Quartier translate French
10,952 parallel translation
Fitzwilliam'ın Stoneheart Şirketi haricinde herhangi bir kayıtlı adresi yok.
Fitzwilliam n'a pas d'autre adresse que le quartier général de Stoneheart.
Bil bakalım sırada nereyi kafaya koymuş.
Devine de quel quartier elle va s'occuper après.
- Red Hook'taki dostlarımız iş birliği yaptıkça işimizi o kadar etkin yapabilir ve bölgedeki düzeni sağlayabiliriz.
- Avec la coopération de nos amis, ici, à Red Hook, nous pourrons faire notre travail et ramener l'ordre dans le quartier.
Etrafı sıkıca kapatıyorlar.
Ils surveillent le quartier.
Burayı ele geçirmeliyiz.
Il nous faut ce quartier.
Birkaç gün içinde bütün Red Hook'u kapatırlar.
Dans quelques jours, elle aura fait - boucler tout le quartier de Red Hook.
Faraldo'nun kumanda merkezinde bulusuruz.
Je vous rejoindrai au quartier général de Faraldo.
ihtiyar tekrar geleceklerini düsünüyor o yüzden biz de Faraldo'nun kumanda merkezine gidiyoruz.
C'est juste que le vieux pense qu'ils reviendront, alors... on va au quartier général de Faraldo.
Vereceği hizmete karşılık, tüm bölgeden mülk başına yüzde bir vergi alacağını söyledi.
Bon, elle vient juste de lâcher la bombe que, en échange de ses services, elle instituait un impôt de 1 % sur tout le quartier.
Vay canına. Burası Ulusal Muhafızlar'ın karargahı.
C'est le quartier général de la Garde Nationale.
Araç değişimini Ulusal Muhafızlar'ın karargahının arkasında yapmazsın.
Si tu veux changer de voiture, tu ne le fais pas derrière le quartier général de la Garde Nationale.
Mahallemizdekilerin aya ateş etmesini durdurdun sonuçta.
Tu as empêché les gars du quartier de tirer sur la lune.
Savaş yerleri vurun.
Contactez le quartier général.
Sancak taraftan üst güverteler ve baş omuzluk iskele taraftan alt güverteler ve kıç omuzluk donatılsın.
Le quartier général est en place, ils nous envoient à tribord. Descendez et vers l'arrière à bâbord.
Savaş yerlerinin sebebi güneydeki gemideki düşman teması.
Le quartier général le demande car il y a des activités hostiles côté sud.
Köprü üstü, uçuş yerleri.
Passerelle, allez vers le quartier d'envol.
Çevredeki çocukların gerçek bir geleceğe sahip olmaları için en iyi fırsat.
Pour les enfants du quartier, c'est la chance d'un avenir.
Bilmem, mahalleyi özledim.
Je ne sais pas. Le quartier me manquait.
Ayyaş kaltak karargâhı, hemen şurada.
Le quartier général de cette soûlarde, est juste là.
Hiç bilemiyorum ki, belki mahalledeki çocuklar yapmıştır.
Aucune idée. Des gosses du quartier, peut-être?
Ya muhit?
Et le quartier? Pardon?
Yakınlardaydı.
Il était dans le quartier.
Suger'ın bölgesi karanlıkta tehlikeli oluyor.
Le quartier de Sugar est dangereux la nuit.
Bankalar Bölgesi'nde aşırı doz vakamız vardı.
Et on a eu une overdose dans le quartier financier.
Memur Roman, Willy'le tanış, kendisi bu sokağın resmi valisidir.
Officer Roman, voici Willy, le maire officiel de ce quartier.
Bloğun sonuna gitmeye çalış.
Essaie au bout du quartier.
Bu civarda kaç kamyon çalışıyor?
Combien de camions gèrent ce quartier?
Tüm bu civar suç mahali artık.
Tout le quartier est dorénavant une scène de crime.
Ama hala, bazen etrafta onu görürsem, kim olduğunu bile bilmiyorum.
Mais parfois, quand je la voyais dans le quartier, je ne savais même pas qui elle était.
Doğu yakasında yaşıyor.
Elle vit dans le quartier Est.
Henüz değil, ama bu onu cinayetle ilgili yapar, ve bu kötü komşuluktur.
Pas encore, mais ça le rend comme voisin du meurtrier, Et c'est un mauvais quartier.
Aşağı sokaktaki barınağın müdavimiymişler.
C'était des habitués du refuge en bas du quartier.
Yardımcım bu civarda geziniyor...
Jacob, tu viens? Mes adjoints patrouillent dans le quartier.
En yakını Embassy Row'da.
Le plus proche est au quartier des ambassades.
Bu gece Embassy Row'ın hemen dışında bir insanın ölümüyle sonuçlanan bir araba kaçırma olayı meydana geldi.
Il y a eu un carjacking au quartier des ambassades ce soir, causant une mort.
Castor üssünün yerini buldular.
Oui, ils ont traqués le quartier général de Castor.
Otoparkta sen takılırdın.
Tu te balades dans le quartier.
Bailey Downs, Glendale'ın okul alanında kalacak.
Bailey Downs reste au quartier de l'école de Glendale.
Eski mahallemize döneriz sanmıştım.
Je pensais qu'on était supposés être dans le vieux quartier.
Benim eski mahallem tatlım, sizi almadan önceki.
Mon vieux quartier, poulette, avant que je t'emmène.
Evet ama ben üç kere akşam yemeğini, bir kere de yardımlaşma yemeğini paylaştım.
Oui mais j'ai partagé trois dîners et un apéritif de quartier.
Mahalleden hani?
Nora? Du quartier?
Her öğlen bisikletiyle sokakta bir yukarı bir aşağı gezerdi. Nereden geldi aklına?
Elle fonçait sur son vélo dans tout le quartier.
Çünkü sapıklar, deliler ve psikopatlar kurbanlarını sadece suç oranı yüksek mahallelerde avlar değil mi?
parce que les pervers, les tarés et les psychopathes ne font que chasser. Dans un quartier avec un haut taux de délinquance, non?
Luther, Deniz Astsubayı Virgina Sherman kadar ağzımda bir şey olmasından hiç bu kadar zevk alacağımı düşünmemiştim ama bu...
Luther, je n'aurais jamais imaginé apprécier autant d'avoir autre chose dans ma bouche que le Quartier-Maître Virginia Sherman, mais ceci...
- Mahalleye hoşgeldin. - Teşekkürler.
- Bienvenu dans le quartier.
Az önce güvenlikli bir sitede 560 metre karelik bir evden kovuldum.
Je viens de me faire jeter d'une maison de 550 m2 située dans un quartier sécurisé.
Çoğu parkmetre harcaması ve aynı bölgeye ait.
La plupart sont pour du stationnement, et tous dans le même quartier.
Bana o bloğu gösterir misin?
Et il payait régulièrement. Pouvez-vous me montrer ce quartier?
Yanlız yaşıyorum ve mahallemde hırsızlıklar oluyor.
Je vis seule dans un quartier en proie aux cambriolages.
Dikkat, Personel savaş yerlerine.
Quartier général, quartier général.