Ryan translate French
11,559 parallel translation
Ryan bana suikast düzenledi. - Keskin nişancı kozunu oynuyor.
Bien sûr, le Capitaine pourrait
İşte hikaye, Ryan'la birlikte Tatlı İntikam'ı kurduğumuzda bu işte ne kadar çok para olduğunun farkında değildik.
Peut-être que c'est pour ça que nous n'arrivons pas à identifier la drogue utilisée pour assommer Sherman. C'était un tranquillisant pour animaux.
Ama Ryan bizim site başarılı olsun ya da olmasın onunla bağlantılı sitelerden on kat fazla para kazanacaktı.
D'accord, merci, docteur. Comment peux-tu l'avoir laissée si près de la route?
Ama ikinci mermiyi bulduktan sonra Ward'un ya da Ryan Brooks'un peşine düşecektiniz.
Becka Wilshaw, et vous venez juste de tirer sur mon frère!
Ama daha fazlasını duymak istiyorum Ryan'la senin neler planladığınızı ya da bunu nasıl çözeceğinizi.
Mais j'ai envie d'en savoir plus, ce que Ryan et toi avaient prévu, ou comment vous allez faire.
Ya da mankenlik anlaşması imzaladığını ya da beni Ryan Gosling için terk ettiğini.
Ou un contrat de mannequinat, ou que tu m'a laissé pour Ryan Gosling.
Ama Ryan...
Mais Ryan...
Ryan becerdin.
Ryan est foutu.
Dürüst olmak gerekirse, Jay, ben senin için endişelenmiyorum. Ama Ryan, yapması gereken çok iş var. Tartım öncesi.
Je ne m'en fais pas pour toi, Jay, mais Ryan a du boulot avant la pesée.
Ryan, sana söylemeliyim.
Ryan, je te le dis.
Kesmeye odaklan ve Ryan'ı yolunda tut. Çünkü kilo almazsa, Bu hiç bitmeyen bir bok şovu.
Concentrez-vous sur la perte de poids et occupez-vous de Ryan, parce que s'il n'est pas au poids, ça va foutre un bordel pas possible.
Neden Ryan Wheeler'la aynı anlaşmaya varamıyorum?
Et je pourrais pas avoir le même arrangement que Wheeler?
Bilmiyoruz, Ryan.
On en sait rien, Ryan.
O Ryan Kahrolası Wheeler değil - Dünya şampiyonu!
Il n'est pas ce putain de Ryan Wheeler - champion du monde!
Hiç bir şey duymadın... Salophiliac, Ryan?
Avez vous déjà entendu parler d'un... salophile?
Ryan ağır ağır yaptı.
Ryan est bon pour la pesée.
- Ben Dedektif Beckett, bu da Dedektif Ryan.
Je suis l'inspecteur Beckett. C'est l'inspecteur Ryan.
Ryan, bak.
Ryan.
Ryan, Wally'nin kaybolduğu gece, deponun oradaki sokak kameraları ve güvenlik kameraları görüntülerine bakar mısın?
Ryan, tu pourrais regarder les caméras de sécurité et de surveillance près de l'entrepôt de Wally la nuit de sa disparition?
Hey, geri çekil, Ryan.
Arrête, Ryan.
Ryan Jerome'a, Brian D. Aitken'e karşı açılan davalar.
People v. Ryan Jerome, ou l'affaire Ryan D. Atkins.
Evet, Ryan'ı arıyordum.
Oui, je cherche Ryan.
Bu Ryan değil.
Pas Ryan.
Sakın, Ryan.
Ne fais pas ça, Ryan.
Ben, Ryan Seacrest tipiyim ve Mr. Peanutbutter's Hollywoo Heist setindeyim.
Je suis une sorte de Ryan Seacrest et je suis sur le plateau du film Le Casse de M. Peanutbutter.
Ryan Gosling'in'Not Defteri'nde dediği gibi...
Comme Ryan Gosling dit dans N'oublie jamais "...
Ryan Gosling'in ne dediği umurumda değil.
Je me fous de ce que dit Ryan Gosling.
Ryan Greene'e ait ceset bu sabah varoş mahallenin bir çöplüğünde bulundu.
Le corps de Ryan Greene a été trouvé dans une poubelle à ordures dans un quartier de sans abris ce matin.
Ryan Greene'nin telefonu az önce açıltı.
Le téléphone de Ryan Greene vient d'être allumé.
Ryan Greene'yi bizi ortaya çıkarmak için kullandı kendi adamını vurdu.
Ryan Greene pour nous leurrer de la même manière qu'il a feint sa propre capture pour ta rançon.
Ee Ryan nasıl karşılıyor bu olanları? Ben...
Comment Ryan gère tout ça?
Ryan'a göster onu. Evet.
Et tu la montreras à Ryan.
Gözlerimi yoldan ayırmamam gerek. Ryan'a ne söyleyeceğiz?
J'dois garder mes yeux ouverts sur la route.
Bu alengirli işten falan mı bahsedeceğiz?
Qu'est-ce qu'on va dire à Ryan? Comment fait-on à propos de cette affaire délicate?
Önemli değil Ryan, toplamak zorunda değilsin. Ev, enkaz gibi şu an.
C'est bon, Ryan, tu ne dois pas... tu n'es pas obligé... cet endroit est un putain de bordel.
42 yaşında, Donanma Komutanı Ryan Barnes'ın eşi.
42 ans femme du Commandant de la Navy Ryan Barnes.
Komutan Ryan Barnes, 30'dan fazla görev deneyimi olan bol madalyalı bir Donanma Askeri.
Le Commandant Ryan Barnes est hautement décoré des NAVY SEAL avec pas moins de 30 missions à son actif.
Bakın, Val ve Ryan arasında bir şeyler oluyordu.
Il se passait quelque chose entre Val et Ryan.
Ryan, Rachel'ın her etrafında oluşunda diken üzerindeydi.
Elle était sur les bords chaque fois que Ryan tournait autour de Rachel.
Çünkü her şeyi yanlış anladığıma, Ryan'ın Rachel'a asla zarar vermeyeceğine dair bana yemin etti.
Parce qu'elle m'a jurée que j'avais tout faux, que Ryan ne ferait jamais de mal à Rachel.
Ryan Barnes'ın mazereti hakkında Donanma Özel Harp Ekibi'ni araştırıyordum.
Je cherchais des informations avec le groupe de guerre spécialisé de la Marine sur l'alibi de Ryan Barnes.
Resepsiyon, Rachel ve Ryan'ın dün giriş yaptıklarını, ama o zamandan beri... -... kimse onları görmemiş.
La réception a déclaré que Rachel et Ryan étaient présents hier mais personne ne les a vu depuis.
Ryan bizi kandırmış.
Ryan nous a eu.
Dedektif Ryan, şoför ile ilgili bulabildiğin her şeyi getir.
Détective Ryan, trouvez moi tout ce que vous pouvez sur ce conducteur.
Ryan'ın tutamadığı koca bir ağzı olduğundan bunları biliyorsun.
Ryan a une grande bouche. C'est comme ça que vous savez.
Ryan Brooks bu yüzden seni öldürmek istiyordu değil mi?
Votre victime a pris ses jambes à son cou.
Onlar hep Ryan'ın.
Nous aurions dû la ramener, ou au moins lui enlever les menottes.
- Ryan.
- Ryan.
Ryan ne diyor?
Qu'est-ce que Ryan en dit?
- Cam?
Je pense que je pourrais être un peu moins "Ryan Gosling" Ok.
Ben de daha az Ryan Gosling gibi olup biraz daha sıradan bir adam gibi olabilirmişim diyorum.
et un peu plus "comme tous les hommes".