entrée, à peine vêtue, et s'est mise à déambuler dans le tripot en embrassant tout le monde.
Tüm gün, güneş girmesin diye perdeler ve ses gelmesin diye de camları kapalı tutuyoruz.
Incroyable, hein? II travaille la nuit... et dort le jour.
Mavi renk perdeler.
Les rideaux d'un beau bleu cobalt.
Pity, bunu perdeler açıkken parlak günışığının altında yapamazdık.
C'est dommage qu'on n'ait pas pu le faire avec les rideaux ouverts et le soleil.
Perdeler, Jonnie. Perdeleri çek.
Le rideau... ferme le rideau!
Bir mobilya takımı, perdeler ve danteller, Will Daneher'den kız kardeşine verilmiştir.
Du mobilier et du linge. Tout va avec la s ur de Will Danaher.
Perdeler yukarı!
Levez le rideau!
Perdeler bu koğuşa çok uygun olurdu.
Des rideaux feraient bien ici.
Moulin Rouge babasına, yani krala miras kalır. Kral, başpiskoposa hediye eder, başpiskopos manastıra çevirir, ve kankanda perdeler iner.
Le roi, son père, hérite du Moulin Rouge, il en fait cadeau à l'archimandrite, on y met le couvent des oiseaux et nous, pour le cancan, rideau
Oh, hayır, göremezler. Perdeler kapalı. Gel.
Oh, non, les stores sont fermés, venez.
Perdeler.
Levez le rideau.
Ben medyaya açılış konuşması yapacağım, perdeler açılacak ve sen hepsinin gözlerini kamaştıracaksın!
Je parlerai à la presse. Le rideau s'ouvrira. Et à toi de les éblouir!
- Perdeler beni asla çekmez.
- je ne pourrais jamais avec mon poids.
Evi beyaza boyamak istiyorum, mavi perdeler olacak.
Je veux une maison blanche, avec des rideaux bleus.
Bütün aynaları kaldırdılar. Ama camda yansımamı görebiliyorum,.. ... perdeler açıkken.
Vous m'enlevez les miroirs... mais les vitres me reflètent quand la fenêtre est ouverte.
O zaman tüm perdeler ve kapılar açılır ve asla yalnız kalmazsın... asla.
Tous les stores se lèveront, toutes les portes s'ouvriront et vous ne serez plus jamais seul.
Babana yeni perdeler ve birkac ; koltuk aldlrdlm.
J'ai obtenu que votre père remplace rideaux et sièges.
Eski perdeler ve öteberi şeyler işte.
Des vieux rideaux et des tentures.
- Perdeler!
- Hé, des rideaux!
Gündüz olduğu halde perdeler kapalı.
C'est étrange, vos rideaux sont tirés en plein jour.
Pencerelerin bu yüzden kapalı olduğunu anladım, peki ya perdeler?
Fermer les vitres, oui, mais pas les rideaux. Qu'y a-t-il?
Ve perdeler!
Ajoutons... des rideaux!
Eğer Venedikli körler olmasaydı hepimiz için perdeler olurdu. Bunu fark ettin mi?
Si les stores n'existaient pas, nous aurions tous des rideaux.
Bay Kolbaba, perdeler lütfen.
Rideaux, Monsieur Kolbaba
Bay Kolbaba, perdeler.
Monsieur Kolbaba, lumière, s'il vous plaît.
Bay Kolbaba, perdeler!
Monsieur Kolbaba, rideau.
Bay Kolbaba, perdeler!
Monsieur Kolbaba, lumière.
Hava karardığında, ışıklarını açar. Perdeler de açıktır, gösteriye başlar!
Elle se balade nue, la lumière allumée.
Siyah kadife perdeler.
Des rideaux de velours noir.
Perdeler tamam.
Les rideaux.
Bu perdeler koyu sarıdır. İnfaz gerçekleştirilmeden önce ayinler bu sunakta gerçekleştirilir.
Derrière, la cellule, réservée au condamné mais jamais utilisée.
Ancak perdeler kapandığında gözlüklerini çıkarabildi.
elle supportait mal Ia Iumiêre et n'accepterait d'ôter ses lunettes que si d'abord Claude allait tirer les rideaux.
PERDELER
RIDEAUX
Perdeler ve her şey.
Un rideau et tout.
Kalın perdeler, un çuvalları, eski pantolonlar.
Taies d'oreiller, sacs de farine, jambes de pantalons.
Eunice içeri girdi ve perdeler tutuştu. Her şey yandı.
Eugénie est arrivée, les rideaux ont pris feu, tout a brûlé.
Perdeler aynı ama.
Les rideaux sont les mêmes.
Perdeler neden açık?
Tu ne fermes pas les rideaux?
Sandalye, bardak, şişe, pencere önündeki saksı ve perdeler gibi ev eşyaları ilave eder.
une chaise, un verre, une bouteille, un pot de fleurs à la fenêtre, des rideaux.
Perdeler.
Les rideaux.