English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ R ] / Revolver

Revolver translate French

2,719 parallel translation
Peki, silah kısmına ne zaman geldiniz?
Et pourquoi ce revolver?
Kısa namlulu ve acayip parlakmış.
Il a mentionné que c'est un revolver à canon court et très brillant.
Arlignton'dan aldığın kısa burunlu mu?
Je veux mon putain de revolver! Tu l'as ramené d'Arlington!
Silahı olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas qu'il avait un revolver.
Onu, Beth yüzünden kıskanmış görüneyim diye benim silahımla vurdu.
Cox l'a abattu avec mon revolver pour faire croire que je l'avais tué par jalousie à cause de Beth.
Barut izleri, ateşlendiğinde silahın senin elinde olduğunu gösteriyor. Kıyafetlerinin her yanında barut kalıntıları varmış.
Restes de poudre tiré de l'arme, ils indiquent que tu étais en train de prendre... le revolver quand il fut tiré, ton vêtement est couvert de poudre.
Buradaki rapora göre, adam arabayı çalarken size silah doğrultmuş.
Selon la déclaration, M. Sparrow, vous étiez sous la menace d'un revolver.
Sen bunu al. Benim Colt'um yanımda.
Prends ça, j'ai mon revolver.
Şu anda oğluna doğrultulmuş bir silah var.
- Quelqu'un pointe un revolver sur votre fils à l'instant.
Sana silahı oyna diye verdiğimi mi sanıyorsun?
Tu crois que je t'ai donné ce revolver pour jouer?
- Silahı tut.
- Prends le revolver.
Silahı bırak.
Lâche le revolver.
Silahım da onda.
Il a aussi mon revolver.
Ona dolu bir silah mı verdin?
Tu lui as refilé un revolver chargé?
Bu ne için?
Un revolver?
Elimde oyuncak bir tabanca vardı. Hepsi bu.
Je n'avais qu'un revolver factice.
Beagle, silahlı bir polis memurundan can havliyle kaçarken, oyuncak tabancasıyla birlikte paranın çoğunu düşürdü.
Dans sa fuite, Beagle a abandonné la majorité du butin et son faux revolver.
Oyuncak tabanca, öyle mi?
Un faux revolver?
Silahı iş yerinden almıştım.
Le revolver venait de mon travail.
Magnum 357 altıpatlar geride kurşun kovanı bırakmaz.
Le revolver Magnum 357 n'a pas quitté les étagères.
Bugün tuğla fırlatan yarın kurşun sıkar.
Un jour, c'est une brique, le lendemain, une balle de revolver.
Silahı kap, Lewis!
Prends le revolver, Lewis!
Kap şu silahını!
Prends ton revolver!
- Tabancası vardı.
- Il avait un revolver.
Yalnızca bizi korumak için bir silah istiyordum.
Je voulais juste un revolver pour nous protéger.
At silahını.
Jetez votre revolver.
Belindeki silaha bak.
Tu as vu son revolver?
Silahı al.
Prenez le revolver.
Katilin silahı varken bu aletleri neden kullandığını anlamıyorum.
Pourquoi utiliser un outil si on a un revolver?
Dawn neden bir silah istesin?
Pourquoi Dawn voulait un revolver?
bir kız bir silahla ne yapar?
Que faisait une jeune fille comme vous avec un revolver?
bu yüzden silahı aldın.
C'est la raison pour laquelle vous aviez le revolver.
ya silahı kaparsa?
Et s'il réussit à attraper le revolver?
Borris ve Trevor silahı alıp Dawn'ın üvey babasını öldürmeye gitti.
Borris et Trevor ont pris le revolver et sont partis pour tuer le beau-père de Dawn.
Derringer'i sorun çözücü olarak düşünmeyi bırak.
Ne pense pas que ce revolver est une solution.
Adamın silahı kılıfından çıkmış.
Son revolver est sorti.
Tek yapamadığım birini öldürdüğü o gece elinden silahı alamamak oldu.
Maintenant, ce que je ne pouvais pas faire, c'était prendre le revolver de ses mains la nuit ou il a tué cette personne.
Silah attım bir kere. Kuzenimindi ve çok gürültülüydü.
Euh... j'ai déjà tiré avec un revolver c'etai t celui de mon cousin et ça a fait beaucoup de bruit
Mahkeme tutanağına göre beylik tabancasını temizlerken kazayla tabancası ateş almış ve eşini öldürmüş.
Il était en train de nettoyer son revolver de service, quand le coup est parti accidentellement et a tué sa femme.
Bu yüzden silahım yok.
Donc pas de revolver.
Gördüğün gibi, avukat kadının kartı hala bende, ve yanlış hatırlamıyorsam, geçenlerde bir polis silahı bulunmuştu.
Comme vous voyez, j'ai encore la note de l'avocate et si je me rappelle, un revolver de la police a servi.
Burada bulunmamın sebebi, o silahtan başka bir şey değil.
Je suis là uniquement à cause de ce revolver.
"Altıpatlar" deniliyor.
Ça s'appelle un revolver.
Onda kısa burunlu bir şey vardı.
Il avait un putain de révolver à petit canon.
Silahımı yerleştiririm.
Je mets mon revolver dans sa main.
Kurşundan hızlı.
Plus rapide qu'une balle de révolver.
Silahım var.
J'ai un revolver.
Bir silâhla karnından vuruldu.
On lui a tiré dans le ventre... avec un revolver.
Kılıfına baksana. Standart bir şey değil.
Regarde... il a un revolver en plus de son fusil.
Beni çölde olanları polise anlatmakla tehdit ediyor. Kafasına silah dayadığım gibi.
Il m'a menacé de raconter à la police tout ce qui s'est passé dans le désert... que je lui ai pointé un révolver sur sa tempe.
Kafanıza silah dayadım.
J'ai qunad même pointé un révolver sur vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]