Poseidon translate French
307 parallel translation
Koca Poseidon'un bütün denizleri yıkayabilir mi bu elleri?
Tout l'océan du grand Neptune lavera-t-il ce sang de ma main?
- Lanet olsun adam Poseidon hurdalığa atılmak için fazlasıyla iyi.
- je l'ordonne! - Bon sang! Le Poséidon est encore trop chouette pour la ferraille.
Ben S.S. Poseidon'un kaptanı Harrison.
Ici, le Commandant Harrison, S. S. Poséidon...
Burası S.S. Poseidon.
S.O.S... Ici, le S. S. Poséidon...
Saygıdeğer Poseidon sana bir deniz fırtınası çıkarmanı emrediyorum.
Poséidon, mon Seigneur... je t'ordonne de déchaîner les vents et les flots.
Poseidon'u ikna et ; Kraken'ı şehrin üzerine salsın.
Convaincs ton dévoué Seigneur Poséidon... de lâcher le Kraken sur la cité!
Poseidon onu baştan çıkardı.
Mais Poséidon l'a séduite.
O da İsviçre malı, ama markası Poseidon.
- Aussi un suisse.
Poseidon.
Un Poséidon.
Çünkü... Poseidon'a yarım saatte girebilirim. Belki de daha kısa sürede.
Parce que le Poséidon, je l'ouvre en une demi-heure.
- Var. Poseidon`un Maceraları`nın ikinci bölümü, Paniğe Kapılmış Salak`ta oynadım.
J'ai joué l'Idiot-qui-panique dans L'Aventure de Poséidon.
- Poseidon Macerası gösterisi.
- L'aventure du Poséidon.
Bu bizim yarattığımız dünya! Zeus, Athena, Hades, Poseidon!
C'est le monde créé par Zeus, Athéna, Hadès et Poséidon!
Poseidon Macerası!
L'Aventure du Poseidon!
Beni esirge, herşeye gücü yeten Poseidon ( Deniz Tanrısı ), ben de sonsuza kadar seni övebileyim!
Je louerai ton nom à tout jamais!
Poseidon övüldü!
- Merci, Poséidon!
Kader tanrısı ve Zeus, Hera, Poseidon ve Hades'in babasıydı.
Il fut le dieu du destin et père de Zeus, Héra, Poséidon et Hadès.
J.P.L. Topix Poseidon'dan gelen canlı görüntüleri izliyorsun.
Des images en temps réel venant du JPL TOPEX / Poseidon.
Poseidon...
- Poséidon...
Poseidon!
Poséidon!
İyi ki Poseidon Derneği'nden haberi yok...
Il ne connaît pas la Société Poséidon.
YoIun karşısında bir Poseidon Derneği mi açıyorIar?
Une société Poséidon en face?
Poseidon Derneği nedir?
Qu'est-ce que c'est?
Poseidon, Odise'nin icabına bak.
Poséidon, tu t'occupes d'Ulysse.
Yetenekli bir büyücü Poseidon'un zıpkını ve ölü adamın sabrı.
Un magicien au savoir immense, le trident de Poséidon, et la patience d'un mort-vivant.
Ama Kral Poseidon, onların durdurulabileceğine inandı.
Mais le roi Poséidon paria qu'il pouvait les arrêter.
Poseidon aynı mistik enerjinin, Eskileri yenmek için kullanılacağını bildiği gibi, bu büyünün aynı zamanda Atlantis'in okyanusun dibine gömülmesini önlemek için de kullandı.
Poséidon savait que l'énergie mystique qui lui avait permit de combattre les Ancestrales était la même qui permettait à Atlantis de ne pas sombrer dans l'océan.
Poseidon yolculuğumuzu kutsadı.
Nous avons les faveurs de Poséidon.
Poseidon'a bir adak.
Une offrande à Poséidon.
Onu Poseidon tapınağına götürmeliyiz.
Nous devrions l'emporter au temple de Poséidon.
Şunu da belirteyim, bu olay daha çok "Poseidon Macerası" na benziyor.
Tu trouves pas que ça ressemble à L'Aventure du Poséidon?
Arthur Curry diğer adıyla Aquaman, Poseidon'un tahtının varisi kayalık duvara babası tarafından nazikçe koyuldu. "
Arthur curry, "A.K.A. Aquaman, l'héritier du trône de poseïdon, " Est tout doucement posé sur un récif par son père. "
Poseidonis'i üç boyutlu görene dek bekle.
Pour l'instant, ça n'a l'air de rien mais attends de voir Poseidon en 3D.
Zavallı, zavallı Poseidon.
Pauvre Poséidon.
Poseidon su tanrısıydı.
Poséidon était le dieu des mers.
Poseidon'un üç dişli mızrağını kullanmazsanız daha iyi olur.
Il est préférable de ne pas utiliser l'eau analogies avec trident de Poséidon.
- Poseidonis'in tahtını kim koruyor? .
Mais qui garde le trône de Poséidon pendant ce temps là?
Poseidon'un atı Pegasus.
Une licorne ailée.
Altyazı Çevirisi Bülent ATUK Ankara - 22.04.2005
L'AVENTURE DU POSEIDON
Doğru, büyük Tanrı Poseidon.
Exactement, le dieu Poséidon.
Görüyorsunuz, Poseidon gerçek bir gemi değil.
Qu'est le Poséidon?
Burası Poseidon.
Ici, le Poséidon.
Poseidon Adventure ( Poseidon Macerası ), Earthquake ( Deprem )'in yapımcılarını sunmak istiyorum. Mükemmel som balığı, Alma. ... hep bu gece benim monologumun kalanına katkıda bulunuyorlar.
Le saumon est excellent.
- Peki sonra?
- Non, on a encore un petit bout de route en minibus jusqu'au village Poséidon.
"The Posedion Adventure".
L'Aventure du Poséidon.
Eğer bana söylemezsen yemin ederim ikinize de işkence yaparım.
Si tu ne dis rien, par Poséidon, je mets le feu à ce bateau.
Harika olur. "The Poseidon Adventure" daki Shelley Winters'ı taklit ediyordum.
J'imitais Shelley Winters dans L'aventure du Poséidon.
Petrodes... bu kaldıraçı al ve çalışmaya başla.
- Petrides, au travail. - Epargne-moi, Poséidon!
Fakat neyse, Posedion, deniz tanrısı, Samanyolu'nu tahtında, başaşağıya çevirerek cennette cezalandrımış, sonsuza dek vücudunu hapsetmiş, ve tüm kan başına sıçramış.
Poséidon, dieu de la mer, pour la punir, la plaça au paradis tête-bêche sur son trône, coincée pour l'éternité avec une jupe qui lui tombe au menton.
Jamocha sunderclap'e oy verenler? Yani bana.
Indulgent Poséidon, aie pitié de ce pauvre marin mécanique.
Merhabalar, yumusakçalar.
Calme-toi, indulgent Poséidon!