Roche translate French
934 parallel translation
"Yıllarca sürdürdüğüm, karşılaştırmalı analizlere göre, " Ay toprağında dünyadakinden daha çok altın var. "
Mes analyses comparatives sur plusieurs années me font conclure que la roche primitive de la Lune est plus riche en or que les montagnes de la Terre.
Gayet net, Poppa.
Clair comme de l'eau de roche.
Ne oldu ki?
- Y a quelque anguille sous roche...
Gün gibi apaçık ortada. O zaman neden?
C'est clair comme de l'eau de roche.
Soyadın diyorum!
- Claire comme de l'eau de roche.
Evet ama sakın bana bununla ilgili düzmece bir şey yok deme.
Ne me dis pas qu'il y a pas anguille sous roche.
Bütün o kayaları mı deleceğiz?
en coupant à travers toute cette roche?
Bu adam Şerif Kretzer ve gönüllülerden oluşan kurtarma ekibiyle geçit vermeyen kayalar ve hızla azalan zamana karşı savaşarak bir hayat kurtarmaya çalışıyor.
Lui, le Shérif Kretzer et une équipe de secouristes et de volontaires, luttent sans relâche contre la roche et le temps qui passe. La vie d'un homme est en jeu.
Sert kayalar ardından da yumuşak toprakla karşılaşabilirsiniz.
On creuse la roche et ensuite les couches d'argile schisteuse.
Böylece biz de fosilin bulunduğu örnekle karşılaştıracağız.
Pour les comparer avec la roche où j'ai trouvé le fossile.
Kaya analizini bitirdim.
Je viens d'analyser la roche.
Sen de deriden yapılmış gibisin. Vincente, volkanik kaya.
Toi, en cuir tanné et Vicente, en roche volcanique.
Avcı düşüncelerini kazımış, orada kaya üzerinde duygularını ifade etmiş.
Ce chasseur exprimait tant de choses avec ces peintures à même la roche
Şimdiye kadar, görmek istediğimiz tüm kayalar buradaydı. Hepsi, ama taş ve kum.
Mais nous n'avions pas vu la queue d'un, juste de la roche et du sable...
taşlar ve kayalardı.
De la roche et des blocs de pierre,
O konumda, iki kıyıda sert kayalar olur.
On aurait de la roche solide sur chaque rive.
Madam La Roche'ı, ifşa etmek hoşuna gitmişti.
Cela t'a plu de confondre Mme La Roche.
Madame La Roche mı?
Mme La Roche...
Kalkmak için düşmelisin ateşten kayaya. "
Dans la roche de feu, pour s'élever... il faut tomber. "
"Kalkmak için düşmelisin Ateşten kayaya."
"Dans la roche de feu, pour s'élever, il faut tomber."
Ateşten kaya bu.
C'est la roche de feu.
Sam, bir şeyler çevirdiğini biliyordum.
Je savais qu'il y avait anguille sous roche.
Hatta bir kez bir kayadan diğerine atlarken nehire düşmüştüm.
Une fois, en essayant de sauter d'une roche à l'autre sur la rivière
O asansörü kapatan bir ton kaya olmalı.
Une tonne de roche doit bloquer ce puits.
O kadar kaya ile pek şans yok.
C'est normal, avec toute cette roche.
Beni de şaşırtan bu. Bu kayacın içinde, gelmiş geçmiş en ağır kayanın ağırlığında bir şey olmalı.
Dedans, il doit y avoir un bout de la roche la plus lourde qui existe.
İçindeki kaya nasıl bir şey?
- Quelle est cette roche?
Peki nasıl olur da, İzlanda bölgesine ait bir kaya,... dünyanın öbür ucundaki bir volkandan püskürür?
Comment une roche d'Islande pourrait-elle sortir d'un volcan à l'autre bout du monde?
Bir taş alıp, duvara sürt.
Prenez un caillou et grattez la roche!
Dinle, önce girişin uçtuğunu görmeliyim. Biliyorum. Hazır mısınız?
c'est moi qu'ai fait sauter la roche pour sceller l'accès je sais ce que je fais prêt?
Magma dondu.
La roche en fusion se refroidit.
Zamana güvendim ve kayaların aşınmasını bekledim.
Faisant confiance au temps... j'attendis que la roche s'effrite.
Gülleri seviyoruz çünkü yakında solacaklarını biliyoruz.
- Je ne suis ni une rose ni une roche, je suis un homme... très vieux... Nous aimons une rose parce que nous savons qu'elle mourra bientôt.
- Taşı kim sevmiş?
- Qui n'a jamais aimé une roche?
Yani kement mi atacaksınız yüzbaşı?
Vous allez lancer le lasso sur cette roche?
- Sarmaşık kayada bitmez.
- A même la roche?
Şu andan itibaren kayaların üzerinde kalın, mümkün olduğu kadar.
À partir de maintenant, restez sur la roche autant que possible.
Yaşlı Gus Ritter, orayı sahiplenmişti. Kayaların arasında patates yetiştirirdi.
Ce vieux Gus Ritter, l'ancien propriétaire, il pouvait faire pousser des patates sur de la roche.
Hep mazeret uydurmak zorunda kalıyorum, bir işler çevirdiğimi anlıyorlar.
Je dois inventer des excuses, y a anguille sous roche.
Sanırım son bir kaç günde bazı ilginç olaylar dönüyor.
Il y a anguille sous roche depuis quelques jours.
Burada sarı kayalar var.
j'ai trouvé une roche jaune.
Bazen taşlı, bazen balçık içinde.
De la roche, puis de la boue épaisse...
Sonra da sen gel şu kayadaki yarığı araştıralım.
Soyez le prochain à passer et nous étudierons cette fissure dans la roche.
80 feetlik derinlikte sert kaya olduğunu bilmiyorlar mı?
Ils savent qu'on est à 25 m de profondeur sous la roche?
Üç dakika sonra, Roche Noire geçitinde olacaksın.
* Dans 3mn, tu seras au col de la Roche Noire.
O tümseğin erimiş olması gerekiyordu.
La roche aurait dû se désintégrer.
Kayada oluşmuş maddeyi görüyor musun?
Vous voyez la substance incrustée dans la roche?
Gezegenin derinlerinde yaşayan bir yaratık.
Une créature vivant dans les profondeurs de la planète, dans la roche.
Bu taş seni büyülemişe benziyor.
Vous semblez fasciné par cette roche.
Havada hareket edebildiğimiz gibi taş içinde hareket edebilen silikon yaratık.
Une créature de silicone capable de traverser la roche comme nous l'air.
Tamam, bu durumda işi şansa bırakamayız. Haydi gidelim.
Vous voulez dire qu'il y aurait anguille sous roche.