English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Piccadilly

Piccadilly translate French

110 parallel translation
300'den fazla dilenci Piccadilly'ye doğru yürüyor.
Plus de 300 mendiants marchent vers Piccadilly.
Şehir Bankası! Piccadilly!
On est dans les beaux quartiers.
Piccadilly mi?
Quoi? À Piccadilly?
Sevgili Verloc... Zamanında Piccadilly Meydanı'nda dünyanın merkezi yazılı bir tabela görmüştüm.
Mon cher Verloc, à Piccadilly un panneau indique qu'on est au centre du monde.
Onu Piccadilly Meydanı'ndaki vestiyere bırakırsın ve Harris de saat 1 : 30'da alır.
Alors, voilà, tu le laisses à la consigne de Piccadilly. Harris le prendra à 1 h 30.
Piccadilly'ye kadar gittiğini ablana söylemene gerek yok.
Ne dis pas à ta soeur que tu vas jusqu'à Piccadilly.
Saat 1 : 30'a kadar Piccadilly Meydanı'na varabilir miyiz?
Vous serez à Piccadilly à 1 h 30?
Ama Piccadilly'ye gitmem gerekiyor.
Je dois aller à Piccadilly.
Böyle düşünmen çok güzel. Size hatırlatayım, 7. Süvari alayının bir üyesiyim.
Mais je suis dans le 7e, je me vois à Piccadilly alors que le régiment...
Bir keresinde Piccadily'de yoldan çıkan bir otobüse binmiştim.
J'ai été dans un bus fou, un jour, à Piccadilly.
Hava soğutmalı bir M-3 bu, sizin Piccadilly'de yürüdüğünüz rahatlıkla... çölde tam 300 kilometre yol katedebilir.
C'est un M3 qui peut traverser 300 km de désert... aussi facilement que de faire le tour de votre Piccadilly Circus.
Piccadilly'de mi?
Où est-ce? À Piccadilly?
- "Piccadilly." Yol bu, gerçek bir yol.
Piccadilly! C'est une route, une vraie route!
Siz çocuklar, Piccadily Meydanı hakkında konuşuyorsunuz ama... Fahişeler Bulvarı ile karşılaştırıldığında Piccadily Genç İngiliz Hristiyanlar Kulübü odası gibi kalır.
Ne confondez pas, Piccadilly Circus à côté c'est pour les enfants de cœur.
Piccadilly Lily.
Piccadilly Lily.
... dün gece Picadilly'de çalınan ve iki saat sonra Croydon yakınlarında terk edilen aracın direksiyonu üzerinde.
... sur le volant d'une voiture volée hier soir à Piccadilly et retrouvée à Croydon.
Piccadilly, ben geliyorum.
Piccadilly, me voilà!
- Piccadilly mi? - Evet.
- Comment tu t'es débrouillé?
Şanzelize'de yürüyüşe çıkmıyoruz ki.
Il ne s'agit pas d'une balade à Piccadilly ou aux Champs Élysées!
Elveda Piccadilly...
Et goodbye Piccadilly
Bunu... Piccadilly'de giyeceğim.
Je porterai ça à Piccadilly.
- Piccadilly'de görüşürüz.
- Rendez-vous à Piccadilly.
Piccadilly Circus meydanından.
Piccadilly Circus.
Kusura bakma, geç kaldım.
Je suis en retard. Un embouteillage à Piccadilly.
Charlton, Peters. Cips ve balık yemek ve deliklerde kurbağa ve Piccadilly hattında Dundee keki. Bilirsiniz.
Bobby Charlton et Martin Peters, j'adore le poisson frit avec des frites, les saucisses en beignet, et le cake au fruit, sur la ligne de Piccadilly, voyez-vous, mon ami.
- Piccadilly nerede?
- Quel chemin avez-vous dit pour Piccadilly? - Merci.
- Piccadilly aşağıda.
Piccadilly, oui, c'est tout là-bas.
Bu savaşta ilk kez Broadway ve Piccadilly el ele verdi.
Pour la première fois Broadway et Picadilly se joignent l'un à l'autre.
Piccadilly 9109 numarayı bağlayın
Donnez moi Picadilly 9109.
Piccadilly Sirki, mini etek ve Joe Lyons.
Piccadilly Circus, mini-jupe et Joe Lyons.
Bangkok'un trafiği Piccadilly'den kötü.
La circulation à Bangkok est pire qu'à Londres.
Güle güle, Piccadilly
Au revoir, Piccadilly.
Şu halime bak. Piccadilly Circus'ta bir porno sinemasında bir cesetle konuşuyorum.
Je suis dans un cinéma porno à Piccadilly Circus et je parle à un cadavre.
Hemşire Hobbs kuduz köpek gibi bir şeyin Piccadilly Circus'ta... - Olay çıkardığını söyledi.
Sœur Hobbs dit qu'il y a de l'agitation à Piccadilly Circus causée par un chien enragé.
Piccadilly Gece Kulübü Amerikan, Red Pipi'yi, gururla sunar.
Le Piccadilly Night Club présente, venu d'Amérique, Red Dick.
- Piccadilly, Hyde Park Corner.
Piccadilly. Le coin de Hyde Park.
Piccadilly ile arası 30 km bile yok.
Même pas à 20 miles de Picadilly.
PICCADILLY PALACE HOTEL
Très chic.
Piccadilly Palace Hotel. Tam Piccadilly'de.
Le Piccadilly Palace Hotel, en plein centre.
Piccadilly Palace Otel'indeki barı deneyebiliriz.
On peut essayer le bar du Piccadilly Palace Hotel.
Eiffel Kulesi, Piccadilly Meydanı.
La Tour Eiffel, Piccadilly Circus.
- İşte Piccadilly Circus'dayız.
- Nous voici au Cirque de Picadilly.
Gidiyorum efendim, Piccadilly'e, efendim tüccarlık yapmaya gidiyorum.
- Je m'en vais à Piccadilly... pour commencer une profession de marchand.
Piccadilly'deki fahişelerin sorumlusu senin gibi erkekler.
C'est à cause de gens comme vous qu'il y a des prostituées à Piccadilly Circus.
* Hoşça kal Piccadilly. *
Goodbye, Piccadilly
Elveda Piccadilly, elveda Leicester Meydanı. Anlıyor musun?
Au revoir Piccadilly, adieu Leicester Square.
Piccadilly caddesi.
"pudding! picadilly!"
- Limerick'de erkeklerin iki tek attıktan sonra Piccadilly'de gönül eğlendirmelerinin şaşılacak bir şey olmadığını herkes bilir
Tout le monde a vu un homme de Limerick, se pavaner avec une putain de Piccadilly.
O Piccadilly'de değil, Coventry'de efendim.
Il n'est pas à Piccadilly. Il est à Coventry.
472 sefer sayılı hızlı trenle Manchester'e gidecek yolculara son çağrı.
Embarquement au quai numéro sept pour Manchester, Piccadilly, arrêt à Stoke-on-Trent...
Çok güzeldi.
Nous dansions sur Piccadilly Circus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]