Rufus translate French
717 parallel translation
Freedonia'nın ileri görüşlü, yeni bir lidere ihtiyacı var, aynen Rufus T. Firefly gibi!
Fredonia a besoin d'un nouveau chef progressif. D'un homme comme Rufus T. Firefly!
Rufus T. Firefly!
Rufus T. Firefly!
Duyduğuma göre, bayan Teasdale Rufus T. Firefly'den hoşlanıyormuş.
J'ai entendu dire que Mme Teasdale a un faible pour Rufus T. Firefly.
Sayın Ekselansları Rufus T. Firefly!
Son Excellence Rufus T. Firefly!
Ah, Rufus!
O Rufus!
- Size sadece itibarımı sunabilirim.
- Je ne supporterai pas un Rufus de votre part.
Rufus, ne düşünüyorsunuz?
Rufus. À quoi pensez-vous?
Sayın Ekselans Rufus T. Firefly.
Son Excellence Rufus T. Firefly.
Ben Rufus T...
Rufus T...
Ben Rufus T. Firefly, düşman tarafından desteklenen...
Rufus T. Firefly. Retransmis grâce au soutien de l'ennemi...
BİNBAŞI RUFUS COBB EDİTÖR
MAJOR RUFUS COBB RÉDACTEUR ET ÉDITEUR
Babam Albay Rufus Quale'in şerefine.
À mon père, le colonel Rufus Quale.
- Şu, Albay Plummer. - Rufus J. Plummer.
- Ce colonel Plummer.
Daha dük vardı. İşverenim, Lord Ascoyne D'Ascoyne. Amiral Lord Horatio D'Ascoyne vardı.
Il y avait le duc Puis mon patron, Lord D'Ascoyne L'Amiral Lord Horatio D'Ascoyne Le Général Lord Rufus D'Ascoyne Lady Agatha D'Ascoyne.
General Lord Rufus D'Ascoyne, diğer taraftan Güney Afrika'nın en belalı cephelerinde nasıl savaştığını anlatmaktan asla yorulmayan bu adam daha kolay bir lokmaydı.
Le Général Lord Rufus D'Ascoyne, par contre qui racontait volontiers ses exploits contre les Boers était un problème assez facile.
Eden Müzesinde mutlaka böyle bir polisleri olmalı.
- Vous l'appréciez? - Il ressemble à mon oncle Rufus.
Rufus, klanın başı, Taş Devri'nden çıkmış gibidir.
Rufus, le chef du clan, est encore à l'âge de pierre.
Rufus'a söyle, bir dahaki sefere burayı tümden yakacağım.
Dites à Rufus que, la prochaine fois, je brûlerai tout.
Rufus bunu duyana kadar bekle!
Attendez que Rufus soit au courant.
Yaşlı Rufus'la Başkan birbirlerinden nefret ediyorlar. İkisinden biri Büyük Çamur'un denetimini alırsa, olacakları düşünmekten korkuyorum.
Le vieux Rufus et le Major se haïssent tant que si l'un d'eux dirigeait Big Muddy, j'ai peur de ce qui se passerait.
Zavallı Rufus'cuğum.
Pauvre Rufus.
Kim var orada?
Qui est-ce? Qui est là? Rufus!
Rufus, Dragon!
Jenkins! Venez.
Hey, Rufus, Powder.
Salut, Rufus, Powder.
- selam, Rufus.
- Hat. - Salut, Rufus.
Rufus ve powder'i çevirdi ve miles city deki bir banka soygunu için arandıklarını söyledi.
Rufus et Powder avaient braqué une banque à Miles City.
- peki, o iş bulamadı, sanırım.
- Rufus a braqué une banque?
ALBAY RUFUS G. BRATTON G-2 Ordu Komutanı, Uzak Doğu Bölümü
Chef des renseignements Extrême-Orient
Ben Snake River Rufus Krile, evimden çok uzaktayım.
Rufus Knile est loin de chez lui.
Snake River Rufus Krile yaptı sanırım.
Un nommé Rufus Crile.
Biliyorsun motor olayını.
Hier soir, ils ont arrêté Rufus et Midnight Cowboy.
Bay Rufus Τhοmas!
M, Rufus Thomas!
İşte Bay Rufus Τhοmas!
Hé, M, Rufus Thomas!
Ηadi Rufus, söyle οnlara.
Allez, Rufus, dites-leur,
Bir su soğutucusu iki teksir makinası ve ağır işiten bina hademesi Rufus McBride vuruldu.
Les blessés : un distributeur d'eau, deux machines à polycopier et Rufus McBride, un concierge sourd.
Stoney Walker oyuna giriyor ve Rufus Middleton çıkıyor.
Stoney Walker entre tandis que Rufus Middleton sort,
Rufus Middleton. Evet. 26'da ikinci ve altıncı.
Alors, les 2 et 6 sont sur la ligne des 26 mètres.
- O kimdi Rufus?
Qui c'est, Rufus?
Rufus demin kasabadan döndü.
Rufus revient de la ville.
Harriet Rufus, bütün gün bozuk para atıp..... yoldan geçen kızlara laf attığınızı söylüyor.
Harriet Rufus dit que vous passez votre temps à jouer et à faire du plat aux filles.
- Harriet Rufus salağın biri.
- Harriet Rufus est un abruti.
Rufus.
Rufus! Merci beaucoup, mon vieux.
Rufus ondan korkuyor. West geldiği zaman kaçıp saklanıyor.
Rufus a peur de lui et se cache dès qu'il entre.
Rufus her zaman kaçıp saklanır. Bu onun olağan davranışı.
Attitude normale pour un chat.
- J neyin kısaltılmışı?
- Rufus J Plummer.
- Amcam Rufus'a çok benziyor.
Merci.
Rufus nerede? Burada değil.
Où est Rufus?
Evet Rufus?
Oui, Rufus?
Rufus!
Rufus!
yavaşça dön, Rufus.
Retourne-toi lentement, Rufus.
ne yapçağımı bilemedim. Rufus bir banka mı soydu?
Je sais pas quoi faire.