Puff translate French
194 parallel translation
Sonra şişkinlik sihir gibi çekti gitti. Puff!
Et alors elle se dégonfla, comme par magie!
- Puff The Magic Dragon.
- "Puff, le Dragon Magique".
Aslında biraz da "Puff the Magic Dragon" u *, söyleyebiliyorum, fakat çıplakken.
Je peux aussi chanter "Puff The Magic Dragon" mais à poil.
Bu kitapta aynı zamanda Sam Holland'ın ifadesi var, yani. the Prince of the Puff of Smoke. ( Bir Fırt Sigaranın Prensi - Şarkı adı )
Ce livre contient également la déposition de Sam Holland, le Prince du Puff of Smoke.
Puff! Biliyor musun Dwight?
Envolê!
Marşmelov kaplı bir şeker adama benziyor.
Il ressemble la guimauve homme Stay-Puff.
Cocoa Puff'a bayilir.
Elle raffole de ce genre de trucs.
Çekecen, verecen. Çek, ver.
Puff, puff, donner.
- "Puff the Magic Dragon."
"Puff, le dragon magique" :
Sonra birden, puff.
Puis soudain, pouf!
Geçerken, astığınız ilanları gördüm, Ve puff, ordaydı.
J'étais dans le coin, j'ai vu vos affiches, et pouf, elle est apparue.
Hadi. Çalkala, şişko babalık.
remue tes fesses, Puff Daddy!
Bayanlar baylar "Puff Mummy" için büyük bir alkış.
mesdames et messieurs, bravo à puff mammy.
- Sean? Bilirsin, PuffDaddy?
Puff Daddy.
Sana gerçek Puff Daddy'nin kim olduğunu göstereyim!
Tu vas connaître le roi du joint!
Ama tüten sadece ufak bir çocuğun oyuncak ejderhasının burnu!
Puff, c'est le nom du dragon du petit garçon!
Sen tüten dumanı oyuncak ejderha sanmıştın değil mi?
Tu crois que "Puff", c'est le nom du petit dragon?
Ayrıca dostumuz işi tamamen berbat etmeseydi o cadılar şimdiye dek ölmüş olurdu.
Et ces sorcières seraient mortes si Puff le dragon n'avait pas tout gché.
- 1 yıllık ömür ve puff... gitti.
Plus qu'un an à vivre et il disparaît.
Şişkin Lopezes'lerinkinden 3 malikane aşağıda.
C'est à 3 baraques en dessous de là où Puff et Lopez sont sortis ensemble.
Bana bak Pudra Ponponu! Dans ediyorum!
Regarde-moi, Powder Puff, je danse.
Thorazine'ni yeni bıraktı. Artık Cocoa Puff'lara bayılıyor.
Il a arrêté les antipsychotiques et il est accro au chocolat.
Cocoa Puff'ları nereye koyuyorsun?
Où sont les Cocoa Puffs?
Öyleyse Puff oldu.
Alors, ce sera Puff.
Puff Bronfmann, tamam mı?
- Puff Bronfman, ça ira? - C'est parfait.
Günaydın Puff Bronfmann.
Bonjour, Puff Bronfman.
Oğlumuz, Puff.
Notre fils...
Mükemmel Puff, harika!
Très bien, Puff. très bien!
Harika Puff, harika!
Parfait, Puff, parfait.
Puff çok iyi gidiyor değil mi, Gabrielle?
Quels progrès spectaculaires! Nathan, il faut qu'on parle.
Sana da tebrikler Puff.
Bravo à toi, Puff.
Puff, elektrik tasmasını çıkartmayacağız.
Je te laisse le collier électrique.
Üzgünüm Puff.
Ce n'est rien.
Bu doğal bir dürtü Puff, utanılacak bir şey yok.
C'est une pulsion animale. Aucune raison d'avoir honte.
Çok iyi gidiyor Puff.
Tu t'en sors bien. Bravo.
Çok iyi iş Puff.
Excellent travail. Ce soir, deux desserts.
Önce sen siparişini ver Puff.
Puff, commande le premier.
Gurur duydum Puff.
Je suis fier de toi, Puff.
O kadar düşünüyorsun ki... Sanırım Puff'ı bir kontrol etsem iyi olacak.
Je vais voir comment Puff se débrouille.
Puff ve ben felsefî bir tartışmaya girdik.
Avec Puff, on a eu une grande discussion philosophique.
Burada Puff'ı yakaladığımız gün görüyorsunuz.
Voici Puff, le jour de sa capture.
Ve ben Puff'ı öldürdüm.
Et j'ai tué Puff.
Hayır, Puff ölmedi.
Il n'est pas mort.
- Tamam, puff!
Bon.
Bilmiyorum. Puff Eddie?
Puff Eddie?
Martha Stewart tabağında "Şişmiş baba" ile karşılaşmıştı.
Martha Stewart et Puff Daddy mélangés sur une assiette.
Şey, küçük bir kızken Puff adında küçük bir köpeğim vardı.
J'avais un gentil petit toutou qui s'appelait Puff
Puff?
- quand j'habitais en France. - Puff?
Sağ ol.
Puff, pas bien!
Bu harika Puff.
Parfait, Puff.
Sözü uzatmadan size Dr. Nathan Bronfmann ve Puff'ı sunuyorum.
Sans plus attendre, je vous présente le professeur Bronfman et Puff.