English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Poole

Poole translate French

348 parallel translation
- Ne var, Poole?
- Oui, Poole?
Evet, Poole.
C'est exact, Poole.
- Biliyor musun, Poole? Tam bir baş belasısın.
- Vous êtes un fléau, Poole.
Pekala, Poole.
Très bien.
Çok hoş güller, Poole.
Jolies roses, Poole.
Ne oldu, Poole?
Oui, Poole?
Anlıyorum, Poole, buraya durumumu öğrenmek için gelmedin, değil mi?
Vous n'êtes pas venu vous enquérir de ma santé, si?
Ne önerirsin, Poole?
Que suggérez-vous, Poole?
Gitmem gerekiyor, Poole.
Je dois partir, Poole.
Teşekkür ederim, Poole.
Merci, Poole.
- Bu anahtarı görüyor musun, Poole?
- Vous voyez cette clé? - Oui, monsieur.
Poole, sevgili dostum!
Poole, mon ami!
Al, Poole. Al, sevgili dostum.
Vous le pouvez, mon ami.
Birkaç hafta içinde, tam bu çatının altında olacak... tam bu odada, karım olarak. Evleniyorum, Poole.
Je vais me marier, Poole.
Bir düşünsene, Poole, Dur bir bakayım sana.
Pensez-y, Poole, et regardez-moi.
Olabilir, Poole. Olabilir.
Peut-être.
Bir dakika Poole.
Un instant, Poole!
Hayır, hayır, iyi yapmışsın Poole.
Vous avez très bien fait.
Bayan Beatrix yakında dönüyordur, değil mi? Evet. Evet Poole.
Mlle Beatrix devrait bientôt rentrer, n'est-ce pas?
Evet, anladım Poole.
Oui, je comprends.
- Kahvaltınız birazdan hazır olur efendim. - Poole.
Votre petit déjeuner sera bientôt prêt.
Poole eski dostum. Çok yakında evleniyorum.
Poole, mon ami, je me marie très bientôt.
Ettiğini biliyorum Poole.
Je sais.
Çok özür dilerim.
Je devais parler à Grace Poole.
Grace Poole adında tuhaf bir kadın vardı...
Il y a une femme étrange ici, nommée Grace Poole...
Grace Poole.
Grace Poole.
Bay Rochester, Grace Poole hala burada yaşayacak mı?
M. Rochester, Grace Poole va-t-elle continuer à vivre ici?
- Grace Poole kalacak.
- Grace Poole restera ici.
Grace Poole'u uykusunda öldürüp... Thornfield'i ateşe verdi.
Elle a frappé Grace Poole pendant son sommeil, et puis elle a mis le feu à Thornfield.
Adamın kim olduğunu öğrendiğinde Poole'e ilet. Poole'de Ramsey'e iletecek, Ramsey'de bana.
A ce moment-là, prévenez Poole qui saura où me joindre.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
Poole et votre ami Ferguson sont morts.
Biz, komutan Dr. David Bowman ve yardımcısı Dr. Frank Poole ile görüştük.
Nous avons parlé au commandant, David Bowman, et à son adjoint, Frank Poole.
Dr. Poole, uyutulmak nasıl bir şey?
Comment se sent-on en hibernation?
Hem Dr. Poole hem de Dr. Bowman ile çalışmak bana heyecan verir.
J'ai un rapport stimulant avec le Dr Poole et le Dr Bowman.
Dr. Poole, bütün bir yıl, Hal ile bu kadar yakın olmak nasıl bir şey?
Dr Poole, comment est-ce de vivre pendant presque un an à proximité de Hal?
Kazanan takım Rudy Martinez ve Ray Poole.
Les gagnants sont Rudy Martinez et Ray Poole.
Biliyorsun ki, altın varsa kanunsuzluk da vardır ve bununla da ancak Poole başa çıkar...
Et on sait tous les deux que l'or mène à l'anarchie... et que Pool est notre seul moyen de répression.
Tebrik ederim Bayan Poole.
Je suis enceinte. - Tu es quoi? - Enceinte.
- FRANK POOLE.
FRANK POOLE.
İKİNCİ KAPTAN FRANK POOLE UZAY ARACININ DIŞINDA...
COPILOTE FRANK POOLE TUE...
Bowman gemideki son adamdı. Poole uzayda kaybolmuştu.
Poole est mort dans l'espace.
Dave Bowman ve Frank Poole'un Discovery'den ayrılmasını hatırlıyor musun?
Tu te souviens de Bowman et Poole quittant le Discovery?
Kumanda ekibinin, yani Bowman ve Poole'un görevi de gemiyi hedefe ulaştırmak olduğu için onlara bilgi verilmemesi uygun görüldü.
Bowman et Poole devaient conduire le Discovery à destination. Et ne rien savoir de plus.
Asıl hedefle ilgili bütün bilgiler ona verildi ve Bowman ve Poole'a bir şey belli etmemesi talimatını aldı.
On lui révéla le véritable objectif... en lui recommandant de n'en rien dire à Bowman et Poole.
- Tamam. Susan'ı Abe Pools'un karısının yanına oturtma.
Ne la mets pas á côté de la femme de Ray Poole.
Grace Poole.
- Grace Poole.
Salt Lake City'den Lyle Davis ve Vern Pool.
Lyle Davis et Vern Poole de Salt Lake City.
Poole! Helikopterleri, dalgıçları buraya getir!
Faites venir des hélicoptères et des plongeurs.
Hayır, hiçbir sorun yok Poole.
Tout va bien, Poole.
Grace Poole'a bir şey söylemeliydim. Terzilik işlerimizi yapan kişi.
Elle s'occupe de la couture.
Bugün düğün olmayacak.
Je vous invite chez moi à venir voir la patiente de Grace Poole.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]