Reklâm translate French
253 parallel translation
Ama bunu biraz reklâm amaçlı kullansak sakıncası yoktur.
Et nous pensions l'utiliser comme support publicitaire.
Şimdi tiyatroda. Bunca reklâm olunca onu işe aldılar.
On l'a engagé à cause du bruit que l'affaire a fait.
Reklâm olmadan sanat bir işe yaramaz.
Il n'y a pas d'art sans publicité, alors...
Yeni reklâm kampanyasını duyunca ne diyeceksin bakalım.
Attends de connaître ta prochaine campagne de promo. Tu devrais tendre l'oreille.
Bazı durumlarda reklâm verenlerimize garanti ettiğimiz tiraj sayısının altına düştük.
Dans certains cas, on est en dessous du tirage... qu'on a promis à nos annonceurs.
İlişkimizin reklâm olmasını istemiyorum.
Inutile d'afficher notre liaison.
- Bu şahane bir reklâm olsa gerek.
On pourrait utiliser ça comme publicité.
Bunu sırf reklâm olsun diye yapıyorlar.
Ils le font pour la publicité.
Reklâm rollerini ben yapıyorum.
Un peu. Je vante le produit.
Reklâm gibi konuşmaya başladın. Reklâmlara inansaydım...
Vous parlez comme un texte publicitaire...
Hava reklâmı yapmak için.
Pour un panneau publicitaire.
- Hava reklâmı mı?
Un panneau publicitaire?
Bunun yanı sıra olağanüstü beynimde damıttığım birkaç reklâm gösterisi fikrimi söylemem gerekiyor.
Je veux vous faire part d'une idée de publicité épatante, née de mon cerveau remarquable.
Bakın Bay Jarvis, bu film bir televizyon reklâmı... bu teklifi size yapıyorum, çünkü sizin ilgi alanınıza giren bir iş.
Le film que je vous propose est commercial, M. Jarvis. C'est le genre que vous réussissez si bien.
Hayır, hem âhlâklı doktorlar reklâm yapmaz.
Non. Les médecins qui ont une éthique ne font pas de pub.
Ben de onu reklâm için öldüreceğim. Anladın mı?
Je la tuerai pour un produit.
Birisini reklâm için öldürmek güzel bir fikir gibi geldi.
L'idée de tuer pour de la publicité m'a toujours enthousiasmé.
Çok kullanılan bir reklâm aletine dönüşmüştü.
La publicité qu'il suscitait devenait pesante.
Reklâmı Ken yapardı, konuşma toplantılarına o giderdi Görüşmeleri o yapardı ve sinemacılarla ilişkileri sürdürürdü.
Ken s'occupait de la publicité, des plateaux télé, des interviews et des relations publiques.
Amsterdam Star'da reklâm müdürüyüm.
Je travaille dans une agence de publicité.
Bazen reklâm filmlerinde oynarım ve eğer elbiseme makyaj falan bulaşırsa diğer çekim için bir tane daha var.
Je tourne parfois des publicités. C'est pratique s'il faut changer de robe entre deux prises.
Şimdi de iyiyiz, ben reklâm devam ederim ve sen de kısa...
On se défend très bien. Je continuerai à faire des pubs et tu pourras te payer ta boîte.
Noel öncesi olduğu için bir sürü hediye reklâmı geliyor ve ajanslar bize 4 milyon dolarlık bütçeyle geliyor.
En fait, on approche de la période précédant Noël, et les agences viennent me voir avec 4 $ pour mille spectateurs.
Onu ilk kez Palantine'in reklâm kampanyası merkezinde gördüm.
Je l'ai vue à la permanence du candidat Palantine sur la 63ème et Broadway.
Tüm posterler belirlendi. Bir de reklâm kampanyası.
On a le O.K. Pour les affiches et la campagne de pub.
İş arıyorum, reklâm oyunculuğu.
Je cherche un boulot de cover-boy.
Pis bir reklâm mıydı yani?
Quoi! C'est une réclame!
Reklâm yapman gerekirken, yüzmeye gitmen gibi.
Ou quand tu partais te baigner...
Bu kadar kötüsü olamazdı... Demek istediğim sizin hayrânınızım. O ilk Mâvi Ay şampuan reklâmında sizi gördüğüm andan beri.
Non pas que ce soit mal, c'est juste que... je flashe sur vous depuis que j'ai vu la pub du shampoing Clair de Lune, et c'est pour ça que j'ai voulu venir voir si c'était bien vous.
... ve şu reklâm işlerini de halledebilir misiniz?
Qu'ils la fassent sans les pubs.
Zaman zaman bazı reklâm filmlerinde benim çığlımı duyuyordun.
Maintenant dans certaines publicités... on m'entend hurler.
Döndükten sonra bir kaç Japon için reklâm ve iki defile için Paris'e gideceğim.
J'ai tourné une pub pour les Japonais et j'ai défilé à Paris cet été.
Reklâm ajansından da yüklü miktarlar talep ettin.
Vous avez demander le remboursement de grosses sommes également de l'agence de publicité.
Reklâm cingılları bestelerim.
J'écris des couplets publicitaires.
Bu reklâm, Kamu Bilinçlendirme Hizmetleri ve Psişik Birliği Kayıt Bürosu'nun katkılarıyla yayınlanmıştır.
Ceci était un message du ministre de l'information publique... et du bureau du Corps Psi.
Yazar J.D. Salinger'ın nihayet yeni bir kitap yayımlayacağını ve reklâm için talk-show turlarına başlayacağını görüyorum.
"Je prédis que l'auteur JD Salinger publiera un nouveau roman et fera sa promotion à la télévision."
Karşı tarafın yeni reklâm filmi.
La nouvelle publicité de l'autre parti.
Bu olayların reklâmı yapılıyor mu?
Elles sont connues, ces soirées?
Birçok eleştirmen, bu kitaba dayalı bir duyarlılık yaratmayı reklâm olarak görse de birçok sanatçı Bay Jackson'ı ülkemizdeki barbarca hapishane sistemi içinde kaybolmuş nadir bir yetenek olarak görüp davasına sahip çıkıyor.
Certains critiques disent que c'est pour la publicité du livre. Mais de nombreux artistes se sont unis pour affirmer que M. Jackson avait un talent rare, perdu dans le système barbare de la prison.
— Şimdiden reklâmını görebiliyorum.
- J'imagine déjà la pub.
Bu reklâmın masrafı Harbucks Kahve'yi kasabamızdan ebediyen def etmek için Vatandaşların cebinden Adil ve Eşit olarak ödenmiştir.
C'était un message de l'association pour virer Harbuck légalement à coup de pompes dans le train. Alors?
Ama çocuklar taraftar bulmada çok faydalılar. Kendi inançlarını pazarlamak için bir çocuğa öylece politik reklâm yaptıramazsın.
C'est honteux de se servir d'enfants parce que c'est plus vendeur.
Ah pardon, bunları evde kaydetmiştim, o yüzden biraz reklâm var.
Navré, je l'ai enregistré avec la pub.
Eğer kazanırsanız, yeni Peynirli Puflar reklâmında oynayacaksınız.
Le gagnant tournera dans la pub des Cheesy Poofs.
Ama Peynirli Puflar reklâmında şarkı söylemek istiyorum!
Je veux chanter la chanson des Cheesy Poofs!
Hey çocuklar, bu Peynirli Puflar reklâm işi bittikten sonra istediğim kadar beleş Peynirli Puflarım olacak.
- Moi aussi. Quand je ferai la pub Cheesy Poofs, j'en aurai plein à l'œil.
Bu Peynirli Puflar reklâmında oynayacağın demek mi oluyor?
Tu fais la pub Cheesy Poofs?
Tamam. Reklâmı çekelim.
Okay, on va tourner.
- Artık uçan reklâm yapmayı bırakmayı düşünüyor musun?
Fini, la "réclame volante"?
- Reklâm vermeyi denedin mi?
Passez une annonce!
Kısa filmler, televizyon, ama daha çok reklâm filmleri.
Mais surtout de la pub.