English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Q ] / Quayle

Quayle translate French

115 parallel translation
Senden bu tür garantileri geçmişte de aldık Quayle, özellikle MacGyver'la ilgili olanlarını.
Vous avez déjà fait ce genre d'affirmations, Quayle, surtout à propos de MacGyver.
- O iç karartıcı hikayeyi biliyoruz, Quayle.
Nous connaissons cette triste affaire.
Öyleyse bırak da hafızan ilham kaynağın olsun, Quayle.
Eh bien, que ce souvenir vous serve d'inspiration, Quayle.
Demek istediği, Quayle, bu senin kurtulman için bir şans.
C'est-à-dire, Quayle, que c'est l'occasion de vous racheter.
Quayle ismini kullanıyor.
Se fait appeler Quayle.
Sizinkiler senden pek memnun değiller galiba Quayle?
Ils étaient en colère, Quayle?
- Quayle'de öyle.
- Quayle aussi. Il a un grain.
Sen her zaman konuşmayı sevmişindir, değil mi, Quayle?
Vous avez toujours aimé parler, Quayle.
Her zaman ne kadar iyi olduğunu söyleyip dururdun, değil mi Quayle?
Toujours besoin de dire que vous êtes un génie.
Sen de gerçekten iş var.
Vous avez vraiment du talent, Quayle.
Quayle... Başlarınızı eğin beyler.
Quayle, je vous tire ma révérence.
Quayle bizi bir radyo frekansından dinliyordu, böylece bende etraftaki her bir elektronik aleti kullanarak sinyalini karıştırabilirim.Böylece parazitten başka bir şey duyamaz.
Quayle écoutait sur une fréquence radio, alors en utilisant tous ces gadgets électroniques, je vais brouiller sa fréquence, il n'entendrait plus que des parasites.
Quayle cızırtıdan başka bir şey duyamayacak.
Quayle ne nous entendra plus.
- Eğer Quayle beni görmeden ona ulaşabilirsem.
Si je l'atteins sans qu'il me voie...
Sanırım şimdi dışarı çıkıp Quayle'i şaşırtma sırası bende.
Bien, à mon tour d'aller distraire Quayle. Tout ira bien.
Quayle çok dikkatli birisiydi, yani bütün kapılar ve pencereler ya bubi tuzaklı yada dışardan silahlarla korunuyor olmalıydı.
Quayle a toujours été minutieux, toutes les fenêtres et portes devaient être piégées ou couvertes par les armes dehors.
Şey Quayle, bütün bunların olacağını beklemiyordum.
Eh bien, Quayle, je ne m'attendais pas à tout ça.
Sana söylüyorum, Quayle, korkuyorum.
Ecoutez-moi, Quayle, j'ai peur.
Quayle! Sanırım kaçtı.
Quayle, il s'est échappé.
Eğer kaçarsam, Quayle de kaçar.
Si je m'échappe, Quayle s'échappe.
Quayle evi elektronik olarak donatmış. Ana güç hattı muhtemelen bodrumdadır.
Quayle surveille la maison à partir du circuit principal, probablement à la cave.
Şimdi, eğer o elektrik hattını keser yada kontrol edebilirsek, Quayle sağır, dilsiz ve kör olur.
Si nous pouvons couper ou contrôler ce circuit, Quayle deviendra sourd, muet et aveugle.
Şimdi Quayle seni buradan mı tuttu yoksa onun yanında mı görevlendirildin?
Quayle vous a engagée ici ou c'est une affectation?
Neden cinayete çizgi çekesin ki?
Le meurtre vous gêne? Pas Quayle.
Quayle yapmıyor. Bunu bilmiyordum!
Je l'ignorais.
- Quayle'i kardeşinle değişiriz.
Quayle contre votre frère.
Şey, sanırım bizim yapmamız gereken Quayle'i saklandığı yerden çıkartmak.
Quayle doit d'abord sortir de sa forteresse électronique.
- Hoşçakal, Karen.
- Quayle. - Au revoir, Karen.
MacGyver! Quayle'in nerede olduğunu biliyorum.
MacGyver, je sais où Quayle se cache.
Quayle gelirken bizi haberdar eder.
Pour savoir quand il arrive.
Ve Quayle'in odasından çıkacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Pourquoi êtes-vous si sur qu'il va sortir?
Peki, Quayle'in odasına giden bütün kabloları buldum.
J'ai remonté les circuits jusqu'à sa forteresse.
Quayle buraya geldiğinde, gidebileceği tek bir yön olacak.
Si Quayle vient ici, il choisira ce chemin.
Şimdi tam görüş alanımdasın.
Vous voilà dans ma ligne de mire. Quayle!
- Biz aynı taraftayız, değil mi Quayle?
Nous sommes du même côté, non?
Tanrım, Quayle bunca zamandır senin sadece bir pislik olduğunu düşünmüştüm.
Quayle, tout ce temps, je pensais que vous n'étiez qu'une ordure. Celui-ci est gratuit.
Evet sanırım açığı kapattık.
Oui, je crois que nous avons colmaté la fuite. Quayle.
Quayle. Bu doğru.
C'est ça.
Savaş odasında Dan Qauyle'la ile Nintendo oynayabilirdim.
J'aurais pu jouer à la Nintendo avec Dan Quayle.
Öylece kalakaldım. Bentsen desteğini Kennedy'ye verdiğinde Quayle'in surat ifadesini hatırlıyor musun?
Alors je l'ai regardée comme Quayle a regardé Bentsen...
Peki. Ama Dan Quayle ile Courtney Love da burada.
D'accord, mais il y a Dan Quayle et Courtney Love.
- Quail'in Bush'la olan ilişkisinde hep homo-erotik bir şey olduğunu düşünürdüm.
Il y avait un truc homo-érotique dans la relation de Quayle avec Bush.
Belki aptal, geleneksel Dan Quayle, tarzında golden retriever'lı bir ailemiz olurdu.
Peut-être que nous pourrions vraiment être une famille, dans le stupide sens traditionnel à la :
Birlikte yaşlanır aynı eşofmanları giyerdik.
"Dan Quayle, golden retriever, vieillir ensemble, habillés de jogging".
Onu bilmem de, Dan Quayle "patates" diyemiyormuş.
Je l'ignorais. Dan Quayle savait pas epeler "patate".
En iyisi işe koyul, Quayle.
- Mettez-vous-y donc, Quayle.
Harikasın Quayle.
Du génie, Quayle.
Bana Quayle'i yakalamam için yardım et.
- Aidez-moi à prendre Quayle.
Arka merdivenlerde Quayle bizi ne görebilir ne de duyabilir. Lanet olsun!
Mince!
Quayle'i görebileciğimiz bir periskop yapıyorsun, öyle mi?
Vous fabriquez un périscope pour observer Quayle?
- Üniversitede Dan Quail'a aşıktım.
- J'avais un faible pour Dan Quayle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]