English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ R ] / Ruhsat

Ruhsat translate French

1,630 parallel translation
Ehliyet ve ruhsat.
Votre permis, je vous prie.
Bayan Cancun'un dediğine göre Yedinci Peçe gevşek bir kimlik politikası olmasına rağmen içki ruhsatını kaybetmemenin bir yolunu bulmuş.
Elle dit que le Seventh Veil a une façon intéressante de conserver sa licence 4, malgré son indulgence sur la clientèle.
Loretta Cancun, Yedinci Peçe'nin içki ruhsatını enteresan bir şekilde koruduğunu söylüyordu.
Loretta Cancun dit que le Seventh Veil a un moyen intéressant de conserver sa licence 4.
Müşterinin usulüne uygun şekilde fatura ve ruhsat aldığını söyle. Tüm müşterilerim gibi.
Le client a un reçu, l'immatriculation est en règle.
Aydınlatma ruhsatını aldın, değil mi? O geldi.
Vous avez la concession des ampoules électriques, non?
Bu Shogunate'nin ruhsatı.
C'est le sceau du bakufu.
Sürdürdüğüm soruşturma bitinceye kadar ticaret ruhsatınızı askıya alıyorum.
Pendant la durée de mon enquête je suspends votre licence.
Senin o küçük muzipliğin ticaret ruhsatımıza mal oldu.
- Ta blague nous a coûté notre licence.
Ehliyet ve ruhsat,
Permis et carte grise.
Ruhsat,
Papiers.
- Ruhsat geliyor, dostum,
- Il cherche, cousin.
Eğer ruhsatın yoksa Korkarım araba kalacak, şimdi dışarı,
Si vous n'avez pas les papiers, la voiture reste ici. Maintenant, sortez.
Ehliyet ve ruhsat.
Permis de conduire, carte grise.
... kendine bir içki ruhsatı alsın ya da kendini becersin.
Qu'elle obtienne le droit de vendre de l'alcool ou qu'elle crève! David!
- Ehliyet ve ruhsat.
- Permis et carte grise.
Lütfen ehliyet ve ruhsatınızı verin.
Veuillez me montrer votre permis et votre carte grise.
Arabam arabana karşı. Yarınki yarışta ruhsatına yarışalım.
Ma voiture contre la tienne comme enjeu de la course.
Ne diyorsun? Ruhsatına?
Qu'est-ce que tu en dis?
Ruhsatına yarıştık.
Le gagnant ramasse la voiture du perdant.
Afedersin ama, öğrenme ruhsatımı gelecek hafta alıyorum ve...
Je te ferai dire que je passe mon permis la semaine prochaine et...
Bir şey daha var. Bir shotgun'ınız var mı, ya da ruhsatınız?
Vous possédez ou vous avez accès à un fusil de chasse?
Ayrıca kabul etmek zorunda değil, geçici ruhsat alır. Ya da yargıca başvurabilir değil mi?
Et puis faut pas qu'il se laisse faire, il peut leur faire un procès.
Çalışma ruhsatı da iptal edildi.
et on lui a retiré le droit d'exercer son métier.
Buranın içki ruhsatı var.
Ils ont un permis d'alcool, ici.
Peşimdeler ahbap. Ruhsatım iptal edilmişti.
Je les ai au cul et on m'a retiré mon permis.
Bu da ruhsatı.
Voici les papiers.
Ruhsatın olduğunu sanmıyorum, değil mi?
Vous n'avez pas de permis, je suppose.
Afedersiniz ama o silahın ruhsatı var mı?
Excusez-moi. Ces fusils, sont-ils enregistrés?
Bu yüzden mi tabanca ruhsatı için başvurdun?
C'est pourquoi vous avez fait une demande de permis de port d'armes?
Bu yüzden ben de barmen ruhsatı almaya karar verdim.
Alors, j'ai décidé d'obtenir mon certificat de barman.
Ruhsatımı kaybedebilirim.
Je pourrais perdre ma licence.
Ne ruhsatı?
Quelle licence?
Veya silah taşıma ruhsatı bulunan herhangi biri.
Et tous ceux qui détiennent une arme.
Bunlardan birinin silah taşıma ruhsatı var mı diye öğrenmek istiyorum.
Je voudrais savoir si l'un d'eux a une arme.
Bu ruhsat levhasından daha iyidir.
C'est mieux qu'une plaque d'immatriculation.
Ehliyeti ve ruhsatımı da istersiniz herhalde.
Je présume que vous voulez mon permis et ma carte...
Ehliyet ve ruhsat lütfen.
Permis et carte grise, s'il vous plaît.
Ehliyet ve ruhsat lütfen.
Permis de conduire et assurance, SVP.
Fakat ruhsatında Butch Raleigh.
Mais elle est enregistrée à un Butch Ralleigh.
Ruhsatı olmayan vergi ödemeyen adamların kullandıklarından mı?
Pas de permis, pas de taxes. C'est ça?
Ruhsatımız ve iznimiz var, yani.
On a une licence et une assurance.
Ehliyet ve ruhsat lütfen?
Votre permis de conduire, je vous prie.
Çok sayıda silah taşıma ruhsatı vardı.
il avait un permis de port d'armes de toutes sortes.
O silah için ruhsatınız var mı?
Vous avez un permis pour cette arme-là?
Gidip ruhsatı getireyim.
Je vais aller de ce pas chercher ce papier rouge.
Geçen ay inşaatçılık ruhsatı sınavını neredeyse geçtiğinden beri.
- Depuis quand? - Il a presque réussi à obtenir son permis d'entrepreneur le mois dernier.
Yazılı sınavda küfür kullanmasaydı ruhsatını almıştı.
Il l'a loupé de peu. S'il n'avait pas écrit tant de gros mots,
Ama ağabey, ruhsat için çok çalışıyor.
Mais, frérot, il est vraiment motivé pour ce permis.
Ehliyet ve ruhsat, lütfen.
Permis et carte grise, s'il vous plaît.
İyi günler Bayan Roby.Ehliyet ve ruhsat yanınızda mı?
Ça va.
Ruhsatınız yok.
Tu as un permis?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]