Rayder translate French
34 parallel translation
Yoksa Rayder firmasına gideceğim ve bunu gerçekten yapmak istemiyorum.
Sinon, je dois aller à la Firme Rader, et je ne veux pas vraiment.
Mance Rayder'ın doğu nöbetine saldıracağı dedikodusunu duyduk.
On avait entendu dire que Mance Rayder prévoyait d'attaquer Fort-Levant.
Mance Rayder için savaşan yabaniler zorlu adamlardır.
Les sauvageons qui combattent pour lui sont des durs.
Sikeyim Mance Rayder'i ve Kuzey'i.
Pisse sur Mance Rayder et pisse sur le Nord.
Geçitte duran yabaniler var ve Qhorin de gidip Mance Rayder'ın planlarını öğrenmek istiyor.
Il y a des sauvageons en haut du col, Qhorin veut y aller pour découvrir quels sont les projets de Mance Rayder.
Yarımel de, bu durumda yapılabilecek en iyi şeyin birinin Mance Rayder'ın kampına casus olarak gitmesi olduğunu söylüyor.
Mimain comprend que la seule bonne chose qui peut sortir de ça, c'est que l'un d'eux devienne espion dans le camp de Mance Ryder.
Kuzeye gittiler. Mance Rayder'a katilmaya.
Au nord... pour se joindre à Mance Rayder.
Mance Ryder'in ne yaptigini mi bilmek istiyorsun?
Tu veux savoir ce que Mance Rayder fait?
Mance Rayder'ın bu tarafa gelen bir ordusu var ve Mance'den kötüleri de buralarda geziniyor.
Mance Rayder est à la tête d'une armée et il y a bien pire autour que Mance.
Mance Rayder'ın ordusunu direkt üzerimize getirir.
Elle amènerait l'armée de Mance Rayder droit sur nous.
Hayır, siz Mance Rayder'a hizmet edersiniz Duvar'ın Ötesindeki Kral.
Non. Non, vous servez Mance Rayder, le Roi-d'au-delà du Mur.
Mance Rayder'ı önderimiz olarak biz seçtik.
Nous avons choisi Mance Rayder pour nous mener.
Ygritte onu Mance Rayder ile tanıştırmaya götürüyor.
Ygrid l'emmène voir Mance Rayder.
Mance Rayder seni severse, bir gün daha yaşarsın.
Si Mance Rayder t'aime bien, tu vivras encore un peu.
Mance Rayder'ı, Kara Kale'ye mi davet edecektin?
Pour que tu invites Mance Rayder à Châteaunoir?
Mance Rayder seni severse, bir gün daha yaşarsın.
Si Mance Rayder t'apprecie, tu vivras un jour de plus.
Mance Rayder'ın çadırına girdiğin gün hâlâ kargaydın.
Tu n'as pas arrêté d'être un corbeau le jour où tu es entré dans la tente de Mance Rayder.
Mance Rayder da ben ölmüşüm kalmışım umursamaz.
Mance Rayder se fiche que je vive ou que je meure.
Mance Rayder'in bu tarafa gelen bir ordusu var ve Mance'den kötüleri de buralarda geziniyor.
Mance Rayder est à la tête d'une armée et il y a bien pire par là que Mance.
Biz burada oturmuş, hangi kuralları çiğnediğimi tartışırken Mance Rayder 100.00 kişilik ordusuyla Duvar'a doğru yaklaşıyor.
Pendant que nous restons assis ici à débattre des règles que j'ai pu enfreindre, Mance Rayder avance vers le Mur avec une armée de 100 000 hommes.
Mance Rayder geliyor.
Mance Rayder est en chemin.
Craster'ın Kalesi ile burası arasında 60 mil yol var ve Mance Rayder'ın ordusu da bize yaklaşıyor ama bunu yapmalıyız.
Il y a 100 kms d'étendues sauvages entre ici et son Manoir et l'armée de Mance Ryder avance sur nous, mais nous devons le faire.
Kayıtlar o hafta Deshaun'un, stüdyonun mutfağındaki bir sızıntıyı tamir ettiğini gösteriyor.
Et Ms.Sawyer cherche a plaider de nouveau une affaire criminelle devant un tribunal civil. Vaillant effort, Mr. Rayder,
Deshaun'u olay yeri ile ilişkilendiren herhangi bir fiber analizi veya DNA kanıtı var mı?
Tu n'as pas encore gagné la guerre. Ce n'est pas de ma faute si tu es du mauvais côté de la loi, Rayder.
Mance Rayder, burada Duvarın Ötesindeki Kral olarak bilindin.
Mance Rayder, vous étiez autrefois appelé le roi d'au-delà du Mur.
Mance Rayder'ın kazıkta yakılmasını emrettim.
J'ai ordonné que Mance Rayder brûle sur le bûcher.
Sur'un savunmasını üstlendi. Thenn'lerin Magnar'ını öldürdü. Mance Rayder'la görüşmek için kuzeye gitti.
Il a pris en charge la défense du Mur, il a tué le Magnar des Thenns, il est allé au Nord pour faire un marché avec Mance Rayder.
Herkes onun bir yabanıl kıza aşık olduğunu ve Mance Rayder'la defalarca konuştuğunu biliyor.
Tout le monde sait qu'il aimait une sauvageonne. Il a parlé avec Mance Rayder de nombreuses fois
Bizi Mance Rayder'ın ordusundan kurtardınız.
Vous nous avez sauvé de Mance Rayder.
Mance Rayder'ı tanırdım ben.
Je connaissais Mance Rayder.
Mance Rayder da büyük adamdı. Gururlu adamdı.
Mance Rayder était un grand homme.
Bayan Sawyer, Bay Rayder, lütfen yaklaşın.
Comment s'appelle t-il?
Mance Rayder'a merhamet gösterdin.
Tu as montré de la compassion envers Mance Rayder.