Revenant translate French
851 parallel translation
Tarifsiz korkularla dolu zihinleriyle, cepheden yeni gelmiş bu adamlar, unutmak istiyorlardı...
Ici, les hommes revenant du front qui étaient habités par des images d'horreur indicible, ici, ils oubliaient.
Ama gelirken getiririm.
Mais je te les apporte en revenant.
Eve gelirken, Sam Bisbee'yi trende gördüm.
J'ai vu Sam Bisbee dans le train en revenant à la maison.
Dönüşte ben... Kocamın öldüğünü söylediler.
En revenant, on m'a dit que mon marié était mort.
Alışveriş de yaparsın ve seninle Victoire'ın yerinde buluşuruz.
Et en revenant de chez ton parrain, tu irais faire un tour dans les magasins, et puis moi, je t'attendrais chez Mme Victoire, comme d'habitude.
Hayalet gibi geri döndüm.
C'est vrai. Je reviens comme un revenant.
Hayır, kendine gelince biraz saldırgan olabilir.
- Il sera violent en revenant à lui.
Bu yalnızca başlangıç. Daha yeni türler bulacağımdan eminim.
C'est seulement une petite partie de ce que je ramènerai en revenant.
Bunu dönünce yaparsin.
Tu le feras en revenant.
Biz Naziler yeni bir hayat buluyoruz, halkımıza yeni bir yaşama gücü tabii, eski erdeme geri dönerek.
Nous les nazis, trouvons une nouvelle vie et vitalité pour notre peuple... en revenant aux vertus primitives.
Gordan Kampı'na dönüp de, bana rapor verdiğin o gece ülken için ölmeye hazır olduğunu lakin öldürmeyeceğini söylemiştin.
- Je vous écoute. En revenant de cette permission, vous vouliez bien mourir pour votre patrie mais pas tuer.
Gözlerimi açtığımda tüm kanı gördüm.
En revenant à moi, j'ai vu... beaucoup de sang.
Geri gelirken...
En revenant...
Hepsi "Hangman" vurulmasıyla ilgiliydi... Reich Koruyucusu Heydrich.
Ce matin, en revenant de l'interrogatoire, je me suis souvenue d'un objet qu'il avait oublié dans la chambre.
Pancho, Pikes'tan dönerken onları görmüş.
Pancho les a vus en revenant.
Kazan'dan dönüş yolunda hasta düştü.
En revenant de Kazan déjà, il s'est senti mal.
Kendine geldiğinde, odasından ayrıldığını hatırlamıyordu.
En revenant à elle, elle ne se souvenait de rien.
İstasyondan dönerken Bay Gray bu mektubu size iletmemi istedi.
M. Gray m'a dit de vous remettre ceci, en revenant de la gare.
Dönerken McGarrity'e gitmeyi unutma.
En revenant, va chez M. Garrity.
Atık su kanalından dönerken kaza geçirdiği haberini yay.
Il a eu un accident en revenant du collecteur.
Dediklerine göre haşatı çıkmış, atık su kanalından geliyormuş.
Cueilli en revenant du collecteur.
- Geri mi geliyormuş?
En revenant?
Korkak bir hayaletten söz edildiğini kim duymuş?
Un revenant peut donc être lâche?
Hayalet görmek için daha çok küçük.
Si ma fille voit un revenant!
Kaptan Gregg, karşıma çıkmakta ısrar edersen en azından daha uzlaşmacı olabilirsin.
Vous ne pourriez pas être un revenant plus gentil? - Pourquoi?
Tek dileğim öbür dünyaya ulaştığımda biraz daha fazla onur sahibi olabilmek.
Si je deviens un revenant...
Anne gerçekten onun hayaletini görmüş olabilir miyiz?
C'était bien un revenant?
Kaptan yani. Belki öbür dünyadan gelip bizimle konuştu.
C'était peut-être un vrai revenant.
Eminim bana sürpriz yapmak istedin, terkedişinle!
Tu voulais me faire une surprise. En ne revenant pas.
Benim de sırt çantam çalındı.
Moi aussi, on m'a tout volé en revenant de la guerre.
Birliğin geceyi burada geçireceği izlenimini verin. Daha sonra, gizlice yola çıkıp geriye, nehre gideceğiz.
Donnez l'impression que la troupe va passer la nuit ici... puis nous gagnerons furtivement la rivière, revenant sur nos pas.
Hücreden çıkınca onun için hoş bir sürpriz olur.
Il aura la surprise en revenant.
- Evet. Evime gelirken bir kızla dairesine girdiğini gördüm.
- En revenant chez moi... je l'ai vu rentrer avec une fille.
Kendime gelip etrafıma baktığımda...
En revenant à moi, je découvris une scène horrible.
Stig, kanyak almak için kalktı ve sonra dönerken Marta'nın arkasından geçti.
Il alla chercher le cognac. En revenant, il vint tout près de Martha.
Ama geri döndüğünde,
En revenant, il a appris qu'elle l'avait vendu.
Halliday'le birlikte geri döndüğümde kendi anahtarımla içeri gireceğim.
En revenant, j'utiliserai ma propre clé.
Onun gibi bir kadın, Miguel'e dek o kadar yol tepiyor ve de benim için geri dönüyor.
Une femme comme elle, faisant tout ce trajet et revenant me chercher!
Döndüğümde hala parmağımdaydı, yemin ederim!
Je l'avais encore en revenant. Je te le jure!
Yarın hastaneden biraz izin alabilir misin?
Auras-tu le temps demain en revenant de l'hôpital?
O bunu size bildirirken yanında bulunduğum için bu durumu size açıklamamın en doğrusu olduğunu düşünüyordum.
Etant venue avec elle quand elle a depose, je n'ai fait que mon devoir en revenant tout expliquer.
Onu arayıp, eve dönüş yolunda uğrayacağımı söyle.
Rappelle-la et dis-lui que je passerai chez elle en revenant.
Çimenliğe döndüm ve Claude oradaydı ama onu rahatsız etmedim.
C'est en revenant que j'ai vu Claude. Je ne l'ai pas poursuivi.
Savaş bittikten sonra döndüğünde bu iş senindir.
En revenant, après la tourmente, tu auras ta place ici.
Kapıdan bağırmaya ne dersin? - Olmaz.
Non, on essaiera en revenant.
Eve döndüğümüzde, detektif mektubu masada buldu. Sadece onunla değil, aynı zamanda her şeyle tatmin olmamış görünüyordu.
En revenant à la maison, le policier a trouvé la lettre et semblait mécontent à ce sujet comme du reste
Dönüşte ararım.
Je verrai ça en revenant.
Durmadan şikâyet edip, sonra ağlıyorsun.
En revenant chez les miens ainsi dépouillée, comment les aborder?
Döndüğümde yoktu
En revenant, il avait disparu.
Ne oldu Bayan Libby?
Comme un revenant qui dirait bonjour!
Seni düşünüp durdum.
- Je le sentais en revenant.