Riley translate French
3,358 parallel translation
Gördün mü, Riley'le beni kardeş sanıyorlar demiştim sana.
Tu vois, je t'ai dis que les gens pensent que Riley et moi sommes soeurs.
Riley, cüzdansız, anahtarsız ve telefonsuz bir şekilde şehirde.
Riley est en ville quelque part. sans porte-monnaie, sans clefs et sans téléphone.
Ben, Riley'i aramaya gidiyorum.
Je dois continuer de regarder.
- Danny, Riley ne...
- Danny, qu'est-ce qu'elle...
- Riley, iyisin!
Riley, tu vas bien!
Nice yıllara Riley.
Bon anniversaire, Riley.
Kardeşinle Riley'in birlikte olması senin için büyük bir sorun değil, değil mi?
Donc tu es bien avec le fait que Riley et ton frère soient ensemble?
Aferin.
Riley :
Riley, benim için Wingfield'a bir bakabilir misin?
Riley, pouvez-vous vérifier Wingfield pour moi?
- Teşekkür ederim.
Riley :
Nedenini biliyorsun, birazcık yaşlı Riley memesi... -... istiyordur.
Il veut peut-être que tu lui donnes le sein.
Alo, Riley'in telefonu.
Téléphone de Riley.
Alo, Riley'in telefonu
Téléphone de Riley.
- Riley'in e-postası.
- C'est l'email de Riley.
Riley'in e-postası o.
- Le mail de Riley?
Riley'in bilgisayarından sana e-posta gönderdi.
Il l'a écrit depuis le PC de Riley.
Riley nerede?
- Où est Riley?
DC Riley. Bu, DC Kent.
Agents Riley et Kent.
Yani, Lena Silver Riley's Tire Depot'un hemen yanında yaşıyor.
Après tout, Lena Silver habite juste à côté du magasin de réparation de Riley.
Riley, acele et!
Riley, dépêche toi!
Şişliği indir Riley'den kapatıcısını ödünç al, daha eli yüzü düzgün ol.
Faîtes diminuer le gonflement, emprunter du fond de teint à Riley, rendez-vous présentable.
Riley araştırsın.
Sous une église? - Je mets Riley dessus.
Riley, nezarethaneler hazır mı?
Riley, est-ce que les détenus sont prêts?
Lisede 10 yıl içinde olan tek bilinen şey, Tommy Barnes ve Melissa Hawthorne cinâyeti dışında, 4 yıl önce başka bir öğrenci olan Riley Wilson'ın ölümü.
La seule chose notable qui est arrivée au lycée dans les 10 dernières années à part le meurtre de Tommy Barnes et Melissa Hawthorne c'est la mort d'un autre étudiant. Riley Wilson, il y a 4 ans.
Garcia, Riley Wilson öğrenciykenki tüm öğrenci ve personel listesi lazım.
Garcia, nous avons besoin de la liste de tous les étudiants et employés de Jefferson au moment où Riley Wilson y était étudiant.
Yani, Riley içmezdi bile.
Je veux dire, Riley ne buvait même pas.
"Charles ve Riley iyi dostlardır" yazmış ama "iyi" ve "dostlardır" ın altını çizmiş.
Il a écrit, "Charles et Riley bons amis", mais il a souligné les mots "bon" et "amis".
Ok? Sana Charles'ı ve diğer eski sınıf arkadaşın Riley Wilson'ı sormak istiyorum.
J'aimerais vous poser des questions sur Charles et un autre de vos anciens camarades, Riley Wilson.
Charles ve Riley mi?
Charles et Riley?
Riley'nin arkadaşı yoktu.
Riley n'avait pas vraiment d'amis.
- Bazıları Riley'nin beden dersinde giysilerini çalarsa komik olacağını düşünmüştü.
Quelques mecs ont pensé que ça serait drôle de voler tous les vêtements de Riley en sport.
- Zorbalık edilen başka çocuklar var mıydı, yoksa tek Riley mi?
Il y avait d'autres personnes qui étaient brutalisées, ou Riley était le seul?
Klavyemi yak, Laurie'nin bize verdiği isimleri aldım ve Riley Wilson'ın mesajları, mailleri ve sosyal medyasında aradım. İki şey buldum.
J'ai tapé le nom de Laurie sur mon clavier, pour voir ce que ça pouvait donner et je l'ai croisé avec les messages de Riley Wilson, avec ses emails, et sur les réseaux sociaux.
Ronald, Riley öldükten sonra okuldan atılmış.
Ronald a arrêté l'école juste après la mort de Riley.
Ayrıca Riley'ye olanlardan da sorumlu.
Il doit aussi se sentir responsable de ce qui est arrivé à Riley.
Riley'ye olanlar senin hatan değildi.
Ce qui est arrivé à Riley n'était pas ta faute.
Riley Perrin...
Riley Perrin...
Riley, haklıymışsın.
Riley, tu avais raison.
Riley, onun iki saat önce bitmesi gerekirdi.
Riley, c'était supposé être fini il y a 2 heures.
Tucker deyince, Riley deyince!
Allez Tucker, Riley!
Riley'den bahsediyordum.
Je parlais de Riley.
Black jack, Mr. Riley?
Black Jack, M. Riley?
O'reilly kapidan girdigi anda özel olarak ona ilgi gösterdi..
- Riley savais dés qu'il l'a vue.
- Pilotum Riley'i.
Mon copilote, Riley.
Bir roket gelip Riley'i tuzla buz etti.
Mais on ne s'attendait pas à la roquette qui a tué Riley.
- Riley bu mu?
- Riley aussi?
Riley.
Riley.
Riley...
( sirène hurle ) Riley...
Tık, tık!
( on frappe à la porte ) Riley : Toc, toc!
"Riley's Tire Depot." Onlarda Charlie'ye ait son haftalarda alış satış ya da değiştirme kaydı yok.
SAROYAN : "Le dépôt de pneus de Riley". Mm-hmm.
Len Riley bir kaç gün önce beni ziyaret etti hani.
Tu sais, Len Riley est venu me rendre visite