Ragmen translate French
15,700 parallel translation
İlerleyen yıllarda federal birlikler, klan hareketlerine rağmen Güney'den çekildi.
Au cours de l'année suivante, les troupes fédérales quittèrent progressivement le Sud malgré l'intensification des activités du Klan.
Cumartesi günü beni alacağını söylemesine rağmen.
Même si, c'est lui qui m'a dit qu'il passait me prendre samedi.
Her şeye rağmen ilkenle gurur duyuyorum.
Peu importe, ta règle me flatte.
Biz ondan hoşlanıyoruz. Çok sayıda sakarlıklarına rağmen.
On l'aime bien, en dépit toutes ses manies qui sont parfois très irritantes.
Bu kadar çok görgü tanığının aksini belirtmesine rağmen hükümetin doğaüstü bir şey olmadığını iddia etmesi şu soruyu akla getirdi :
Je avec le gouvernement essayant de prétendre que ces événements n'étaient pas surnaturels, alors que de nombreux témoins affirment le contraire. La question que l'on se pose tous, c'est :
Ve aradığın kadının, gözünün önünde olmasına rağmen ona ulaşamıyorsun.
et tu trouves la femme idéale juste devant toi. Elle est complètement hors de portée.
Üstelik kolları kaslı olmasına rağmen yine de kadınsı.
Et que ses bras aux muscles surprenants ne gâtent absolument pas sa féminité.
Bir meta-insanla kapışmasına rağmen hayatta kalabildi.
Mais il s'est embrouillé avec un méta humain et peut le raconter.
Ve buna rağmen buradasın.
Et pourtant vous êtes là.
Herkes aksini düşünmesine rağmen.
Malgré ce que tout le monde pensait.
Çünkü hayatım boyunca kaybetmeme rağmen ödüller verip durdular ne demeye çalıştığımı anlıyor musunuz?
Parce que quand j'ai grandi, on m'a donné des trophées pour avoir perdu. Vous comprenez ce que je dis?
Tüm hamilelik boyunca her şeyi kendi başına başardın. Çılgın bir anneye, seni hak etmeyip aldatan erkeklere rağmen hem de.
Tu as géré cette grossesse presque toute seule, malgré une mère folle, des hommes refoulés et des petits amis infidèles et indignes.
Her şeye rağmen, olan şu ki kardeşim bir tabutun içinde ve toprağa gömülecek.
Quoi qu'il arrive, mon frère sera porté dans un cercueil.
Her şeye rağmen seni bugün gömmüyorum.
Pourtant ce n'est pas vous que j'enterre.
Düzgün biri olmasına rağmen çok ama çok da serttir.
C'est un gars bien, mais c'est aussi un gars très dur.
Uyuşturucu bağımlısı olmasına rağmen neden torbacısıyla irtibatı kesti bir türlü aklım almıyor.
Je me demande pourquoi elle a perdu contact avec son dealer, avec son problème de drogue et tout ça.
Bu çok güzel bir şeydi çünkü el alemin öyle düşünmemesine rağmen seyircilerimiz oldu.
Et ce fut une bonne chose, parce que nous avons atteint un public qu'on n'aurait jamais cru atteindre.
"Buna rağmen kocana istek duyacaksın ve seni kocan yönetecek" dedi.
"tes désirs se porteront vers ton mari. " Et il te dominera. "
Ona rağmen yardım etmeyi kabul ettiniz.
Mais vous avez quand même accepté.
Fakat tüm anlaşmazlıklara ve şüphelere rağmen son dönemde inanıyorum ki Rusya ekonomisinin gücü... Ayrıca denklemde E eşittir M çarpı C kare bu da gösteriyor ki çok küçük bir kütle çok yüksek enerjiye dönüştürülebilir.
En dépit des désagréments et soupçons des dernières années, je crois en la force économique russe et de plus, l'équation E est égal à MC au carré, montre qu'une très faible masse peut-être convertie en une grande
Her şeye rağmen onu duruşmaya çıkaracaklar.
Après ce qu'il a traversé, on lui intente un procès.
Bütün kahramanlıklarına rağmen karakteri gereği mütevazı kalarak bütün övgüleri Tanrısına adamıştır.
Il est resté particulièrement modeste à propos de son héroïsme, accordant tout son crédit à Dieu.
Buna rağmen para hiçbir zaman birinci önceliğim olmadı.
Mais ce n'est pas l'argent qui me motive.
Yani bütün bu şeylerine rağmen onu çok iyi yetiştirmişsin.
- Eh bien, tu as beau être tout ça à la fois, c'est devenu une super fille.
Ama buna rağmen bu sefer seni küçümsemiş olabilirim.
Mais cette fois, je t'ai sous-estimé.
Karşı çıkmama rağmen, Oogway sendeki kudreti gördü, Po.
Oogway a vu quelque chose de grand en toi. Que je n'ai pas vu.
Üç kalpli bir adam olmana rağmen hiç kibar değilsin. Üç kalp mi?
Pour quelqu'un qui a 3 cœurs, tu n'es pas très gentil.
Sonra balina dili bilmeme rağmen balina bizi yuttu. - Balina mı?
La baleine nous a avalés, bien que je parle baleine...
Sam'e her şeye rağmen yanında olacağıma söz verdim.
J'ai promis à Sam que je serais là pour lui, peu importe quoi.
Ağır düşman ateşine rağmen, Genç bir piyade düşen çavuşunun yardımına koşuyor.
Malgré les tirs ennemis, un jeune fantassin a porté secours à son sergent.
48 saat geçmesine rağmen henüz hiçbir gelişme yok...
Quarante-huit heures plus tard et aucune évolution...
Yolculuğu bizi nereye götüreceğini bilmeme rağmen ona kucak açarak her anını içtenlikle karşıladım.
Tout en connaissant le voyage à l'avance... et où il nous mène... je l'ai accepté. Et je vais apprécier chaque instant.
Buna rağmen seni düşünmeden edemiyorum.
Mais je ne peux m'empêcher de penser à vous.
Hayatta öyle çok bâdire atlatmana rağmen hep neşelisin.
Tu as vécu tant de mauvaises choses, et tu es toujours heureux.
Köpek balıkları doğal avları olmamamıza rağmen insanlara saldırmaya başlar.
Le requin attaque parfois l'humain. Même si ce n'est pas sa proie naturelle.
Sizi aramamamıza rağmen bize kalacak bir yer sağlarsanız size minnettar oluruz.
Nous vous saurions gré de nous procurer un gîte, bien que nous n'ayons pas téléphoné au préalable.
Bunlara rağmen, Pilate yanımda olduğu için minnettarım, kardeşim.
Malgré tout, je suis heureux d'être dans le camp de Pilate.
Sessiz Kurt seni bekliyor ama buna rağmen hiçbir şey yapmıyorsun.
Mais Loup Silencieux vous attend, et vous ne faites rien.
Mürettebat, dış uzaydaki kalışımızın uzatılmasının zorluklarına ve yaptıkları kişisel fedakarlıklara rağmen her zamanki gibi müthiş bir azimle çalışıyor.
L'équipage est digne d'admiration, en dépit de la rigueur de notre long séjour dans le vaste cosmos... Et des sacrifices consentis par chacun d'entre nous.
Ben her gün o ormandayım ve ayıları, vaşakları ve aklınıza gelebilecek her türlü kuşu görmüş olmama rağmen hiç ejderha görmedim.
Moi, je passe mes journées dans ces bois. J'ai croisé des ours, des lynx, et tous les oiseaux que l'on peut imaginer mais je n'ai jamais vu de dragon.
Ama her türlü kusuruna rağmen, seni bu saygı duruşuyla anmak istiyoruz. Bütün fedakarlıkların için teşekkür ederim.
Mais nous te rendons hommage avec ce moment de silence pour te remercier pour ton sacrifice.
İnsanların yazılar bitmesine rağmen hala oturup ekrana bakmalarını anlamıyorum.
Si je découvre qui a lancé cette mode ridicule, je lui botterai le...
Kendim, ben ERA örgütünün sıkı bir destekçisiyim. Buna rağmen, cinsler arası iletişimi başlatanın kadın olması gerektiğini savunmak erkek cinsine ancak yarımyamalak bir darbe vurabilir.
Moi, j'appuie la loi sur les droits des femmes, même si je doute de son effet immédiat sur la norme sociale du mâle dominant qui amorce tous les contacts avec les femmes.
Benim eklem vurmada kupam olduğunu bilmesine rağmen.
Même s'il sait que je suis le champion au jeu des jointures.
Kültürel ve dilsel farklılıklarımıza rağmen basit bir el sıkışmasıyla.
Culture et langue sont séparées par une poignée de main.
Verdiği ızdıraba ve tüm duygularımıza rağmen...
Mais nos sentiments étant ardents...
Sadece sen ve ben, başkalarının gizli yazışmalarını okumamıza rağmen masum kalabiliriz.
Seules vous et moi sommes innocentes d'avoir lu le courrier des autres!
Bunca şeye rağmen, düşündüm ki, Erik, hislerinin... -... peşinden gitmeli, değil mi?
Je pense qu'Erik a le droit de... vivre ses histoires d'amour.
Yok, yok, bir senede hiç ilerleme kaydedemene rağmen pozitif olman güzel.
- Excellent! Non, c'est bien de rester positif, même si on n'a fait aucun progrès en un an.
Hayat güzel sürprizlerle dolu bir mücadele. Bütün o pisliğe rağmen insan ayakta kalmak, bir sonraki sürprize kavuşmak istiyor.
La vie est un combat, avec de jolies petites surprises qui vous donnent envie de continuer, malgré toutes les emmerdes, jusqu'à la jolie petite surprise d'après.
Buna rağmen öğretmenlerinizden biri atılmanıza şiddetle karşı çıkmış.
Mais un de vos professeurs a âprement contesté votre renvoi.