Rut translate French
221 parallel translation
Daha ilk günden onun peşine düşmesi garip üniversite öğrencileri gibi.
C'est étrange de passer sa première journée à courir après elle comme un collégien en rut.
Ruth, onu demek istemedim.
Rut, je n'ai pas voulu dire ça.
- Bunu atlatmak zorundasın, Ruth!
Tu dois t'en remettre, rut.
Canım Ruth, o kadar acı mı?
Ma chère rut... c'est si dur que ça?
Ruth, Tanrı aşkına!
Rut, pour l'amour du ciel!
Ya Ruth'u rahat bırakırsın ya da ayrılırım.
Laissez rut tranquille ou je démissionne!
İşte Ruth! Onu tanıdığını bilmiyordum. Farklı okullara gittik.
C'est rut... tu la connais?
Seni uçkur düşkünü köpek seni!
Chien en rut.
Kancık kovalayan köpeklerinki gibi.
Comme un chien en rut.
Yılda sadece bir kez bir araya gelirlermiş o da çiftleşme dönemlerinde.
Ils ne vivent en couple qu'une fois par an, pendant la période de rut.
Evet, çiftleşme dönemi beni de çağırıyor sanırım!
Moi aussi, je suis en rut!
Belki Abaza olabiliriz ama aptal değiliz.
On est peut-être des bêtes en rut, mais on n'est pas abrutis.
- Bir ev hayvanı gibi.
- Comme un animal en rut.
Dün gece kırmızı noktada Azgın Ördekleri izledik.
On a regardé des canards en rut à l'émission Bleu nuit.
İçimizde en kızışmış olan o.
C'est lui le plus en rut!
Dinleyin, dev gibi bir maymundan kaçan bir genç kız var.
Ecoutez, il y a une jeune fille qui fuit un énorme singe en rut.
Abaza olmanı anlayabiliyorum, Fritz, ama nefesin kötü.
Je peux comprendre que tu sois en rut, fritz... mais t'as mauvaise haleine.
Kadının biri, azgın kediden beter.
Les femelles ça te colle pire qu'un taureau en rut.
Yiyişen iki maymun gibiler.
Ils ont l'air d'un couple de singes en rut
Belki Pee Wee ye karşı azgın duygular besliyordur.
Peut-être qu'une naine en rut l'attend quelque part.
Bu epey azgın yarrak demek.
Ça fait beaucoup de gars en rut.
"İtirazın olur mu?" Seni aşağılık bir domuzdan ayıran topu topu bu üç kelime mi yani?
"Ca vous embêterait?" Ces trois mots sont tout ce qui te différencie d'un porc en rut.
Eğer onlardan etkilenecek olursam, azgın bir domuzdan farkım olmaz.
Mais si je m'y adonnais, je ne serais qu'un cochon en rut.
Mutlu, şarkı söyleyen, dans eden azgın bir domuz.
Un joyeux cochon en rut dansant et chantant.
Tanıdığım en zeki, en duygusal adamı bir deniz filinin ahlakına ve bir sargı bezinin zekasına sahip bir adam için terk edecektim.
J'allais abandonner un homme sensible et intelligent pour un homme possédant la mentalité d'un éléphant en rut et l'intelligence d'une linotte.
Seni abaza yaşlı keçi.
Espèce de vieux bouc en rut.
Neden şikayet edeyim ki? Biz gerçek erkeklere biraz daha azgın hatun kalır.
Mais je ne m'en plains pas, ça laisse plus de garces en rut pour nous, les vrais hommes!
Çiftleşme sezonu sanırım.
C'est la saison du rut?
Buralarda dolaşan tipleri dikkate alırsan, bu pek iyi bir fikir değil.
Avec ces ivrognes en rut qui rôdent encore dans le coin, ce n'est pas une bonne idée.
Çiftleşen bir gergedan kadar cinsel kapasitesi olan milyoner bir aristokrat olmadığım gerçeği sinir bozucu bir hale geldi.
Ne pas être un aristocrate richissime avec la vigueur sexuelle d'un rhinocéros en rut est un regret constant.
- Şey, kızgındır!
- Ben, il est en rut!
Barbie'yi güzel giydirmek ve tüm aksesuarlarıyla donatmak lazım. Yatırıp da, bir sürü azmış Ken'ler tarafından okşanması değil.
Barbie devait être bien habillée et accessoirisée, pas être allongée et massée par un groupe de Ken en rut.
Şişik, Huysuz ve Azgın.
Bouffie, Ronchonne et En Rut.
Hasta bir aşığın ön kapıda deli gibi koşarak pencereye ateş etmesini kaldıramam.
Je refuse que des étalons en rut prennent le mors aux dents devant ma porte et tirent sur mes fenêtres!
Tıpkı kızarmış bir mürekkep balığı gibi ama boş konuşan cinsinden. Zavallı mahlûkat.
Elle est comme un céphalopode en rut, mais BCBG.
Tamam, Lui biraz soğuktu ama... Pis bir iguana gibi bana dilini çıkaran ve sabahın üçünde ağaçların üstünde tüneyen çatlak bir ağaç katiliyle sürterken bana nasıl ucuzluktan söz edebiliyorsun sen?
Tu peux parler, toi qui frayes avec un élagueur qui fait claquer sa langue d'iguane en rut tout en se tripotant à 3 heures du matin!
Azmış bir sekreter gibi yapacaksın.
Comme une secrétaire en rut.
Aptal, azgın sekreterler.
Ces connes de secrétaires en rut.
"Ben azgın bir sekreterim" de.
Dis : "Je suis une secrétaire en rut."
Ben azgın bir sekreterim.
Je suis une secrétaire en rut.
Aptal bir kız varken, bir erkeğin azgınlığı için sağlığınızı bozmayın.
Ne vous usez pas avec un homme en rut... Laissez cela à une idiote.
Ama kanın Venüs'ünkinden de daha fazla kaynıyormuş. Git buradan! Ve de kızışınca gözü dönen o şımarık hayvanlardan.
Vous avez plus de fureurs dans votre sang que Vénus ou que ces bêtes repues que met en rut une sensualité sauvage.
Bebeğim sen azgın bir rahibesin.
T'es vraiment une sacree comique. Tu fais une putain de nonne en rut.
Toz Haline Getirilmiş Azgın Dönemindeki Erkek Geyik Dölü.
POUDRE D'ÉJACULAT DU CERF à la saison du rut
- Evet, şey, Steve bir abaza.
- Oui, Steve est en rut.
- Nasıl abaza?
- En rut comment?
- Bitti mi? - Evet. EIaine'in eskizlerine iltifat etmeye başladım meğer PauIa'nınmış.
Parce qu'un garagiste travaille toute la journée avec ses mains et ses gros bras sur des machines, et le soir, il rentre en rut, comme Stanley Kowalski.
"Azgın" gönüllü timsahın çiftleşme töreni.
J'aime bien les femmes qui savent ce qu'elles aiment faire. Le rituel de séduction du pilier de bar en rut.
Rut mu?
- Rud
- Tarla kuşlarının şarkısı da bunu gösterir. - Rut!
Pareil, si l'alouette chante
Sadece, senin... küçük, azgın şeytanınım.
Rien qu'un petit diable en rut.