Saklanın translate French
1,515 parallel translation
O zaman saklanın.
Alors cachez-vous.
Dağlara, radyasyonlu ortamın üstüne çıkın ve saklanın.
Montez plus dans les montagnes au-dessus des radiations. Et planquez-vous.
Saklanın.
A couvert! A couvert!
Saklanın. Hadi, hadi, hadi.
Allez, allez, allez!
Burdan gidin, bir yere gidip saklanın.
Par ici. Allez par là.
Herkes bu şeyin altına geçsin. Caddenin öbür tarafında saklanın.
Que tout le monde se mette à l'abri de l'autre côté de la rue.
Kaçın ve saklanın.
Courez vous cacher.
Saklanın.
Fuyez!
Saklanın!
Cachez-vous!
Saklanın!
Cachez vous!
Saklanın.
Abritez-vous.
Saklanın!
A couvert!
Birinci sınıf paketimizi alırsanız kıymetli eşyanız tesisimizin en güvenli bölümünde saklanır.
Mais si vous prenez l'option premium, votre objet pourra être stocké dans l'aile la plus sécurisée.
Michael bunu Lindsay ve Tobias'ın Maggie'nin evine girip banyoda saklanıp, çişini alıp test ettikten sonra öğrenmişti.
Michael le découvrit après avoir demandé à Lindsay et Tobias d'aller chez Maggie et de se cacher dans la salle de bain pour recueillir son urine pour un test.
Benden saklanıyor, değil mi?
Il me fuit, n'est-ce pas?
Kafese gir ve aynanın arkasına saklan, orası boşmuş gibi gözükecek.
Oh, vas dans la cage et caches toi sous le miroir, elle aura l'air vide.
- Aynanın altında mı saklanıyordu? - Hayır!
- Il se cachait derrière ce miroir?
Muhtemelen Danny'nin saklanırken farkettiği adamdan olabilir ve bu nedenle saklanmıştır, ama odanın içinde ya da yakınında kan yok.
Le type poursuivi par Danny aurait pu être blessé et se cacher. Mais pas de sang dans le placard.
Ahırda, samanların altında saklanıyor.
Il est là-haut, sous le foin.
Eğer, çok uzun süre saklanırsanız, daha çok endişelenir. Ve sonra daha çok kızgın olur.
Si vous restez cachés trop longtemps, elle va s'inquiéter et ça va l'énerver encore plus.
Dünyadaki en değerli dünya dışı nesneler koleksiyonuyla en ücra köşede saklanıyoruz ve sen yanlışlıkla ayağın takılıp buraya mı düştün?
- Comme si vous ne le saviez pas! Nous sommes à l'écart de la population avec la plus importante collection d'artefacts extraterrestres au monde, et vous y échouez par erreur?
Sahanlığın altına saklanıp, kulaklıklarımı takıyor ve Morrissey dinleyerek onunla uğraşmaktan kaçınıyorum.
Je me cacherai sous le porche avec mes écouteurs sur les oreilles Et écouter du Morrissey, et n'aurais pas à m'en occuper...
- En azından sen orada saklanıyorsun. Ben buradayım. Masanın arkasında.
Moi, je suis à la réception, à la merci de ses lubies.
herhâlde gerçek sahibinden saklanıyor çünkü buna sığacak kadının etrafına sarılmak istemezdim.
Je suppose qu'elle se cache de sa vraie propriétaire pour ne pas avoir à se retrouver sur elle.
Sonra da 12 yaşındaki bir çocuk gibi kaçarsın. Her zaman olduğu gibi çatıda saklanırsın.
Tu cours toujours te cacher sur ton toit, comme un gamin.
1972'de bulundu, 1974'de kayıp oldu. ve bir kaç yıl sonra Belçikanın altında saklanırken bulundu.
Découverte en 1972, perdue en 1974, retrouvée quelques années plus tard, cachée sous la Belgique.
Çalılıkların arasına saklanıp onun üstüne atlayacağım ve korkudan düşecek.
Parce que je vais me cacher dans les buissons et me jeter sur lui pour qu'il s'écrase.
Yatağın altında saklanıyoruz.
"Oh, j'attends le dîner avec impatience."
Odamın duvarları... Zarların buluştuğu yer orası. Bu sayede buraya geliyorlar ve başka bir evrende saklanıyorlar.
Ma chambre, c'est la membrane entre nos univers.
Ve ne kadar hızlı koşarsa koşsun, ne kadar iyi saklanırsa saklansın, onu bulup öldüreceğine yemin etmiş.
Et il lui jura que peu importe la vitesse à laquelle elle courrait, ou peu importe la cachette qu'elle trouverait, il la trouverait... et la tuerait.
Onun gibi insanların gittiği herhangi bir yere gidebilir ve yardıma muhtaç yeni bir çocuğun hayatını berbat etmek için saklanıp bekleyebilir.
il pourra aller dans n'importe quel endroit où ce genre de personne aime aller, et se cacher en attendant le prochain enfant sans surveillance dont il prendra la vie.
Tamam, ben bagajda saklanıcam, sen de arabayı yangın musluğunun önüne park edeceksin.
Bien, je me cacherai juste dans le coffre, Et tu gare la voiture devant une Bouche d'incendie.
Son üç senede, ben depolarda ağlayıp, Dr. Cox'dan saklanırken, sen buraların altın çocuğuydun ve her gün bunları atlatabilmem için sana güvendim.
Pendant 3 ans, tu as été le chouchou. Pendant que moi, je pleurais dans les placards et comptais chaque jour sur toi pour m'en sortir.
Herhangi bir yerde saklanıyor olabilir.
Il peut se cacher n'importe où.
Luthor'ların konağında saklanıyor.
Il se cache au chateau des Luthor.
Zamanında çıkamazsan bağıracağım,... o zaman bir kapı çerçevesi veya öyle bir şeyin altına saklan.
Si vous n'êtes pas sorti à temps,
- Patlayıcılar satın alındı, saklanıyor.
Les explosifs on été obtenus et entreposés.
Birçoğu hanedanlarını kaybetti, kaçıyor ya da saklanıyor.
Cependant la plupart ont perdu leur domaine et sont en fuite ou se cachent.
Hep beyin dalgalarının arkasına saklanıyorsun!
Vous vous cachez toujours derrière vos ondes cérébrales.
- Ağacın arkasında saklanıyorum. - Carrie'yi izliyorum.
J'entends des oiseaux Où es-tu?
Madem saklanıyordu, neden içinde kimliğiyle birlikte çantasını bir yere attı?
Pourquoi se débarrasser de son sac avec ses papiers?
Geri geldiğimde çantaların arasında saklanıyordu.
Il était caché dans la soute au retour.
Bu korkağın yüz yıllık saklanışı sona erdi artık.
Ce lâche ne pourra plus se cacher.
Çalıların altına saklan.
Sous le buisson! A couvert!
Arabamın yolcu koltuğunda saklanır ve pencereden sihirli şeyler savurur.
Il sera caché dans ma voiture et il balancera des trucs magiques par la fenêtre.
Annesinden kalan mücevherler en güvenli yerde saklanıyor olmasaydı ; ki bu yüzden buraya geldik, endişesinden ölürdü.
Elle mourrait si les bijoux que sa mère lui a laissés n'étaient pas dans l'endroit le plus sûr, c'est pourquoi je l'ai amené ici.
Anlamıyor musun? Nick kaybolmadı, saklanıyor.
Nick n'a pas disparu, il se cache.
Onunla yatıyor, perdelerin arkasında saklanıyor! Artık kızdan ayrıldığınıza göre sorun sayılmaz.
Ah bon?
Saklanın.
Cachez-vous.
İşte böyle. Kayanın arkasına saklan.
Cache-toi derrière un rocher.
Yıllardır saklanıyoruz çünkü bu, Timothy'yi bulmalarını önlemenin en iyi yoluydu.
Nous l'avons caché toutes ces années car c'était la seule façon de le protéger.
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanıyorum 16
saklanıyor 39
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor musun 18
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanıyorum 16
saklanıyor 39
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor musun 18