English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ R ] / Rt

Rt translate French

39,177 parallel translation
Dışarıdaki sıçanlar arasından bizi seçtiler ve majestelerinin değerli gücünü tırtıklamamıza izin verdiler.
On nous a donc choisis parmi les autres rats et on nous laisse grignoter la magie de son altesse royale.
# Kar, sulu kar veya yağmur ihtimali yok # # Ama şimdi fırtına #
♪ Aucune chance qu'il neige ou ne pleuve ♪ ♪ Mais maintenant vous voyez un ouragan ♪ Boo!
Yerler ayırtılmış olsa ve hepimizin bileti olsa sorun çıkmazdı.
Si on avait déjà tous des billets, ça ne m'aurait pas dérangé.
Sırtım pek iyi değil.
J'ai le dos un peu cassé.
Sırtımızda zaten bir iç soruşturma var.
- On a une enquête interne sur le dos.
Brabant sırtımızdayken pek bir şey yapamayız.
Ce sera pas évident, avec Brabant sur le dos.
Bir fırt da sen ister misin Küçük Johnny?
Ta gueule, putain. T'en veux aussi, petit Johnny?
Sırtındaki.
Dans votre dos.
Ona öylece sırtımızı mı dönelim yani?
Allez! Frankie, viens à mon secours.
Sadece üçümüz, viski yudumladık ve "Buz Fırtınası" filmini izledik.
On a siroté du whisky en regardant The Ice Storm.
Konuşan Yırtıcı Kuş, kafalarını ezmeye hazırım.
Ici l'équipe Rapace, prêt à botter des culs.
Yırtıcı kuş ana süite ilerliyor.
Rapace en mouvement dans la suite du maître.
- Yırtıcı kuş, durum nedir?
Rapace, comment on s'en sort?
Yırtıcı Kuş 45 dk. uzakta.
Raptor est à 45 minutes.
Kobra, konumunu koru,... ama Kaplan ve Yırtıcı Kuş gelince harekete hazır ol.
Equipe Cobra, rester en position, Mais soyez prêt à y aller dès que les équipes Tigre et Raptor arrivent.
Sırtımda ve boynumda birinin ayakları var.
J'ai du mal à respirer. Et puis... ça commence.
Birisi sırtıma ve boynuma ayaklarıyla basıyor.
Quelqu'un a son pied sur ma nuque et sur mon dos.
Başka ne olabilirdi ki? Şaşırtıcı değil. Ama o günün detaylarını duymak aslında ne yaptıkları veya yapmadıkları bir şekilde daha trajik.
Mais connaître les détails de cette journée, ce qu'ils ont vraiment fait ou omis de faire... c'est encore plus tragique.
Profesyonel bilgisini düşünürsek şaşırtıcı değil bu.
Ce n'est pas étonnant, vu ses compétences professionnelles.
Sırtıma bir sopa indi sanki
" Comme un bâton sur mon dos c'était
Sırtım ağrımaya başladığında
" Et quand mon dos se mit à me brûler
Başkasına yaptırtırmış.
Il engage de la main-d'œuvre.
Seni gücendirdiyse eserleri kaldırtırım.
J'enlèverai les artefacts, s'ils te dérangent.
Ama bir şirketi tek müşterinin sırtına yaslayamazsın.
Mais tu ne peux monter une entreprise grâce à un seul client.
Sorum şu ki ; bir alkolikle normal bir şekilde eğlenen üniversite öğrencisini birbirinden nasıl ayırt ederim?
Ma question est, comme puis-je discerner une véritable alcoolique d'une étudiante normale qui s'amuse?
Sırtına yüklen!
Donne tout!
Sırtım da kötü.
Mon dos est détruit lui aussi!
Çok talihsiz olurdu ama fırtınayla başa çıkmasını biliriz.
Ce serait regrettable, mais nous résisterions à la tempête.
İşimi sevip onda iyi olmak istemem seni şaşırtıyor mu?
Ca vous choque que j'aime mon boulot et que je veuille le faire bien?
Jim, beni şaşırtıp duruyorsun.
Jim, tu continues de me surprendre.
Bir süre sonra kulağa cızırtı gibi geliyor değil mi?
Ca devient presque un bruit de fond au bout d'un moment.
Belki de, ama o gün gelene kadar ona asla sırtımı dönmeyeceğim.
Peut-être. Mais jusqu'à ce jour arrive, je ne lui tournerai jamais le dos.
Sırtından bıçaklandığı yetmemiş gibi ölümünde bile saygısızlığa uğradı.
Et quelle a été sa récompense? Non seulement elle a pris un couteau dans le dos... mais même dans sa mort, sa mémoire est profanée.
Neden ona sırtını döndün?
Pourquoi le trahir?
Senin için yaptığı onca şeyden sonra gerçekten de ona sırtını mı döneceksin?
Tu le trahirais vraiment, après tout ce qu'il a fait pour toi?
Senin de Oswald'a sırt çevirdiğine inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que toi aussi, tu puisses trahir Pingouin.
- Şaşırtıcı gerçekten. İçinde bulunduğun bütün ilişkilerin acı bittiğini düşünürsek özellikle.
- Surprenant, vraiment, étant donné que chaque relation que vous ayez entamée s'est terminée par un drame.
Şaşırtıcı değil tabii bu. Her gün gerçek kimliğinden kaçıyorsun zaten çünkü.
Ce n'est pas surprenant, considérant que vous avez fui votre vrai vous chaque jour de votre vie.
Hangisi daha fazla şaşırtıyor?
Qu'y a-t-il de plus choquant?
Monterey'nin görkemli yırtıcısına yakışan kaderden?
Un sort digne du fameux éventreur de Monterey?
Biliyorsun, bu kadar uzun süre insan olarak kalabilmen çok şaşırtıcı.
C'est choquant que tu ais réussi à rester humain si longtemps.
Donovan'ın gizemli babasından o zımbırtıyı çaldım.
J'ai volé ce tas de ferraille au mystérieux père de Donovan.
Bütün bu zımbırtı halledilene kadar evden çıkmasına izin vermemelisin, tamam mı?
Du coup, tu ne dois pas la laisser quitter le penthouse jusqu'à ce que tout ce bazar soit résolu. Compris? Ta mère est partie.
Kaburgaları kırılmış, dalağı yırtılmış ve muhtemelen beyin kanaması geçirmiş.
Eh bien, il a eu des côtes fracturées, rupture de la rate Et la probabilité de saignement dans le crâne, qui va complètement sucer.
Çıplak herifin teki gergedanın sırtına atlamaya çalışıyor.
Il croit qu'il peut sauter sur le dos d'un rhinocéros.
Eğer saldırgan bu stroop denen zımbırtıyı kredi kartıyla almışsa kendisini buluruz.
Donc si le tireur a acheté ce stroop... qu'importe son nom... avec sa carte de crédit, on peut trouver qui il est.
Belki korkudan altına kaçırtırsam fikrini değiştirebilir.
Peut-être qu'elle changera d'avis après que j'ai transformé son monde en un cauchemar de relâchement de sphincters
Elinde tutman için sana yardımcı olması seni gerçekten bu kadar şaşırtıyor mu?
Ça vous surprend vraiment qu'elle ait voulu vous aider à la protéger?
Tropikal fırtınalar.
Tempête tropicale.
Bu suçlular bizi kışkırtıyor, bizde onlara uyalım mı?
Ces criminels nous poussent à monter d'un cran, nous allons leur répondre.
Sırtını ovmamı ister misin?
Tu veux que je te frotte le dos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]