English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ R ] / Rating

Rating translate French

34 parallel translation
- Rating'lerimiz yükseliyor.
- L'indice d'écoute augmente.
Rating mi istiyorlardı?
Ils veulent de l'audience?
Hem rating istiyorsunuz, hem de insanlar grev yapmasınlar diye televizyonun başından kalkmasınlar istiyorsunuz.
Vous voulez de l'audience, le peuple devant son poste de télé, plutôt que dans la rue.
"21 Rating rekorları kırıyor"
AUDIENCE RECORD POUR "21"
Ben rating almaya çalışıyorum. Ben de bir radyo istasyonu işletmeye çalışıyorum.
- J'essaie de bâtir une radio!
Bunu anlıyorum ve rating almaya başlayınca sponsorların ortaya çıkacağını söylüyorum.
Les sponsors accourront quand ils verront les taux. - Il y a problème.
Yeni rating sonuçları geldi. 2 puan çıktı.
A l'audimat, il prend deux points.
Yakında ilk çocuğumuz dünyaya gelecekti ve 6 hafta sonra da yeni rating sonuçları çıktı.
On allait avoir un enfant, l'audimat se confirmait. On avait démoli les autres radios.
Rating için savaş başlatmaktan daha garip değiliz.
Pas plus absurde que causer une guerre pour faire de l'audimat.
Simpsonlar ilk sezonun sonuna doğru ABD'deki rating sınırlarını zorluyordu. Denizaşırı ülkelerde de heyecan yaratıyordu.
À la fin de leur première saison, les Simpson explosaient les taux d'audimat aux États-Unis et faisaient sensation à l'étranger.
- Nasıl rating alacağım?
Je vais avoir quoi comme audimat?
- Çok meşgulüm, şu an en yüksek rating bizde - Sonunda şansım oldu... marine olmak için
Je fais une pause en ce moment, ça me permet enfin de mariner.
sonuçta rating artar. Bana beyaz yakada suçluların izini süren bir polis kuvvet birimi bul ve gerçekte oldukları gibi taslak hazırla. Kısaca eğer biri fakir insanlarla beraber 85 milyon $ çalan biriyle, yaşlı bir bayanla 85 $ çalan birine aynı muameleyi yapıyorsa birileri bunu
Trouvez-moi une unité de police, qui traque les délinquants en col blanc, et les traite comme ce qu'ils sont, en résumé, si on réserve le même traitement à celui qui a volé 85 millions de $ à des pauvres gens,
Rating her şey demek.
L'audimat est primordial.
Medelin'in, Cannes yaklaştıkça Rating kazanıyor,
Et la vague "Medellin" monte avec Cannes qui arrive.
Evet 7,2 rating almışız.
On a fait 7,2. On a fait 7,2.
Şu an için rating'i yüksek görünse de. ... şu anda pek çok diziyi geçmişiz.
Même si on semble battus, on a fait mieux que Nurses en folie.
- Yani rating işini anladın mı? - Evet.
Tu comprends le système?
Rating istiyorsak, sıradışı olmalı. Uçlarda dolaşmalıyız.
Pour toucher les jeunes, il faut sentir les tendances.
- Evet. Bakın bende ne var.İdol, 32 pay, 20 rating.
Nouvelle star, 32 % de parts de marché.
Survivor 45 pay, 28 rating.
Koh Lanta, 45 % de parts de marché. Indice d'audience : 28.
Ve bu şey de bir rating canavarı.
L'audience. Et ce truc fera un malheur question audience.
- Hayır bu rating.
- C'est de l'audience.
En iyi ratinglere yakın rating alıyoruz ve 30dakikaya 2.6 milyon reklam satıyor.
On pourrait approcher les chiffres du Super Bowl et vendre la pub plus de 2,6 millions les 30 secondes.
Biz Reality TV'yi izleyip alt tabaka eğlenceye gülerken birdenbire rating'ler yükselmiş.
Même si on plaisante sur les méfaits de la télé-réalité, elle rencontre un franc succès.
Eğer iyi rating veriyorlarsa o tiplere laf ettirmem.
Ne crache pas dessus, les auditeurs adorent.
İyi rating alırız o zaman. " "Hayır alamazsınız çünkü beni kestiniz."
"Ca va faire monter les audiences." "Non, ils m'ont coupé au montage." "Ils ont fait ça"
Rating oranlarınızı özledim.
Vous auriez dû venir aux audiences, hier.
Rating oranlarını?
Comme ça, tes chiffres vont grimper.
Halihazırda rating alıyorken... Bu isteyeceğimiz son şey.
Vos audiences étant ce qu'elles sont... c'est la dernière chose dont on a besoin.
iyi rating aldı.
Elle a fait un tabac.
En çok rating alan bölüm olduğunu duydum.
J'entends dire que c'est l'épisode le mieux noté.
Rating olan yerde neden de vardır.
L'audience justifie tout.
"sizin tv izleme alışkanlığınızı kaydederek rating ölçümü adına bir şeyler elde etmek niyetindeyiz." Çocuklar, bu taa Delaware'den gelmiş.
Dis-donc, les enfants, ça vient du Delaware.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]