Roulette translate French
488 parallel translation
Neden insanlar bu çarkta kazanamıyor?
Votre roulette est forcément truquée.
Sırayla çevireceğiz.
Et nous tournerons la roulette.
Rulet Çarkı'na ne oldu?
Où est passée la roulette?
Bu gece bir yat kazandım. Adamın biriyle tek mi çift mi bahsine girdim.
J'ai gagné un yacht ce soir, en jouant à la roulette contre un type.
- Rulet oynar mıydınız?
La roulette peut-être?
Şansımı senin çarkında değerlendireceğim.
Excuse-moi, je vais taquiner ma chance à la roulette.
Rulette kazandığın için sanmıştım.
Pas parce que vous gagnez à la roulette?
Rulet masasında, çıkış vizemize yetecek kadar kazanmaya çalışıyor.
Il essaye de gagner l'argent des visas à la roulette.
Rulette hala kazanmış sayılıyorsun.
Vous gagnerez toujours à la roulette.
Bu, dolu bir silahla oynamak gibidir.
Autant jouer à la roulette russe.
Ben at yarışı ve rulet oynuyorum.
Je joue aux courses, à la roulette.
Burası yıllardır varken kimse bana haber vermemiş, çok yazık.
Dire que j'ignorais l'existence de la roulette.
Bu gece rulette şanssızdım.
Si tu sais, parle. La roulette ne m'a pas gâté, ce soir.
Kuralı bozup ruleti nasıl kendisi çevirdi, gördünüz.
Ce n'était pas à lui de lancer la roulette.
Ruletle aram hiç iyi değildir.
La roulette n'est pas mon fort.
Tıpkı rulet gibi.
Comme à la roulette.
Kanser? Sırtına ruIet carkı dövmesi vardı?
Une roulette tatouée dans le dos?
- Çarkı çevir, Eddie.
Lance la roulette.
Çarkı durdurabilirsin.
Tu peux arrêter la roulette.
Burada olmazsam, çarkı çevirmeye ve kağıtları karmaya devam edin.
Si je ne suis plus là... faites tourner la roulette.
Benim adım Pat Terrazas, Fat Azuara'nın klübünde karşılaşmıştık, Kumar oynamaya geldiğin yer.
Je vous ai vu chez le "Gros", à la roulette.
Oyundan kalkıp rulete yöneldi... o sırada biri seslendi, "İşte karşınızda meşhur Gregory Arkadin."
Il allait vers la roulette. Quelqu'un a dit : "C'est le célèbre Gregory Arkadin."
- Rulet oynayacağız.
Nous allons jouer à la roulette.
Rus ruleti.
- A la roulette russe. - Je ne vois pas.
- Bir tür rulet oynuyorlar.
Ils jouent à la roulette.
Rulet oynamanı seyrederim.
Jouera-t-on à la roulette?
Tabii, rulet masasında seni yendiğim kadar kolay yenemem.
Gagner à la roulette sera moins facile qu'avec vous.
Ruleti seviyorsunuz 21, poker, zar atma ve 7-10 yaşlarınız arasında bıçak atma oyununa bayılırdınız.
Vous aimez la roulette, le black jack, le craps... Et entre 7 et 10 ans, vous adoriez jongler avec un couteau.
- Matkaptan korkmuyor musunuz?
La roulette vous fait peur?
- Bugün dişçi yok mu?
- Pas de roulette aujourd'hui?
Oyar, içine pamuk tıkar. Beş dolar alır. Bir hafta sonra yine gidersin.
Un coup de roulette, un coton, $ 5, à la semaine prochaine.
Benim rulet çarkım.
Ma roulette.
Hangi oyunları seversiniz?
Le poker, la roulette?
Neden, hayatı bir rulet çarkındaki, bir nehir gemisi şarkıcısını sevmeliyim?
Pourquoi suis-je amoureuse d'un chanteur de bateau dont la vie est une énorme roulette?
O rulet çarkı tutuşacak.
Je le sens. La roulette va s'illuminer.
Karşımıza çıkacak olan da bu tarz bir çark mı olacak?
Nous aurons affaire à ce genre de roulette?
Pekala, Willy. Rulet masasının orada buluşuruz.
Bon, on se retrouve à la roulette.
Babam Monte Karlo'da bir rulet masasının başında, ayakta öldü.
et votre père? mon père est mort debout, à une table de roulette à Monte-Carlo.
Çok kötü olduğum için hepiniz yavaş yavaş öleceksiniz : - Matkapla.
Et parce que je suis très méchant, vous mourrez tous lentement... sous la roulette.
Bu işin parasını alırsam tüm bölgedeki en büyük kumarhaneyi açacağım, büyük kırmızı maun barı, yeşil çuhalı masaları olacak, rulet, zar, iskambil ve o güzel oyunları oynayacağız.
Et si je gagne ma part du marché, je vais ouvrir un des plus grands salons de jeu de toute la région avec de longs bars rouges en acajou et des tables en feutre vert et on jouera à la roulette, aux dés, au faro, à tous ces jeux merveilleux.
İğnelerden ve matkaplardan da nefret ediyorum. Gazla bayıltmıyorsunuz, değil mi?
Je déteste les piqûres, la roulette et l'anesthésie au gaz.
- Sen Detroit'in dişçi Don Juan'ısın.
- Le don Juan de la roulette de Detroit.
O mıknatısı sizin rulet masasının altından söktüm.
J'ai trouvé cet aimant sous votre table de roulette.
- Rulet oynayan geri zekalılar.
- Les joueurs de roulette.
- Ha. Bazıları çok sever. - Aptallık.
- Certains aiment jouer à la roulette.
Rulet oynayanları dışarı çıkarıp, sıraya dizmeliler.
Il faudrait arrêter tous les joueurs de roulette et les pendre.
Rulette hile olmasa bile işletme en iyi payı, % 8'ini alir. Ama hep hilelidir.
La banque a 8 % de chances de plus de gagner, que la roulette soit réglo ou pas.
Bana soracak olursan, rulet oynayacak adamın aklından epey zoru vardır. Onları acilen bir yere kapatmak gerekir.
Les joueurs de roulette devraient se faire examiner et enfermer.
Bu rulet.
C'est la roulette.
- Rulet mi?
Roulette?
Daniel, rulette hile yapmanın yolunu mu buldun?
Tu triches à la roulette?