Perez translate French
559 parallel translation
Her akşam Sycamore Bulvarı'nda yürümek adetimdir...
J'ai l'habitude de conduire chaque nuit sur l'avenue des sycomores. Concha Perez
Hazır tavsiyeden söz açmışken Concha Perez adlı bir tanrıça hakkında bilgin var mı?
En parlant de conseils, connaîtrais-tu une déesse qui vit ici, du nom de Concha Perez?
Concho Perez. Doğru noktada Yaqi Neal ve Mublin var.
Tom Quitman, Concho Perez, Yaqui Neal...
Eh, öyle de yapabilirsin, ama ben Sancho Perez'i götürmeni öneririm.
Ce serait une idée, mais je suggère plutôt que tu lui amènes Sancho Perez.
- Sancho Perez kim?
Qui est Sancho Perez?
Perez ve Vaca mı?
Perez et Vaca?
Özür dilerim General fakat kaybolan iki adamdan dolayı rahatsızım. Perez ve Vaca.
Je suis désolé, général, mais la disparition de Perez et Vaca m'inquiète.
Perez ve Vaca çıkış yapmadılar.
Ni Perez ni Vaca n'ont quitté les lieux.
- Perez dosyası.
Le dossier Perez, monsieur le juge Hein!
- Ne istiyorsun, Perez?
- Qu'est-ce que t'as, Perez?
Bayan Reardon, hemşire Perez'i gece 12 : 00 iğnesini yapması için odaya yollamış.
Mme Reardon a envoyé l'infirmière Perez lui faire son injection à minuit.
Yani kısacası hemşire Perez gidip Dr. Schaefer'a iğneyi yapmış.
L'infirmière Perez est entrée et a endormi le Dr Schaefer, croyant que c'était Guernsey.
Perez iğneyi yaptıktan sonra serumun bağlı olmadığını görmüş.
Quand Perez lui a fait sa piqûre, elle a remarqué que la perfusion était fermée.
Gidebilirsiniz Perez.
- Vous pouvez partir, Pérez.
Şimdi hatırladım. Onu son gördüğümde, gazinoda bakara oynuyordu, Albert Perez'le. - Yani Jude'ün eczacı kalfasıyla!
Je l'ai vu jouer au chemin de fer au casino avec Pérez, celui de la pharmacie Jude.
Albert Perez, eczacı kalfası. Yukarıda, çatı katında oturuyor.
Albert Pérez, préparateur en pharmacie, crèche là-haut.
Dostumuz Perez artık sadece sinekleri ilgilendiriyor!
L'ami Pérez n'intéresse plus que les mouches.
Ama bu, Perez'in işin içinde ne aradığını hâlâ açıklamıyor ki!
Que vient faire Pérez là-dedans?
O Amerikalı, Perez ve ufak tefek kele karşı isteyerek kaybediyordu.
L'Américain perdait volontairement contre Pérez et le chauve.
- Perez ve geri kalanlardan söz edin!
- Dites-moi tout.
Perez bir muhbirdi.
- C'était un indicateur, Pérez.
Perez benim muhbirimdi.
- Pérez était mon indicateur. - Tiens...
Bu Perez garip bir yaratıktı!
C'était un curieux zèbre.
- Beş altı ay önce, Perez arkadaşları...
- Y a 5 ou 6 mois, des copains à Pérez...
Perez'in arkadaşları gelip ona gazinolarda ve kumarhanelerde oyun oynayarak para toplamayı teklif etmişler.
- Oui... Ils lui ont proposé de laver des ronds dans les casinos.
Perez sefil biri olduğu için bunun önemli bir şey olmasını beklemiyordum.
Je pensais pas que c'était important.
O arada Perez'in parayı bir bistroda teslim ettiğini öğrenmiştim.
- Pérez déposait l'argent dans un bistrot.
Devamı da şu : tüm bu keşmekeşin ortasında siz Perez'i izlemeye başladınız.
- Mais vous vous êtes mis à filer Pérez pour son patron.
Sanırım eczacı patronu için. Perez bana eczanede kasadan para araklayan bir kız olduğunu söylemişti, adı da...
Pérez dit qu'un fille tape dans la caisse, une nommée...
Perez sizi fark etmişti.
- Pérez vous a repéré.
Film komisyon başkanı Miguel Perez.
Le chef de la commission est Perez.
Hemen ilgilenip size benim kopyamın fotokopisini vereceğim Bay Perez.
Je tirerai ça au clair et je vous enverrai un double, monsieur.
Alan Perez, komiserim.
Alan Perez.
Perez!
Perez.
Peret, dışarıda bana yardımcı olacak kişi sizsiniz.
Perez, c'est vous qui m'assisterez sur le terain Pas de remarques?
Perez.
Perez.
Perez, şu an kendimizi tutmalıyız.
Perez, on reste entre nous maintenant.
Perez'in üzerine uçmuşsun.
On m'a dit que t'avais envoyé Perez en l'air.
İlk olarak Ortega y Gasset Gregorio Maranon ve Perez de Ayala.
En tête du manifeste, Ortega y Gasset, Gregorio Marañón et Pérez de Ayala.
Nathalie, Karine... Alain Perez, bir dostum.
Nathalie, Karine, Alain, un ami.
Pekâlâ... Alain Perez...
Alors, Alain Perez...
Perez...
Alors, Perez...
Alain Perez mektup açacağıyla bıçaklanmış. 12 bıçak yarası!
Ou Perez, tué avec un coupe-papier.
Teşekkür ederim, General Perez.
Merci, général Perez.
Perez'den sanmam. Ama hiç belli olmaz - daha önce oldu.
Perez, je ne crois pas, mais mieux vaut rester vigilant.
İyi karşılama, Perez.
Quel accueil, Perez!
Teşekkürler, General Perez.
Merci, général Perez.
Selena ve Chris Perez nikahlandılar.
Selena y Chris Pérez se sont unis aujourd'hui.
- Perez nerede?
Où est Pérez?
- Perez'in!
- De Pérez.
Neden Fernández, Gómez, Pérez gibi normal bir isim koymadın ki?
Fernández, Gómez, Pérez, comme tout le monde?