Rüya mı translate French
1,519 parallel translation
Rüya mı görmeliyim?
Rêver tout le long?
Yoksa rüya mı bu?
Si ce n'est pas un rêve
# Yoksa rüya mı?
Ou est-ce un rêve?
Bu sadece bir rüya mıydı? Tanrı seni korusun Florida!
Dieu bénisse la Floride!
Bu bir rüya mıydı?
Était-ce un rêve?
Rüya mı?
Des reves?
- Rüya mı?
- Des rêves?
Bir rüya mıydı yoksa, ha?
C'était un rêve, hein?
Kötü bir rüya mı gördün?
Tu as fait un cauchemar?
Bu bir rüya mı? Tavşan kulakları.
Ça par exemple... des oreilles de lapin.
Banyomu mu temizledin yoksa ben rüya mı gördüm?
Tu as nettoyé les toilettes ou j'ai rêvé?
Rüya mı görüyorum?
Je ne rêve pas?
Yoksa gerçek olan bir rüya mısın?
Es-tu un rêve devenu réalité?
- Kötü bir rüya mı gördün?
Un cauchemar? Oui.
- Diğerinde rüya görmemem lazım.
- Là-bas, je ne suis pas censé rêver.
Sana zaten söylemiştim bunu. Jackie beni sakinleştiriyordu, çünkü Fez benimle ilgili seksi bir rüya görmüştü.
Jackie m'a consolé parce que je flippais à cause du rêve érotique de Fez.
Hyde'a benim hakkımda rüya görüğünü söylemen lazım.
Raconte à Hyde ton rêve érotique.
Bakın, bir rüya gördüm... ve gayet erotikti. İki kızla mı? Tabi ki.
Deux filles?
Ben hemşire gibi giyinmişim. Tamamen kafayı yemiştim, Jackie sadece beni sakinleştiriyordu. Yani, anladın işte, Fez benimle ilgili erotik rüya görmüş.
J'étais infirmière dans son rêve, alors j'ai complètement flippé et Jackie m'a réconforté... parce que Fez a fait un rêve érotique à propos de moi.
bu kurmak için 7 yıl harcadığım bir rüya. arkadaşlarım, kardeşlerim, param, hayatım, bu rüyayı kazanmak için herşeyimi harcadım.
Mon rêve se réalise enfin après sept ans. j'ai tout sacrifié pour que ceci devienne réalité.
Anladım. Sadece bir rüya olduğuna sevindim.
Si c'était que ça, ce n'est rien.
Abi, umarım rüya görüyorumdur.
Je ne pense pas rêver.
rüya gördüğünde, açıklayamadığımız şeyler olur.
Quand tu rêves, des choses inexplicables se produisent.
Haydi. Rüya evim bekliyor.
Dépêche, mon paradis m'attend.
Çılgın bir rüya gibi. Hayatımı hatırlamıyorum.
C'est comme un rêve bizarre.
Üç hafta boyunca senin için yaptığım rüya evini alıp büyük bir hiddetle bana fırlattın.
Tu as pris et jeté sur moi, avec une force surhumaine,
Bir kaç yıl sonra oyunlarda profesyonel atletler kullanılmaya başlandı. Yani rüya takımları. Ben bunu her zaman garip bulurum.
On m'a souvent demandé depuis quel avait été le meilleur moment pour moi.
Merhaba "Rüya Takımı".
- L'équipe de rêve.
Rüya görüyorum...
Plein de nouvelles choses m'arrivent. Ça m'arrive de rêver.
Tamam. Neyin rüya, neyin gerçek olduğunu anlayamadım.
Je n'arrive pas à distinguer le rêve de la réalité.
Yoksa ben rüya mı gördüm?
Ou c'est moi qui ai rêvé?
Hala 17 yaşında ve hayatımın kötü bir rüya olduğunu görmek için neler vermezdim.
Je voudrais me réveiller de ma vie comme d'un cauchemar, et qu'on ait encore 17 ans.
bugün çok ilginç bir rüya...
Il m'en revient un petit bout...
Rüya mı?
Un rêve?
Tuhaf bir rüya gördüğümü anlatırdım.
Je te dirais que j'ai fait un rêve étrange.
Sanırım dışardan duyamıyorsun... - İçeride bir rüya gördüm.
- J'ai rêvé quand j'étais dedans.
Kütük gibi uyusam da rüya görmem!
Je ne rêve jamais quand je viens de m'assoupir!
Kızlar da ıslak rüya görür mü? Erkeklere özgü bir şey sanırdım.
Les rêves mouillés, c'est qu'une affaire de gars, hein?
Annem, "Eğer külodun ıslanmışsa, ıslak rüya görmüşsün", derdi.
Ma mère m'a dit que si ta culotte est trempée, alors c'est un rêve mouillé.
Bunun bir rüya olduğunu düşüneceğim. Seni seviyorum, tatlım!
Je t'aime, chérie!
Hanımefendi, avluda olduğunuz zamanla ilgili bir şey hatırlıyor musunuz? Herhangi küçük bir şey. Bir rüya, bir yüz.
Vous vous souvenez quand vous étiez dehors? Un détail... une bribe de rêve, de visage? Je me souviens m'être mise au lit et avoir prié pour bien dormir jusqu'au matin. J'ai tué cette femme? Non.
Onunla ilgili sürekli rüya görüyorum. gerçekten mutlu, sonra uyandım... onun öldüğü şu kabüsa..
Je rêve toujours d'elle... vraiment heureuse, et je me réveille... dans un cauchemar où elle est partie.
Bir keresinde ayrı olduğumuz bir rüya gördüm ama sonra korktum ve Raven'a ulaşmaya çalıştım ama orada yoktu.
Une fois, j'ai rêvé qu'on était séparées, puis j'ai eu peur, j'essayais de toucher Raven, mais elle n'était pas là.
Kötü rüya mı?
Un mauvais rêve? Oui
- Kötü rüya mı?
Un mauvais rêve?
Hepimiz uyuyalım ve rüya görelim Heehee!
Maintenant on dort et on rêve tous! Heehee!
Dün gece bir rüya gördüm, Bay Fernandez.
J'ai fait un rêve cette nuit, M. Fernandez.
Tanrım, çok kötü bir rüya gördüm.
Mon Dieu, j'ai fait un rêve horrible.
Kızım, küçük bir rüya takımı kurmuşsun sanki.
T'as toute la Dream team chez toi. Dis donc. Et regarde.
Rüya görmüyorum bunu Yaşadım.
Jamais je n'aurais rêvé voir cela. C'est incroyable...
Ormanda yaşadıklarımızın bir rüya olduğunu düşünmüştüm.
Je pensais que c'était un rêve ce que nous avons vécu dans la forêt.