English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Pictionary

Pictionary translate French

59 parallel translation
Kelime Oyunu olayı.
Et l'incident du Pictionary?
Mesela Kelime Oyunu.
Pictionary?
Her heyse, bizimkiler uzun zamandır sizinkilerle takılmadıklarını söylediler. Leonard da hep birlikte olmamızı önerdi. Bundan sonra Larry ve Edward garajın önünde futbag * oynuyorlardı.
Ils parlaient tous de la difficulté... qu'ont mes parents de s'entendre avec tes parents... alors Leonard a suggéré qu'on les réunisse... et l'instant d'après, Larry et Edward jouent au footbag dans l'allée... et ta mère insiste pour qu'on reste dîner et jouer à Pictionary.
Ama hiç futbag ya da Çiziktirmece oynamadılar.
Il n'y a jamais de footbag. Jamais de Pictionary.
Geçen hafta Pictionary'de bana öyle gülmesi beni ağlattı.
Au Pictionary, elle m'a ridiculisée.
Biliyorum.
Et Pictionary?
- Onlarla Pictionary dahi oynamıştık!
On a joué au Pictionary avec eux. Salauds!
Pictionary'de beni yeniyorlar.
Ils me mettent une raclée au Pictionnary. Allez.
Bu yara izi var ya? "Resimleme" oyunundan.
J'ai eu ma cicatrice au Pictionary.
Bu yara var ya? "Çiziktir" oyunundan.
J'ai eu ma cicatrice au Pictionary.
Ve iddiaya varım bu kızın büyükbabası da berbat herifin tekiydi.
Voici le 1er niveau. NIVEAU 1 : ESPRIT TRIVIAL PURSUIT, PUZZLES ET PICTIONARY
Şeker Diyarı, Ben Hiç, Çiz Bakalım.
Candy Land, J'ai jamais..., Pictionary.
Evet, Çıkmaz Ayın 12'sine. Çünkü biz tenis, golf ve briç oynamayız. Ya da dört kişi oynanan herhangi başka bir oyun.
Ouais, jusqu'à la saint glin-glin, parce qu'on ne jouera ni au tennis, ni au golf, ni au bridge ni à n'importe quel jeu qui pourrait être joué à quatre... à part au pendu et au Pictionary de temps en temps.
Bazen de Pictionary. Sena ne oldu?
Qu'est-ce qui te prend?
Evet, ve eğer bu kadar iyi bir "artist" se, neden resimde bu kadar kötü?
Ouais, et si elle est une si grande "artiste", pourquoi est-elle si nulle au Pictionary?
Kim Pictionary oynamak ister?
Qui veut jouer au Pictionary, hein?
Mum ışığında "Pictionary" oynamak veya.. ... Taylor'ın kıyamet çantasını yağmalamak istemediğimden değil ama bence senin evine gitmeliyiz.
Non pas que je ne veuille pas faire un Pictionnary aux chandelles et rafler le kit d'Apocalypse de Taylor, mais je pense vraiment qu'on devrait aller chez toi.
Picasso'dan "Pictionary" oynamasını isteyebilir misin?
Vous demanderiez à Picasso de jouer au Pictionary?
İşten çıktığında yada kart oynarken... bir iki bira sadece.
Quelques bières après le travail, ou quand on jouait au Pictionary.
Muhtemelen biraz hayvan bitki oynarız ya da onun gibi şeyler.
On jouera sûrement au Pictionary, ou à d'autres jeux de société.
Pictionary!
Dans le Pictionary?
Öğrenci salonunda çizbakalım * turnuvası varmış.
Il y a un tournoi de Pictionary au foyer étudiant.
- Bu Pictionary'den * çok daha zevkli. - Başlayın.
- C'est mieux que le Pictionary.
- Tekila! Pictionary!
Pictionary!
Hiç tekila ile pictionary oynamış mıydın?
Déjà joué au Pictionary Tequila?
Resim oyunu mu?
- un pictionary?
Resim oyunu falan mi oynamak istiyorsun? Pekala.
- Vous voulez jouer au Pictionary ou je ne sais quoi?
- Pictionary oynuyoruz.
On fait une partie de "Dessine et devine".
Evet, resimli Lockwood Günlükleri.
C'est le journal des Lockwood, style Pictionary.
Kelime tahmini, kelime oyunu, biraz daha sikik kelime oyunu- -
- Pictionary, Scrabble, Buggle. - On s'en parle une autre fois.
Çarşambaları, Pictionary oynuyorlardı.
- Mercredi, Pictionary.
Baban bana Pictionary oynatıyor.
Ton père me fait jouer au pictionnary.
Ben Pictionary'de berbatım.
Je suis nulle au pictionary.
Kahrolası Pictionary oynadık, ot içtik.
On a joué au Pictionary, fumé de la beuh...
Resimlerle birşey anlatıyor!
Il joue au Pictionary!
Bu oyunu çok severim!
J'aime le Pictionary!
Yemek yeriz, kızmabirader oynarız.
On ferait un diner de couples et on jouerait au pictionary.
Kızmabirader Nerede bu nerede?
[Voix diabolique ] Pictionary! [ Hurlements ] [ Tousse] C'est où?
- Biraz "Pictionary" oynamaya ne dersiniz?
- Et un Pictionary? - Non, non.
Durduk yere "Pictionary" çıktı karşıma.
Un Pictionary sorti de nulle part.
Son 5 yıldır, Şükran günü yemeği için Gore Vidal'e gider, Pictionary oynarım.
Pendant les 5 dernières années, je suis allées chez Gore Vidal s pour Dîner et jouer au Pictionary.
Tamamdir, Pictionary oynuyoruz.
Ok,
Takimlar nasil olsun?
Pictionary, faisons les équipes!
Pictionary oynuyoruz.
Nous jouons au pictionary.
Pictionary oynayarak gerçek zeka ve yetenek anlasilamaz.
Le pictionary n'est pas un vrai test d'aptitudes où d'intelligence.
Doğruyu söylemek gerekirse Pictionary, sözlü ve görsel yetenek gerektiriyor. Gayet kapsamli bir oyun yani.
Mmm, en toute justice, au Pictionary, il faut posséder des capacités verbales et visuelles.
Şimdiye kadar sessiz sinema, sessiz ünlü tanıtma, resim oyunu ünlü resim oyunu- -
Voilà ce que j'ai pour l'instant... charades, célébrités charades, Pictonnary, célébrités Pictionary...
Pictionary oyunu.
Pictionary.
- Bir kez. - Tamam.
La prochaine, c'est du Pictionary, et tout le monde joue.
Pictionary de var. Sıkıcı.
- Ou au Pictionary.
Pornom var.
J'ai un Pictionary.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]