Riles translate French
32 parallel translation
Görüşürüz Riles.
Ben doit partir. A plus, Riles.
Bak Riles, burada gerçekten büyük bir sorunum var.
Écoute, Riles, j'ai un vrai problème.
- Hey, Riles. Naber?
- Riley, quoi de neuf?
Riles Ella Batı Hollywood'un Kötü Cadısı değil.
Ella n'est pas la méchante sorcière de l'Hollywood de l'ouest.
Riles, lütfen ailenin evleneceğimizden haberi olduğunu söyle.
Dis-moi que tes deux parents savent qu'on va se marier.
- Riles... - El sanatları dersinde en sevdiğim elbisemin üstüne boya döküldü.
Un problème de partage à la table d'artisanat m'a laissé moi et ma robe préférée couvertes de peinture.
- Riles, acil olmasa istemezdim.
Je ne demanderais pas si c'était pas urgent.
Aman Tanrım. Riley, bu muhteşemden de öte.
Riles, c'est, comme, encore plus incroyable.
Dur biraz, Riley senin için sorun yok mu?
Attends, Riles, est-ce que... Tu es sûre que ça te va? Parce que si tu es même...
Daha kesin değil, ama sen ve Riles hafta sonu için gelseniz ve baksanız nasıl olur? Eğlenceli olacak.
Rien n'est définitif, mais pourquoi Riley et toi ne venez-vous pas pour le weekend pour voir ça?
Scott Riles ve inanılmaz kibar Kanada Haber ekibi olmadan savaş olmaz.
Pas de combat possible sans Scott Riles et sa très polie équipe des infos du Canada.
Tek istediğim, koridorda yürüyeyim ve herkes bana "selam Riles, tanık ifadesi nasıldı?" ya da "hangi dava üzerinde çalışıyorsun?" veya "eteğin güzelmiş" desin.
Je veux pouvoir marcher dans le hall et voir les gens dire "Salut, Riles, comment s'est passée la déposition?" ou "Sur quel cas tu travailles?" ou "Sympa la jupe."
Selam Riles, güzel haberlerim var!
Hé, Riles, grande nouvelle! Tu ne vas jamais...
Hey, Riles, Steph'i spa gününe çağırdığın için çok teşekkür ederim.
Riles, merci beaucoup d'avoir invité Steph à la journée Spa..
Bu harika Riles.
C'est génial, Riles.
Aynen, mekan patlıyordu Riles.
Ouais, l'ambiance était d'enfer.
Riles, bu önemli.
Riley, c'est important.
Riles, eğer yanımda bu olmasaydı sen farkında olmadan seni öldürecekti.
Riley, il t'aurait butée sans réfléchir si je lui avais pas pris ça.
Riles, Riles... Bu beklediğimiz fırsat.
Non, Riley, c'est l'occase qu'on attendait.
Riles, bu bizim şansımız.
Riley, c'est notre chance.
Riles, senfoniye geri dönmemi istiyorlar.
Ils veulent me reprendre dans l'orchestre.
- Riles, seni gerçekten severim.
Riles, je t'aime, vraiment.
Riles... bak.
Hé, Riley... regarde.
Kusura bakma Riles.
Désolé, Riles.
Görüşürüz Riles.
À plus tard, Riles.
Her şeyin yolunda olduğuna emin misin Riles?
Tu es sûre que tout va bien?
Bu hoşuma gitmedi Riles.
Je n'aime pas ça, Riley.
Riles, meme uçların için harika bir krem buldum.
Salut, Riles. Je viens de trouver une crème fabuleuse pour tes mamelons.
Selam Riles.
Salut, Riles.
- Merhaba Riles.
Salut, Riles.
- Selam Riles.
- Hey, Riles.
Riles. Konuş benimle.
Parle-moi.