Rsa translate French
18,084 parallel translation
Bir ve iki numaralı kurallar bir kafa karışıklığı yaratırsa diye üç numaralı kuralı da belirteyim :
Si c'est pas assez clair, je vous renvoie à la règle 3 :
Ray anayola ulaşırsa otostop çeker.
On doit se relever. Ray ira faire de l'auto-stop sur la route.
Saba, görünüşe bakılırsa onu etkilemişsin...
Saba, tu as vraiment eu un impact...
Seslere bakılırsa arkadaşın epey eğleniyor.
On dirait que ton ami prend du plaisir.
Komisyonlar ve vergiden sonra... elinde 200 bin kalırsa sevinmeli.
Avec les commissions et les plus-values, elle aura de la chance de dégager 200 000.
O'Shea kazanırsa... Irving'i polis müdürü yapacak mı?
Et que si O'Shea gagne, il nommera Irving Chef de la Police?
Fedailerden, barmenlerden, DJ'lerden... geriye ne kalırsa onunla yetinmek zorundalar yani.
Après, elles s'occupent des videurs, des barmen, des DJs, elles gardent ce qui reste?
Ama O'Shea kazanırsa işim biter.
Mais si O'Shea gagne, je n'ai plus de boulot.
Eğer yanına biri yaklaşırsa ateş etmeye hazır ol.
Si quelqu'un approche, tu planques ton flingue.
Bana kalırsa gitmelisin.
Je pense que tu devrais y aller.
Dünya kendisini yok etmeye ne kadar odaklanırsa üzerinde yaşayan ölümsüz psikopatı o kadar çok az fark edecektir.
Plus le monde est occupé à s'autodétruire, moins il remarque un psychopathe immortel en son sein.
Durum göz önüne alınırsa evinize dönmek isteyeceğinizi anlıyorum.
Je comprends, vu les circonstances, si vous souhaitez rentrer chez vous.
Bu enerji insan anatomisi üzerinde doğru şekilde, uygun basınç noktalarına uygulanırsa insanı bayıltacaktır. "
"qui, si elle est appliquée sur les bons points de pression, " peut rendre un humain inconscient. "
Memurları iyi anlaşırsa Mesken daha iyi iş görür.
La Residence travaille mieux, quand les officiers s'entendent.
Sıçramanın yönüne bakılırsa kanın sahibi o yöne gitmiş.
L'éclaboussure indique que le donneur se dirigeait par là.
Bir adam size nazik davranırsa erkek arkadaşınız olmak zorunda.
Si un gars est sympa avec toi, tu dois être son petit ami.
Ne kadar enerji kullanırsa o kadar yoruluyor.
Plus elle utilise d'énergie, plus elle se fatigue.
Eğer bu fırsat, bu sebepten dolayı onun elinden alınırsa çok üzülürüm. - Bir dakika.
Je suis outrée qu'il y ait une possibilité que cette opportunité lui soit arrachée.
Ben böyleyim. eğer bu çeşit bir hal alırsa böyleyim.
Je le suis, quand j'ai affaire à ce genre de conduite.
Halkı kendine karşı kışkırtırsa kozu senin eline vermiş olur.
S'il se met la population à dos, il te donne son avantage.
Yaptıkları, eğer kanıtlanırsa olayları doğru-yanlış diye değerlendirenlerin onu sonsuza dek yanlış olarak görmelerini sağlar.
C'est un comportement criminel, si c'est prouvé, qui n'est pas en zone grise entre bon et méchant. et le classe comme méchant pour toujours.
Arkadaşların zıt taraflarda çalışırsa, alırsın.
Tu verras, quand tes amis travailleront pour la concurrence.
Yani, o senin müşterilerinden biriydi, değil mi? Yaşına bakılırsa.
Enfin, j'imagine que c'était un client, vu son âge.
Eğer yeniden düzenleme yapılırsa, O kadar uzun sürmeyecek. Tabii ki işbirliği yaptığını varsayıyorum.
Si tu dois être reconditionné, ça ne durera pas longtemps, à condition que tu coopères, bien sûr.
Görünüşe bakılırsa diğerleri de akşam yemeği beklerken burada kalakalmış.
Les autres attendent encore de dîner.
Söylediklerine bakılırsa adamın izini ararken onun hakkında bir şeyler öğrenmişsin.
Vous avez appris à le connaître en le traquant.
Bu şekilde konuştuğuna bakılırsa daha çok idam mangası yanlısı.
À ce qu'il dit, il préfère le peloton d'exécution.
Görünüşe bakılırsa Wyatt'ın adamları biriyle işlerini bitirip geride bırakmış.
Les hommes de Wyatt ont laissé un survivant, finalement.
Konuklar düzgün davranırsa kısa keselim.
S'il y a plus de visiteurs, on remballe.
Görünüşe bakılırsa buradaki arkadaşın herkesin ona inandığından çok daha yetenekli bir genç adam.
Il se trouve que ton ami est plus doué que vous ne le pensez tous.
Bu şekilde eğer A-moji bunun bir tuzak olduğunun farkına varırsa, en kötü fotoğrafı elimizde olacak.
Comme ça, si A-moji réalise que c'est un piège... Dans le pire scénario, on aura une photo d'elle.
İnternetten yaptığım kişilik testlerine bakılırsa çıkan sonuçlarım hepsi "sempatik" ve "çok sempatik".
Tous les tests de personnalité que j'ai faits sur Internet, indiquent que je suis toujours entre "aimable" et "très aimable".
İyi tarafından bakılırsa, en azından sonunda birlikte bir şeyler yaptılar.
Au moins, ils font enfin des trucs ensemble.
Eğer o romantizme kapılırsa büyüğü için harekete geç. O da şöyle bir şey :
Si elle est d'humeur romantique, tu peux essayer un truc un peu plus osé, comme ça.
- Ama ana şirket parayı çekmeye kalkışırsa...
Mais si Flagship essaie et se retire...
Daha fazla karşı önlem alırsa bu iş boyumuzu aşar.
Si cela prend plus de contre-mesures... nous sommes hors de notre profondeur ici.
Ama, bunlar mahkemeye taşınırsa jüri benim gibi düşünmeyecektir.
Mais, voyez-vous, si ça se termine au tribunal, le jury ne verra pas ça comme moi.
Düzeni bozan, vahşi ve açıkçası korkunç bir öğrenci bana sorun çıkartırsa mesele değil. Onu halledebilirim.
Si un mauvais élève perturbateur, violent, me pose problème, je peux gérer la situation.
Ne kadar uzun saklanırsa tadı da o kadar leziz olur.
Plus on le conserve, meilleur il est.
Şimdiyse kızına hayatta kalırsa yetim kaldığını söyleyeceğim.
Je vais devoir dire à sa fille, si elle survit, qu'elle est orpheline.
Sağ kalırsa benim olacak.
Si elle survit elle sera mienne.
Burada yaşamayı sürdürsek ve onlar çiftliği ele geçirmeye çalışırsa "Yaralı Yüz" deki gibi çatışsak?
Et si on continuait de vivre ici, et s'ils viennent, on fait une fusillade comme dans Scarface.
Bana kalırsa eski CIA.
Ex-CIA si je devais deviner.
Bana kalırsa MacDonald'dan daha iyi dans ediyor. - O Madonna bir kere.
Elle danse mieux que McDonald.
- Bizi bırakırsa zararlı çıkarız.
- S'il se recapitalise, ça nous nuit.
Elimde hisselerin olduğu ortada, değeri de yükseliyor. Ancak sen haklı çıkarsan ve şirketin hisseleri çakılırsa pozisyonum zora girer ve hisseleri satamam, yükselmesini bekler dururum.
Je vais libérer les actions, évidemment, ce qui vaut une petite larme, mais si vous avez vu juste et que cette compagnie coule, ma position est foutue et je les aurai pour toujours, dans l'attente de les recouvrer.
-... zararım karşılanırsa şanslı sayılırım.
- je serais heureux d'être à l'équilibre. - Non.
Duruma bakılırsa olabilir sanki.
Dans ce cas... Définitivement pour.
- Ve kazanırsa...
Et s'il gagne...
- Biri yaklaşırsa anlarız. - Nasıl çalıştığını biliyor musun?
Si quelqu'un essaie de s'approcher sournoisement, ceci nous préviendra.
Ne zaman şehre yeni bir poster asılırsa yayın olacak demek oluyor.
Quand des nouvelles affiches apparaissent en ville, c'est un signal qu'un message va arriver.