Sanıyordum translate French
27,126 parallel translation
Dürüst olmak gerekirse dostum zulayı yarın tazeleyeceğimizi sanıyordum.
Je pensais que la re-up était demain.
Ben de tam bu gece tüm şansımı tükettiğimi sanıyordum.
Je pensais être le seul à être chanceux ce soir.
Tutuklandım ve mahkemeye çıktım. O gün eve döneceğimi sanıyordum.
J'ai été arrêté, mais je croyais qu'on me laisserait rentrer chez moi.
- Nasıl yaptın? - Tamamen kaldırdıklarını sanıyordum.
Il l'avaient exclue.
Bizimle hiçbir şey yapmak istemediğini sanıyordum.
Je croyais que tu ne voulais rien faire avec nous.
Film falan izlediklerini sanıyordum. Halbuki içki içiyorlarmış.
Je les croyais en train de regarder des films, alors qu'elles étaient en train de boire.
Başıma hiçbir zaman kötü bir şey gelmez sanıyordum.
Je pensais que rien de mal ne pourrait jamais m'arriver.
Sadece oğlanlardan ibaret sanıyordum.
Au début, je pensais que c'était juste les garçons.
Abur cuburdan nefret edersin sanıyordum.
Je pensais que tu détestais la mauvaise bouffe.
Çünkü düne kadar Elena'yı ölü sanıyordum.
Parce que jusqu'à hier, je pensais qu'Elena était morte.
Bu konuda anlaştık sanıyordum.
Je pensais qu'on était d'accord là dessus.
Rayna için yardımına ihtiyacımız olduğunu sanıyordum.
Je pensais qu'on avait besoin d'elle pour Rayna.
Benim sonuncu olduğumu sanıyordum.
Je pensais être le dernier de notre espèce.
Ben de Geonosis'in çöllerden oluşan bir gezegen olduğunu sanıyordum.
Et je pensais que Géonosis était une planète désertique.
Üzücü hikayelerin insanlara çek yazdırdıklarını sanıyordum.
Je pensais que les histoires tristes faisaient faire des chèques.
Burayı kaykay için kullanacağını sanıyordum.
Je croyais que tu allais utiliser l'espace pour faire du skateboard.
Bunu açıkça belirttiğimi sanıyordum.
Je croyais avoir été clair!
Anlaştığımızı sanıyordum.
Je pensais qu'on était sur la même longueur d'ondes.
İspanya'da olduğunu sanıyordum.
Je pensais que tu étais en Espagne.
Aynı takımdayız sanıyordum.
Je nous croyais du même côté.
- Gittiğinizi sanıyordum.
Je pensais que vous bougiez tous.
Seksi çamaşırlı kadınları sevdiğini sanıyordum.
Je croyais que tu avais dit que tu aimais les femmes en jolie lingerie.
Bunu geride bıraktın sanıyordum.
Je pensais qu'on était passés à autre chose.
Bunun bizim kutlamamız olacağını sanıyordum.
Ce n'est pas notre fête? On s'aime.
Elliot'la buluşacağımı sanıyordum.
Je pensais rencontrer Elliot.
Bunun peşimizdekilerden kurtulmak için olduğunu sanıyordum.
Je pensais qu'on était là pour se débarrasser de notre filature.
Mobley ve Trenton'u bulmak istediğini sanıyordum.
Je pensais que tu voulais retrouver Mobley et Trenton?
Buradan faaliyet yürüteceğiz sanıyordum.
Je pensais qu'on travaillait d'ici?
Bir de zamanın benim tarafımda olduğunu sanıyordum.
Et je... je pensais que j'avais le temps de mon côté.
Hâlâ en sevdiğin ayakkabılarının üzerine gözyaşı döküyor olacağını sanıyordum.
Je pensais te trouver en train de bouder à cause de tes chaussures préférées.
Sebebinin Regina olduğunu sanıyordum ama artık biliyorum.
Je croyais que c'était Regina, mais maintenant je sais.
Bense Yeraltı Dünyası'nda hiçbir şeyin filizlenmediğini sanıyordum.
Et il y avait moi pensant que rien ne fleurissait dans les Enfers.
Traktörün neyi var kontrol edip şey yapacaksın sanıyordum...
Tu devais regarder le tracteur pour voir ce...
Kanada'da amatör futbolu oynuyorsun sanıyordum.
Je croyais que tu faisais du football amateur au Canada.
Bekle bir saniye Dan Melissa ile yemekte sanıyordum.
Attends une seconde. Je croyais que Dan était au restaurant avec Melissa.
- Uçakla gideceğimizi sanıyordum.
Je suis censé monter dans un avion.
- Suya temas ettiğinde çalışıyor sanıyordum.
Je pensais que ça marchait au contact de l'eau.
Her şeyin yolunda gittiğini sanıyordum.
Mais... Je pensais que tout ce passé bien.
İşe erken gittiğin için burada olacağını düşündüm ama bir otelde yaşadığını sanıyordum.
Tu travailles tôt, j'ai pensé que tu serais là, mais je croyais que tu vivais à l'hôtel.
Benden etkilendiğini sanıyordum, ayakkabılarımdan değil.
Qu'il était attiré par moi. Pas par mes chaussures.
Ama ayaklarımın yasak bölge olması konusunda anlaştığımızı sanıyordum.
Mais je pensais qu'on était d'accord, mes pieds sont hors limite.
Bir sonraki randevumuzun salı günü olduğunu sanıyordum.
Notre prochain rendez-vous n'est pas avant mardi.
- Beni temsil etmeyeceğinizi sanıyordum.
- Vous ne deviez pas me représenter.
- Ruth. Kendini valilik yarışına kaptırdığını sanıyordum.
Je vous croyais absorbée par toutes ces campagnes de gouverneurs.
Ben şarkı söylüyorlar sanıyordum.
On dirait qu'ils chantent.
Howell davasına beraber başlamıştık. Avukatlar başladıkları davayı bitirirler sanıyordum.
Elle a pris l'affaire Howell avec moi, donc je pensais que l'associé qui a pris l'affaire reste avec l'affaire.
Evet. Dürüst olmak gerekirse, bunu aylar önce aştığını sanıyordum sorunları, endişeleri falan. Ve birden bire durup dururken, bir kaç ay önce bu sorun tekrar başladı.
Franchement, je croyais qu'elle s'en était remise, plus de complexes, d'inquiétude, et... tout à coup, sans prévenir, il y a quelques mois, c'est... revenu sur la table.
Durun bir dakika, ben düştüğünü sanıyordum.
Attendez. Je croyais qu'elle était tombée.
Bir şey öğrenemediğini söylediğini sanıyordum.
Je croyais que vous n'aviez rien appris de plus.
Onu başka biri sanıyordum.
Je pensai qu'elle était quelqu'un d'autre.
Sanırım onun gibi birini arıyordum.
Je pense que...