Ramse translate French
161 parallel translation
Kaybolduk, Ramse.
Nous sommes perdus, Ramse.
Senin adamlarından birini laboratuvarımda yakaladım.
J'ai attrapé un de tes hommes dans mon labo. Jose Ramse?
Jose Ramse. - Niye onu gönderdin?
Pour quelle raison l'as-tu envoyé?
Aslında yanımdaki dostum Ramse'nin programında büyük bir boşluk var.
Vous savez, en fait, mon ami Ramse ici a un trou dans son agenda.
Ramse, yapma.
Ramse, ne fais pas ça...
Dünya'nın ölüşünü izledim, Ramse.
J'ai vu le monde mourir, Ramse...
- Ölmesine izin vermeyeceğim, Ramse.
Je ne la laisserai pas mourir, Ramse.
- Sana ne olmuş, Ramse?
Quoi toi, Ramse?
Bay Ramse.
M. Ramse.
- Bay Ramse'yi de al.
Prenez M. Ramse.
Bol şans, Bay Ramse.
Bonne chance M. Ramse.
- Ramse.
Ramse...
Pekâlâ, Ramse...
- Bien, Ramse... - Hey!
Bay Ramse, biraz daha almaz mısınız?
M. Ramse, encore un peu?
Ramse.
Ramse.
Bay Ramse, söz veriyorum bir çözüm bulacağız.
M. Ramse, je vous promets que nous allons trouver une solution.
- Bay Cole ile Bay Ramse'yi bir bakmaları için gönderelim.
Envoyons M. Cole et M. Ramse pour enquêter.
Bay Ramse lütfen çekilir misin?
M. Ramse, si vous permettez.
Bay Ramse, bana bak.
M. Ramse, écoutez-moi...
Oysa sen Bay Ramse, sırf o ısrar ettiği için buradasın.
Vous, vous êtes ici car il a insisté.
- Dünyanın tepesindeymişim gibi iyiyim Ramse.
- Au top du top, Ramse.
Alay ediyorum Bay Ramse.
Ça s'appelle du sarcasme, Mr.
Evet, biliyoruz ne olduğunu.
Ramse. Ouais, je sais ce que c'est.
Ramse, uzun süre olmuştu.
Ramse, ça fait longtemps.
Üşüyorum Ramse.
J'ai froid, Ramse.
Evet ama Bay Ramse bir saldırının eşiğinde olduğumuza inanıyor.
Oui, mais Ramse pense que nous sommes sous la menace d'attaque imminente.
Bay Cole ve Ramse'yi de alıp yukarı çıkın.
Emmenez M.Cole et M.Ramse avec vous.
Ramse, indir silahını.
Ramse, baisse ton arme.
- Bu da Ramse.
C'est Ramse.
Ramse benimle gelsin.
Ramse reste avec moi.
- Ramse, çekirdeğe vardınız mı?
Ramse, tu es arrivé au coeur?
Ramse.
Ramse?
Ramse de bir hiç uğruna ölmüş olacak.
Et Ramse sera mort pour rien.
Dikkatli ol, Ramse.
Prudence, Ramse.
Ramse olaylara kendi açısından bakıyor.
Ramse a sa propre façon de voir les choses.
Ama Ramse'nin gitmesi gerekiyor.
Mais Ramse doit partir.
Ramse sana güvenmişti.
Ramse te faisait confiance.
Onlar Ramse'yi öldürecekler.
Non, ils sont...
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Ils vont tuer Ramse. Il n'y a rien que tu puisses faire.
- Onların değil, Ramse'nin de değil. - Değiştiremezsin.
Ni le leur, ni celui de Ramse.
- Ramse bir hiç uğruna öldü.
Je suis à atari. - Ramse est mort pour rien.
- Ramse'yi öldürecekler. - Herkesi.
- Ils vont tuer Ramse.
Ramse'yle konuşmayı iste.
Vous devez les avertir.
Sana inanacaktır.
Demandez à parler à Ramse. Il te croira.
Deacon, Ramse'nin ölmesini istedi.
Deacon voulait Ramse mort.
Ramse, iyi misin?
Ramse! Tout va bien?
Ramse ile genelde birkaç kadeh içeriz.
Ramse et moi, on a pris 2 bières.
Adım kadar eminim Ramse.
Certain, Ramse.
- Bay Ramse, oraya gidemezsin!
Vous ne pouvez pas entrer!
- Ramse bir hiç uğruna öldü.
- Tout le monde.
- Hayır!
- Ramse est mort pour rien.