Salsa translate French
502 parallel translation
Arthur Murray sana rumba ve salsa yaptırabilir.
En six heures, on vous apprend la rumba, la samba...
Bolero, tango, merengue, salsa.
Boleros, tangos, merengue, salsa.
Ne tür müzik seversin? Salsa sever misin?
Quelle musique tu aimes?
Ya reggae?
Salsa? Reggae?
Biraz acılı dolma, biraz acılı sos.
Quelques tamales, un peu de salsa.
Salsa, tekno-pop... Ne isterseniz.
Salsa, techno-pop... ce que vous voulez.
Şu parçayı koyayım, bu arada ekstra peynirli ve soslu büyük boy tavuklu tavuklu sandviçimin icabına bakayım.
J "envoie la chanson pendant que j" attaque ce poulet-parmesan avec rab de fromage et rab de salsa.
- Kıs şunun sesini dostum. - Salsa dinliyoruz burada.
Je veux écouter ma salsa!
Salsa!
Salsa!
Salsa köpekbalığı.
Le requin dans la sauce.
Salsa yapacak domatesim yoktu, ben de humus yaptım.
J'ai manqué de tomates pour la sauce,
Neden masada salsa yok?
Il n'y a pas de sauce piquante!
Salsa'yı ne yapacaksın?
Pour quoi faire?
Salsa, şu anda Amerika'da bir numaralı çeşni.
C'est le condiment le plus répandu aux USA.
Çünkü "salsa" demek insanların hoşuna gidiyor.
On aime bien dire "salsa".
Affedersiniz. Salsa var mı?
Vous avez de la "salsa"?
Biraz daha salsa istiyoruz.
Où est la "salsa"?
Salsa nerede? Salsa yok mu?
Pas de "salsa"?
İspanyol biri seltzer istediğinde mutlaka salsa getiriyorlardır
Pour un Espagnol, ça doit être impossible de commander un Alka Seltzer!
Seltzer istedim, salsa değil.
Je veux du Seltzer! Pas de la "salsa"!
Seltzer'la salsa arasındaki farkı biliyor musun?
Vous ne connaissez pas la différence?
Salsa'dan sonra seltzer gelir.
On prend le Seltzer après la "salsa"!
O yüzden intikamımı salsa pistinde alacağım.
Je me venge, voilà, Sur la piste de Salsa
Salsa sosu diyorlar.
C'est de la salsa.
Terminator II ve salsa sosu.
Terminator II et salsa.
- Daha çok salsa?
- Encore de la salsa?
Sadece yumurta değil. Salsa soslu yumurta.
Mais pas n'importe quels œufs.
Sadece salsa sosum bitti.
Je n'ai plus de salsa.
Salsa sosu mu? Biz ne zaman salsa kullandık ki?
Depuis quand on utilise de la salsa?
Tam da salsa kralı olmak üzereydim?
Juste quand je devenais le roi de la salsa.
Biraz salsa alabilir miyim?
Je peux avoir de la sauce avec?
Harikaydı. Rock, salsa, gospel.
Rock, salsa, gospel...
Çoğu partide sadece cips ve salsa sosu olur.
La plupart des fêtes, c'est chips et sauce, chips et sauce.
Mulder, geleceğini bilseydim daha fazla salsa yapardım.
J'aurais dû faire plus de sauce.
Jimmie'yi bu akşam ki salsa kulübünde düşünebiliyor musun?
Tu imagines si Jimmie avait ete la, au Salsa Club?
Bir gece, Manhattan'ın merkezinde dört bekar kız arkadaş kendilerini bir salsa kulübünde buldular o anda hiçbirinin, bir erkekle ilişkisi yoktu.
Une nuit, dans un club de salsa de Manhattan, quatre copines célibataires se sont retrouvées sans petit ami en même temps.
Hampton'daki kulübümü görene kadar bekle. "Salsa East".
Attends de voir mon club dans les Hamptons.
Saçların kısalsa da hala aynısın
- Tu n'as pas changé.
-... tekno salsa.
- Du ska, du hip-hop...
Karayip dansı, salsa, lambada, o tür şeyleri iyi bilir...
Il danse le merengue, la salsa, la lambada, tout ça...
- Evet, gittim. Sookie için inek biçimli möleyen bir saat aldım Michel için Cardio Salsa kasetleri, Dean'e bir kitap aldım.
Oui, j'ai pris un minuteur en forme de vache pour Sookie des cassettes de cardio-salsa pour Michel,
Ve salsa banyosu.
Et le bain de sauce.
Ve çok romantik bir gecede kendi karmaşalarımla salsa yapabilirim.
Et lors des soirées avec moi-même vraiment romantiques... je vais danser la salsa avec ma confusion.
Bu gece ve yarın gece Latin Bar'da bir salsa grubu çalıyor.
Il y a un groupe de salsa qui joue ce soir et demain au Latin.
Sonra Sophie'nin bir salsa kulübünde randevusu var. en de ona takılabilirim.
- Après, Sophie rejoint son mec dans une boîte de Salsa.
Salsa klübündeki çocuk?
- Celui de la boîte de Salsa?
Bu salsa değil mi?
C'est de la salsa?
Bahsettiğiniz şey mamba. Salsa. Standart danslar.
Nous parlons bien de mambo et de salsa... des standards?
Sence ona aşık mı oluyor? Adam bir salsa dansçısı.
Tu la crois capable de craquer pour un danseur?
Bu salsa değil mi?
Ce n'est pas de la salsa?
Eğer salsa yapabilirsen, tvist daha kolay olur.
Si tu sais danser la salsa, le twist sera facile.