Romalılar translate French
824 parallel translation
Romalılar, taşralılar, ne istersen var.
Mes chers compatriotes, que racontez-vous?
Romalılar büyük bir halktı. Neden?
Les Romains étaient un grand peuple.
- Ailemizin tarihi geçmişini bilirsin... Romalılar tarafından bu bina sülfür kuyusu üzerine inşa edilmiş... ve onlar tarafından mineral banyosu olarak kullanılmış.
Vois-tu, chérie, selon l'histoire de notre famille... cette structure a été construite par les Romains... sur une fosse de soufre qu'ils utilisaient comme bains minéraux.
- Kesinlikle. - Cesur Romalılar... bugün birkaç dakika bile... kemikleri kavrulmadıkça bu maceraya atılamazlar.
- Même le Romain le plus acharné... ne pourrait s'y aventurer sans se faire griller jusqu'à l'os... en quelques minutes.
Etmezseniz sizi Romalıların hıristiyanları... aslanlara yem ettiği gibi köylülere yem edeceğim.
Et si vous ne dites rien, je vous donnerai en pâture aux villageois... comme les Romains ont donné les chrétiens en pâture aux lions.
Dostlar, Romalılar, köylüler, doğruyu söylemek gerekirse dün gece oldukça güzel vakit geçirdim.
Je parie que j'ai dormi deux fois moins que vous! J'ai passe une nuit formidable!
- Romalılar ve taşralılar. Mark Antony'yi oynamak istediğini biliyorum ama bunun bize faydası yok.
"Romains, compatriotes..." On sait que tu veux jouer Marc-Antoine!
Surrey'de Romalılar tarafından kullanılıyordu.
C'est vrai. Les Romains l'ont fait, dans le Surrey.
" Sonunda Romalılar Anibal'in kudretini zorlamaya başladılar.
"Les Romains mirent en déroute " les troupes d'Hannibal.
Romalıların ata biniş tarzı, eski Romalılar gibi yani.
C'est ainsi que montaient les Romains, dans la Rome antique.
Yani, eski Romalılar gibi ata binmeyi mi?
Monter à cheval comme les Romains antiques?
Yunanlar, Romalılar, Mağripliler ve hatta gizemli Keltler. Bu taşları arabanı aşağı attığın uçurumun oradan çıkardık Stephen.
Les Grecs, les Romains, les Maures et même les Celtes qui ont érigé ces pierres sur la falaise.
Eski Romalıların ölülerini gömdükleri yeraltı mezarları.
Dans les vieilles catacombes romaines là où ils ont enterraient leurs morts.
Zavallı adam! Biliyorum niçin kurt olduğunu. Romalıları koyundan farksız görüyor da ondan.
Le pauvre, il n'aurait rien d'un loup si Rome n'était pas un mouton!
Aslan kesilmezdi Romalılar ceylan kesilmese.
Ni d'un lion, si Rome n'était pas une biche!
Hepsinin dileği de senin kendini bütün Romalıların seni bildiği gibi bilmen.
Et tous souhaitent que tu te voies avec les yeux des Romains!
Romalıların inandığı bütün tanrılar adına aldırmıyorum hastalığıma.
Par tous les dieux que Rome honore, je congédie ma maladie!
Birçok yerinden kanlar akan önünde sevinçli Romalıların yıkandığı heykelin senin yüce Roma'ya, yepyeni, diriltici bir kan getireceğine alamettir. Roma'nın büyükleri gelip senden yazılar, belgeler isteyecek demektir.
Cette statue projetant le sang où ces Romains souriants se trempaient, veut dire que de toi, la noble Rome recevra un sang régénérateur, que des grands hommes viendront y tremper reliques et emblèmes.
Eğilin Romalılar, eğilin.
Là, Romains, là!
Ne diyeyim, soylu Romalılar,.. ... ne diyeyim bilmem ki sizlere.
Tous hommes d'honneur.
Romalılar!
Romains!
Romalılar, yurttaşlarım sabırlı olun sözüm bitinceye kadar!
Romains, citoyens, écoutez-moi jusqu'au bout!
Sevgili Romalılar!
Romains, mes amis!
Dostlar, Romalılar, yurttaşlar, kulak verin bana!
Romains, mes amis, mes concitoyens, écoutez-moi!
Böyle Romalılar olmaktansa köpek olup aya karşı uluyalım daha iyi!
Je préfère être un chien qui aboie à la lune.
Yunanın güçlü olduğu dönemlerde biz Romalılar neredeyse barbardık.
À la grande époque de la Grèce, les Romains étaient des barbares.
Romalıların orada iyi yaşaması için nasıl uğraşıyoruz.
Mais pense à ceux qui s'amusent bien à Rome grâce à nous.
Romalılar domuz gibi içiyor ama iyi para veriyorlar.
Ces romains boivent comme des cochons, mais ils paient bien.
Senatörler, Romalılar...
Sénateurs, Romains...
Yunanlılar ve Romalılardan sonra, burası kaleye dönüştürüldü.
Après les Grecs et les Romains, le lieu a été transformé en forteresse. - Oh, une forteresse!
Hunlar ve Romalılar omuz omuza, kardeşçe yaşayabilir.
Les Huns et les Romains peuvent cohabiter.
Hunlar ve Romalılar arasındaki barışa içiyorum.
Je bois à la paix entre les Huns et les Romains.
Barışa ben de hasretim. Tıpkı imparatordan tutun ordunun en arkasındaki lejyonere kadar tüm Romalılar gibi.
Tous les Romains désirent la paix, du légionnaire à l'empereur.
Romalılar anlaşmalarına sadıktır.
Il ne trahira pas.
Romalıları ezmeliyiz!
Nous devons écraser les Romains.
Barış! Barış! Romalıların barış istediğini kim söylüyor?
Qui vous dit que les Romains veulent la paix?
Romalıların arasında uzun yıllardır süren dedikodular var.
Les Romains sont perturbés par les paroles.
Bu söylentiyi yayanlar Romalıların ta kendisi.
Ce sont les Romains qui le disent.
Romalılar!
Les Romains!
Romalılar 50 yıldır sınırlarınızın savunması Roma'nın müttefiklerinin omuzlarındaydı.
Romains! Depuis 50 ans, la défense des frontières repose sur les alliés.
Romalılar, bugün her şey sizlere bağlı.
Romains, tout dépend de vous.
İşte Sezar ve Augustus'un soyundan gelen azgın Romalılar.
Voilà les fiers Romains, descendants de César et Auguste.
Daha çok kişinin geleceğini düşünmüştüm, ama neyse. Romalılar, doğru kişiler bir araya gelirse bir avuç insanın neler yapabileceğini gördü.
J'avais espéré que vous seriez plus nombreux, mais les Romains nous ont montré ce qu'une poignée d'hommes pouvait faire.
Philo, Hz. İsa hayattayken yazdı Josephus ise ondan 50 yıl sonra yazdı ve Romalıların Kudüs'ü yıkışını izledi.
Philo a écrit à l'époque du passage de Jésus de Nazareth sur Terre, et Flavius Joseph quelques 50 ans plus tard, au moment de la destruction de Jérusalem par les Romains.
Romalılar herşeyi almış.
Les Romains nous ont tout pris!
Elimizdeki bu güçle Romalılar için ölümü satın alırız.
Ton or t'aidera à combattre Rome!
Asil Romalılar, Tiber'in adamları, dünyanın efendileri Roma'yı dünyanın hakimi yapan cesaret nerede?
Nobles Romains, hommes du Tibre, maîtres du Monde... l'audace romaine, la témérité romaine, où sont-elles?
Romalılar beni kadırgaya götürürken susuzluktan ölüyordum. Bir adam bana su verdi. Yaşamaya devam ettim.
Quand les Romains m'emmenaient aux galères... et que je mourais de soif... un homme me donna à boire et je survécus.
İtalyanlar piyade eri, Romalılar hizmet eri.
Oui, Pourquoi? Parce qu'on dit : L'ltalien, lui, fait la guerre et le Romain le regarde.
Sevgili Romalılar, dinleyin beni!
Romains, mes amis, écoutez-moi!
Sana büyük arenalarda birbirlerine balta savuran Romalı savaşçıları anlattığım zamanı hatırlıyor musun, hani gülüp onlara ucube demiştin?
Tu te souviens des gladiateurs romains dont je t'ai parlé? Tu trouvais ça drôle.