Rst translate French
167 parallel translation
Tırstı!
Elle se dégonfle!
Şu saat 6 : 00 haberleri her akşam tırstırıyor beni.
Le journal télévisé me terrifie chaque soir.
Cennette takım yok, Tanrı beni fırst-string yapamadı.
Ils ont pas d'équipe de football au ciel. Dieu n'a pas pu me caser!
Onu taşaklarından şişleyecektim ama tırstı ve köşeye sindi ve eğer gerçekten böyle hissediyorsan ayrılabiliriz dedi.
J'ai cru que j'allais les lui couper. Il a eu peur. Il est rentré chez lui.
Tırstın tabii.
Tu t'es écrasé.
O tırstı.
Il a eu la trouille.
Söyle... Ne zaman?
Quand rst-ce que tu le feras?
- Norm, tırstı
- Norm s'est dégonflé.
Tırstığı için dalga geçeceğinizden korktu.
Il a peur que vous vous moquiez de lui parce qu'il s'est dégonflé.
Korktu. Acayip tırstı. Yüzü şöyleydi...
Il a eu la pétoche, il grimaçait!
Sadece bir hanım evladı tırstı diye partiye son verecek değiliz.
C'est pas parce qu'une petite mauviette veut se tirer qu'on doit laisser tomber cette fete.
Üşüdüm ve tırstım.
J'ai froid et j'ai peur.
Küçük bir artçı depremden mi tırstınız?
Peur d'un peu réplique?
- Besbelli. Bu RST Video çağrısı.
Ici RST Video.
Bizler Büfe ve RST Video çalışanlarıyız.
On travaille chez Quick Stop et RST Video.
Tırstın mı yoksa?
Tu as peur?
- Nerde kaldınız? - Bu mal tırstı.
- Qu'est-ce y all pris si longtemps?
Tırstığımız zaman daha iyi savaşıyoruz.
On se bat mieux avec la peur.
Bok tırstı.
Il a les jetons.
- Ne oldu? Tırstın mı?
Tu as peur?
Tırstım.
J'ai été lâche.
[Girls] / At fi rst I was afraid I was petrified /
[Les filles] / At first I was afraid I was petrified /
- Hayır, Lisa tırstı.
Non, Lisa a calé.
Tırstın mı?
Effrayé.
Tırstın mı?
Effrayé?
Bu da sınırsız hırstır.
Et ça, c'est l'ambition. Sans limite.
Bizi hayvanlardan ayıran budur. Baş parmak değil, hırstır!
C'est ce qui nous sépare des animaux, tu sais, c'est pas les pouces opposables, c'est l'ambition!
Herif benden tırstığı için iyi de indirim yaptı.
J'ai eu une réduction grâce à mes techniques d'intimidation.
Antrenöre göre, onu odasında birkaç dakika yalnız bırakmış geri gelmiş, o gitmiş. Bence tırstı.
- Non, il était là, mais d'après son entraîneur, qui l'a laissé tout seul quelques minutes, quand il est revenu, il était parti!
Hayır, acayip tırstım ama adam birden özür dilemeye başladı.
J'étais tout comme, whaou, mais le Mec commence à s'excuser!
Gerçekten... Acayip tırstım.
Sérieux, j'ai flippé.
Tırstılar.
Ils ont pété les plombs.
Amirim deyince o bıyıklı olan nasıI tırstı gördün mü?
T'as vu comme il a eu peur quand j'ai parlé du commissaire?
Eğer adamı tırstırırsak, onu ele geçiremeden kendini havaya uçurur.
Si vous effrayez ce type, il se fera sauter avant que nous l'attrapions.
Tırstım. Ama?
- Je suis effrayé.
Ben saçımı kestim, tabii ki o tırstı.
J'ai coupé les miens, et bien sûr elle ne l'avait pas fait.
Çok tırstım.
- J'ai eu la chair de poule.
Tırstın mı lan yoksa?
T'as un pet de travers?
Bana mı söylüyorsun. Ben tırstım.
J'ai fait dans mon froc en le voyant aujourd'hui!
Ne o yoksa tırstın mı, sikik?
Tu fais dans ton froc, maintenant?
Tırstım.
Je me suis dégonflé.
Acaba iyiden iyiye keçileri mi kaçırmıştınız yoksa tırstınız mı?
Je me demande si vous avez vraiment pété les plombs, ou s'il ne s'agissait que de lâcheté.
- Köpekten tırstın mı?
- Hé, t'as peur du chien?
- Pete tırstı.
- Pete s'est dégonflé.
Siz tırstıysanız, tamam.
Si vous vous dégonflez, pas de problème.
N'oldu, tırstınız mı?
On en est où?
Şimdiden tırstım bile.
C'est une série à l'humour pipi-caca, qui ne développe pas vos esprits.
Gerçekten tırstım.
J'ai vraiment peur..
Nick deneyecekti, ama tırstı.
- Non, merci.
- Hadi bakalım. - Felaket tırstım şimdi.
Je suis terrifié.
- Fena tırstı.
Cool!