Quinlan translate French
165 parallel translation
Captain Quinlan nerede?
Où est le Capitaine Quinlan?
Ünlü polisimiz Hank Quinlan'ı tanıyor musunuz?
Vous connaissez notre célèbre Hank Quinlan?
Quinlan, öyle hemen Meksika'ya geçemeyiz biz.
Quinlan, on ne peut pas passer au Mexique comme ça.
Quinlan arabadaki o kız hakkında araştırma yapmak istiyor.
Quinlan veut des infos sur la fille qui était dans la voiture.
Quinlan neden onun bu işle bir ilgisi var sanıyor?
Pourquoi Quinlan pense qu'elle est impliquée là-dedans?
- Ben Hank Quinlan.
- Je suis Hank Quinlan.
Quinlan bir iz bulmuş, onu görmeliyim.
Quinlan est sur une piste. Je dois y aller.
- Fakat ben, Quinlan'a, karakola gitmek zorundayım!
- Je vais voir Quinlan, au commissariat américain!
- Quinlan bir ipucu buldu.
- Quinlan a du nouveau.
- Captain Quinlan'dan!
- Ou capitaine Quinlan!
Quinlan karar verecek ona.
C'est à Quinlan de décider.
Bu Quinlan değil mi?
C'est Quinlan?
- Quinlan mı?
- Quinlan?
Bu davaya Quinlan'ı vereceklerini tahmin etmiştim.
Je savais qu'on aurait à faire à Quinlan.
Sadece Quinlan'ın tekelinde değil ya.
Quinlan n'a pas le monopole de l'intuition.
Quinlan nerede?
Où est Quinlan?
Quinlan Sanchez'i tutuklamak üzere.
Quinlan va bientôt arrêter Sanchez.
Captain Quinlan...
Capitaine Quinlan...
Peki Al, Quinlan'ın dinamiti nerede bulduğunu öğrenmemiz lazım.
Nous devons découvrir d'où Quinlan tient la dynamite.
Quinlan'ın çiftliğine ne dersin?
Et le ranch de Quinlan?
Hank Quinlan yok o zaman işin içinde!
Pas de ça avec Quinlan!
17 çubuk, "Black Fox" marka, H. Quinlan için.
17 bâtons, marque "Black Fox", pour H. Quinlan.
Quinlan çiftliğinde kullanmak için dinamit aldı, tamamen rastlantı.
Quinlan voulait de la dynamite pour son ranch. Coïncidence.
Quinlan namuslu bir polistir.
Quinlan est un policier honnête.
Quinlan hiç bir zaman rüşvet almadı.
Quinlan n'a jamais pris d'argent.
Quinlan'dan mı?
A Quinlan?
- Quinlan'ın eski davaları ile ilgili dosyaları nerede bulurum?
- Où trouver les dossiers des anciennes affaires menées par Quinlan?
Belki de Quinlans'ın önsezileri sizinkinden daha iyidir.
Peut-être que l'intuition de Quinlan est meilleure que la vôtre.
Quinlan orada mı?
Le capitaine Quinlan est là?
Hank Quinlan'ın burada işi ne?
Que ferait Hank Quinlan ici?
- Eski dava dosyaları, sizin veya Quinlan'ın bulduğu esas deliller.
- Les dossiers des affaires où vous ou Quinlan avez découvert les preuves principales.
Peki, Quinlan'a ne demeli?
Et Quinlan alors, Sergent?
Bırakın Quinlan.
Arrêtez, Quinlan.
Quinlan, eğer beni ele verirsen, benim de söyleyeceklerim var.
Quinlan, si vous me livrez, j'aurai des choses à raconter.
Quinlan.
Quinlan.
Quinlan kendini ne sanıyor?
Pour qui se prend Quinlan?
Gerçeği Quinlan'dan duymak istiyorum.
Quinlan doit dire la vérité. Et ça doit être enregistré.
Quinlan da vuruldu. O da teybin yanında yatıyor.
Quinlan est mort par balles aussi.
Quinlan haklı çıktı.
Quinlan avait donc raison.
Müfettiş Clouseau, Polis Şefi Quinlan.
Inspecteur Clouseau, commissaire Quinlan.
Harry, Susquehanna Geliştirme Şirketi'nin başkanının adı Quinlan.
Harry, j'ai appelé Susquehanna Development. Le président s'appelle Quinlan.
- Bay Quinlan?
- M. Quinlan?
Sizin düşmanınız değilim, Bay Quinlan.
Je ne suis pas votre ennemi.
- Sadece Quinlan.
- Seulement Quinlan.
Kaset Quinlan'a gönderildiyse, paketi onda mı bakın.
Voyez si Quinlan a gardé l'enveloppe.
Bu sabah Scotland Yard'dan, Müfettiş Quinlan'dan bir "masaj" aldım.
J'ai reçu un "massage" ce matin de l'inspecteur Quinlan de Yard Scotland.
Karen Ann Quinlan, solunum cihazı kapatıldıktan sonra dokuz Yıl yaşadı.
Karen Ann Quinlan a vécu 9 ans sans ventilation artificielle.
Karım, ilaç tedavisi görmesini istedi, ama ben- - Onun terapiye gitmesini istedim... benim- - benim kolej arkadaşım Harry Quinlan ile.
Ma femme voulait qu'il prenne des médicaments, mais moi, j'ai insisté pour qu'il suive une thérapie avec mon... avec mon collègue Harry Quinian.
Cenazeden birkaç gün sonra, Kyle'ın bana olan veda mektubunu buldular... Harry Quinlan ile olan özel arkadaşlığının... getirdiği utançtan bahsediyordu. Ve bunun kaldıramayacak kadar ağır olduğundan.
Peu après l'enterrement, j'ai trouvé la lettre d'adieu de Kyle m'expliquant la honte qu'il éprouvait de cette "amitié particulière" avec Harry Quinian et combien c'était trop lourd à porter.
Harry Quinlan oğluma tecavüz ediyordu.
Harry Quinian abusait de mon fils.
Ben de direkt Harry Quinlan evine gittim... çünkü ölmesini istiyordum.
Alors, je suis allé chez Harry Quinian, je voulais sa mort.