Rasputia translate French
49 parallel translation
Rasputia kız arkadaşım olduktan sonra her şey değişti.
Tout a changé quand Rasputia est devenue ma petite copine.
Rasputia sayesinde hayatımda ilk kez gerçek bir ailem oldu.
Et grâce à Rasputia, pour la première fois de ma vie, j'avais une vraie famille.
Rasputia'nın üç erkek kardeşi vardı.
Rasputia avait trois frères.
Zamanla Rasputia'yla daha da yakınlaştık.
Le temps passait et avec Rasputia, on était de plus en plus proches.
Rasputia'yla ilişkimizi bir adım daha ileriye taşımamız kadar doğal bir şey yoktu.
Il était donc naturel que Rasputia et moi concrétisions notre relation.
Aferin, Rasputia!
Allez, Rasputia!
Norbit ve Rasputia'ya.
À Norbit et Rasputia!
Rasputia, bunu ikimiz de ilk kez yaşayacağımız için gerginiz.
On est tous les deux stressés parce que c'est la première fois.
Rasputia öyle aşkla doluydu ki...
Rasputia était débordante d'amour.
Günaydın, Rasputia.
Bonjour, Rasputia!
"Günaydın, Rasputia" ymış.
Gardez-le votre "Bonjour, Rasputia"!
Koltuk en geride duruyor, Rasputia.
Je crois qu'il est reculé à fond, Rasputia.
Rasputia her zamankinden almamı istedi.
Rasputia m'envoie chercher à manger.
Acaba Rasputia eve neden bu kadar erken döndü?
Pourquoi Rasputia est rentrée si tôt?
Sen Rasputia'nın tap dans hocasısın.
Vous êtes le prof de danse de Rasputia.
Rasputia, beni aldattın!
Rasputia, tu m'as trompé!
Rasputia, yemin ettik.
On s'est juré fidélité.
Birbirimize yemin ettik, ama sen beni aldattın, Rasputia!
On s'est juré fidélité et tu m'as trompé!
Son zamanlarda öyle çok yiyorsun ki, Rasputia büyük ihtimalle araba küçülüyordur.
Tu sais, Rasputia, t'as tellement mangé récemment, qu'il se peut... que la voiture ait rétréci.
Rasputia, ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Rasputia, sen kötü, bencil, kalpsiz bir kadınsın ve seni terk ediyorum!
Rasputia, tu es méchante, égoïste, froide et sans cœur! Je te quitte!
Kate, bu karım Rasputia Latimore.
Kate, voici ma femme, Rasputia Latimore.
Rasputia, bu Kate.
Rasputia, voici Kate.
- Ne var, Rasputia?
- Quoi, Rasputia?
- Rasputia, şarap içemezsin.
- Tu peux pas boire d'alcool.
Olmaz, gelemem. Rasputia beni bekliyor.
Je peux pas, Rasputia m'attend!
Norbit! Merhaba. Günaydın, Rasputia.
Bonjour, Rasputia.
Sen su parklarını sevmezsin, Rasputia.
T'aimes pas les parcs aquatiques, Rasputia!
Rasputia'nın da gelmesini istedim.
J'ai demandé à Rasputia de venir.
Rasputia.
C'est Rasputia!
Rasputia, önümde halletmem gereken bir yığın evrak var.
Je suis débordé, avec toute cette paperasse.
Rasputia! Crestview'deki işçiler zehirlenmiş. Her yere kusmuşlar!
Les peintres du chantier de Crestview ont vomi partout!
Merhaba, Rasputia.
Rasputia! Je suis contente de vous voir.
Herkes Rasputia Latimore'un güzel olduğunu bilir.
Tout le monde sait que Rasputia est un canon.
Rasputia.
Rasputia!
Çocuklar, Rasputia'ya tuvaleti tamir ettirmek gerektiğini söyledim.
Les gars... J'ai dit à Rasputia que les toilettes devaient être réparées.
Rasputia ile buraya sık sık geliyor olmalısınız.
Tu dois venir souvent avec Rasputia.
Eskiden gelirdik, ama sonra Rasputia kara listeye alındı.
Avant, oui. Mais elle est bannie à vie.
Rasputia bunu kişisel bir meydan okuma olarak algıladı.
Ça a complètement dégénéré.
Bazen Rasputia'yla hiç evlenmemem gerektiğini düşünüyorum.
Tu sais... Parfois, je me dis que j'aurais jamais dû épouser Rasputia.
- Norbit. Ben bugüne kadar sadece sevgili karım Rasputia'yı sevdim ve ona değer verdim!
La seule femme que j'aie jamais aimée et chérie, c'est mon épouse... adorée Rasputia!
Benim güzel, değerli karım, Rasputia bana yeter!
Mais la seule dont j'ai besoin, c'est ma superbe épouse bien-aimée... Rasputia!
Acele et, Rasputia!
Rasputia, on va être en retard!
Seni ilgilendirmez, Rasputia!
C'est pas tes oignons, Rasputia!
- Kafanı koparacağım. - Rasputia.
Je vais t'arracher la tête!
Seninle geçirdiğim son iki hafta, Rasputia ile mutsuz evliliğimden çok daha anlamlıydı benim için!
Les deux semaines qu'on a passées ensemble ont compté plus pour moi que ma vie de chien avec toi, Rasputia!
Rasputia ve diğer Latimorelara gelince onları bir daha hiç görmedik.
Quant à Rasputia et aux Latimore, on n'en a jamais plus entendu parler.
- Rasputia.
- Rasputia.